Taha Yusuf SARIGÜL

YENİ DÜNYA DÜZENİ

Taha Yusuf SARIGÜL

     Birleşmiş Milletler (BM) 2016 - 71. Genel Kurul Görüşmeleri Abd’nin New York şehrinde başladı. 193 üye ülke her yıl bu görüşmelere katılıyor ve heyetler temaslarda bulunuyor. Diplomasi ve uluslar arası siyasetin en üst düzey temsil platformu olarak BM her yıl bu şekilde toplanıyor. Her yıl toplanan BM ne işe yarar peki? Nasıl bir yapısı vardır? Karar mekanizmaları nasıl işler?        Kuruluş bildirgesine göre dünya barışını ve güvenliğini korumak ve uluslar arası ekonomik, kültürel ve toplumsal birliği sağlamak amacıyla kurulmuş bir örgüttür. Yine BM kendini ’Adalet ve güvenliği, ekonomik kalkınma ve sosyal eşitliği uluslar arasında tüm ülkelere sağlamayı amaç edinmiş küresel bir kuruluş’ olarak tanımlamaktadır. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) üye ülkeler arasında barış ve güvenliği sağlamak amacıyla kurulmuş örgütün en önemli organıdır. Örgüt 15 üyeden oluşur. Bunlardan 5 tanesi daimi üye diğer 10 tanesi seçilmiş üyelerdir. Dönüşümlü üyeler 2 yılda bir genel kurulda yapılan seçimlerle belirlenir.        Şimdi hem örgütün kuruluş ilkelerine hem de BMGK’nin kuruluş amacına bakacak olursak kâğıt üzerinde ne kadar da gerekli bir örgüt olduğu intibası oluşmaktadır. Fakat uygulama safhasına baktığımızda ise kuruluş amacının tam tersi uygulamaları görüyoruz. Bundan dolayı Cumhurbaşkanı Erdoğan bu yılki konuşmasında da ‘Dünya beşten büyüktür’ vurgusunu yaptı. Çünkü BMGK adeta bu beş ülkenin çıkarlarını koruyor. Abd, Fransa, İngiltere, Rusya ve Çin. Bu beş ülke kendi menfaatleri dışında her kararı veto etme yetkisine sahip. Bu ülkelerden birinin alınan kararları veto etmesi bu yapıyı çalışamaz hale getiriyor ve karar çıkarılamıyor. Baktığımız zaman bu beş ülkeden üçü batılı biri Rusya ve diğeri de Çin. Dünya barışı ve güvenliği bu ülkelerin iki dudağı arasında. Zaten bu 5 ülke kendi aleyhlerine sonuç çıkarabilecek tüm kararları veto ediyorlar. Ve içlerinde Müslüman bir ülke yok. Huntington’un medeniyetler ittifakının tam tezahürü bir durum. Bu ülkelerin İslam’a bakış açılarının ne kadar negatif olduğunu gayet açık. İslamofobia’nın artması konusunda ne kadar duyarsız olduklarını ve İslam karşıtlarına ne kadar müsamahakar davrandıkları da ortada. Gerçekten insan aklının zorlandığı bir durum. 188 üye ülke bir yana bu 5 ülke bir yana. Kafalarına göre kararlar alıyorlar. Kendi menfaatleri doğrultusunda savaşları başlatabiliyorlar. Kendi menfaatleri doğrultusunda ekonomik ambargolar uygulayabiliyorlar. Tüm dünyanın kaderi 5 ülkenin elinde. Fakat bunun böyle gitmeyeceğini ve artık bazı şeylerin değişmesi gerektiğini cumhurbaşkanı Erdoğan bu yılki konuşmasında üzerine basa basa dile getirdi. BM genel kurulunda gayet açık ve yürekli bir şekilde batılı ülkeleri ve BM’nin daimi üyelerini eleştirdi. Konseyin reforme edilmesi ve tüm dünyanın adaletli bir şekilde temsil edileceği bir yapıya kavuşturulması gerektiğini belirtti.  Yine Suriye, Filistin, Mülteciler, 15 temmuz ve Fetö ile ilgili değerlendirmeler yaptı.        Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin demokratik olmayan, şeffaflıktan uzak ve adaletsiz düzeninin değişmesi gerekiyor. Bu değişimi sağlayacak dinamikler çoktan harekete geçmiş durumda. İnşallah iyi şeyler olacak. Bekleyip göreceğiz.

Yazarın Diğer Yazıları