Taha Yusuf SARIGÜL

Meslek Liseleri Öğrenci, Esnaf Kalifiye Eleman Bulamıyor!

Taha Yusuf SARIGÜL

Yıllardır süregelen Meslek Liselerinin öğrenci bulamama sorunu piyasada yeterince kalifiye eleman bulunmaması nedeniyle iyi gün yüzüne çıktı. Devletin onca teşviğine ve Milli Eğitim Bakanlığı'nın Mesleki Eğitimi çok önemsemesine rağmen öğrenci sayısı ve yetişmiş eleman konusunda istenilen seviyeye ulaşılamadı, istenilen sonuçlar da elde edilemedi.

Her yıl Mesleki Eğitimin önemine dair çalıştaylar düzenlenir, seminerler verilir ve Arge çalışmaları ile öğrencilerin mesleki eğitime yönlendirilmesi amaçlanır. Bu noktada Milli Eğitim Bakanlığı'nın gayretini ve iyi niyetini yadsıyamayız. Fakat ailelerin tutumu ve yaklaşımı bu süreci olumsuz etkiliyor. Teoride kime sorarsanız çocuğunu sanayide çırak olarak veya bir esnaf dükkanında çırak olarak görmek istemez. Her ebeveynin istediği; çocuğunun akademik başarıyı yakalaması ve devamında prestijli bir meslek sahibi olmasıdır. Evet bu herkesin en doğal hakkıdır ve herkesin prestijli (beyaz yakalı) bir meslek sahibi olma hakkı vardır. Buna saygı duyuyoruz. Fakat herkes masa başı rahat bir meslek sahibi olursa diğer işleri kim yapacak?

Bugün Meslek Liseleri ve belli bir yüzdelik dilim ile öğrenci alan Proje Liseleri dışında başka bir okula giden öğrenci dört senelik lise hayatı sonrasında akademik olarak istediği seviyeye gelemediği için üniversite sınavı sonrasında çok da iyi bölümler kazanamıyor. İstisnalar elbette mevcuttur fakat genel durum üzerinden hareket etmek zorundayız. Mevcudu bin(1000) olan bir mahalle mektebinden (lise) her yıl ortalama 250 öğrenci mezun olup üniversite sınavına giriyor. Bu 250 öğrenciden dişe dokunur ve garanti iş alanı olan bir bölümü kazanan öğrenci sayısı bir elin parmak sayısını geçmez. Peki geriye kalan öğrenciler ne yapıyor? Ne mi yapıyorlar; çoğu bir kere daha şansını denemek için dershanelere yazılıyorlar. Bu işten en çok memnun olan dershaneciler oluyor. Hazır müşteri ne de olsa. Yıl sonu geldiğinde başarı oranı yine çok düşük. Çünkü akademik olarak başarılı olamadığı için düz bir liseye giden öğrenci ailesinin de bu durumu kabullenmemesi nedeniyle zorlamayla tıp, diş hekimliği ve hukuk gibi bölümler kazanmaya zorlanıyor. Saydığımız bölümler gibi popüler bölümleri kazanamayan öğrencilerin 20 yaşından sonra bir mesleğe yönlendirilmesi çok zor. Ya da sırf okumak için bir lisans programına yerleşen ve mezun olduğunda iş bulamayacağını bile bile üniversiteye giden öğrenci mezun olduğunda devlet bana iş versin beklentisine girebiliyor. Devlet herkese iş veremiyor maalesef. Bu tarz öğrenciler üniversite ile beraber 4 yıl daha kaybettikleri için yaş oluyor 24-25. Bu yaştan sonra hangi birey bir mesleğe yönlendirilebilir? Hangi zanaat öğrenebilir? 

Hiçbir ebeveyn çocuğunu 13-14 yaşındayken mesleki eğitime yönlendirmek istemiyor. Çoğu ebeveyn çocuğu okusun ve kazancı bol, mesaisi rahat ve prestijli bir meslek sahibi olsun istiyor. Hak veriyoruz. Kim istemez ki bunu. Ama maalesef gerçekçi olmak zorundayız. Ülkemizin koşullarını göz önünde bulundurmalıyız. Her çocuk istenilen akademik seviyeye ulaşamayabilir. Bu nedenle çocukları mesleki eğitime yönlendirmemiz gerekiyor. 

Bir okul üzerinden örnek verecek olursak Elazığ'da Organize Sanayi'de hizmet veren Zeycan Yıldırım Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi iş garatili bir lise. Okulun birçok avantajı var. Bu okula kayıt yaptıran öğrencilere 9. sınıftan itibaren sağlık sigortası yapılıyor. 4 yıl boyunca ücretsiz yemek ve servis imkanı var. Yurtdışında ücretsiz staj imkanı var. Mezun olduklarında garanti iş var. Bu okulumuz okul müdürünün gayretiyle öğrenci sayısını artırdı ama öğrenci sayısı hala istenilen seviyede değil. Bu durum diğer Meslek liseleri için de geçerli. 

İşsizlik diye bir yalan var ki ben buna asla inanmıyorum. Gidin esnafların camlarına bir bakın. Çoğunda "eleman aranıyor" yazısını göreceksiniz. Hizmet sektöründe çalışacak garson, komi, kurye, şef, fırıncı ve kebap ustası bulunamıyor. İşletme sahipleri "asgari ücretin üstünde ücret veriyoruz, sigorta yatırıyoruz, yemek ve yol masrafını karşılıyoruz ama yine de eleman bulamıyoruz" diye sitem ediyorlar.

Hayvancılık Afganlıların sayesinde ayakta duruyor. Bugün tarım ve hayvancılık can çekişiyor. Köylerde yumurtayı ve yoğurdu inip şehir merkezinden satın alıyorlar. Üretim durma noktasına gelmiş. 

Sanayi Sitesi Suriyelilerin sayesinde ayakta duruyor. Sanayide hemen her dükkanda bir Suriyeli çalışıyor. Sebebini sorduğumuz dükkan sahipleri eleman bulamamaktan yakınıyorlar. 4+4+4 kesintisiz eğitimin dezavantajlarını yaşıyoruz maalesef. Çocukları 18 yaşına kadar zorla okulda tuttuğumuz için o yaştan sonra mesleğe yönlendirmek de zor oluyor.

Yazın eve klimacı çağırdım yoğunluk var dedi ve gelmedi. Bozuk olan klimayı yaptıramadım. Mobilyacı defalarca aramamız rağmen gelip evde iş siparişi almadı. Çırak bulamamaktan işleri yetiştirememekten şikayetçi hepsi. Sanayiye arabayı götürüyorsun basit bir iş ise yapıyorlar. O da birkaç gün süründürdükten sonra. Arabada büyük bir sorun varsa geçmiş olsun. O sorun ile yaşamaya alışmak zorunda kalıyorsun. Bugün sanayide iyi bir usta bir memurun 4-5 katı para kazanıyor. Maşallah diyelim Allah daha çok versin. Yeni ustalar yetişsin ki onlar da kazansın. 

Kim işsizlik var diyorsa yalan söylüyor. İş beğenmeme var. Özellikle bizim ilimizde ziyadesiyle var. Cafeler, kahvehaneler tıklım tıklım. Ama işsizlik var! Kimse gidip çalışmıyor. Bu yazıyı okuyup da iş arayan ve bulamayan varsa gazetemize başvursun. Bizzat ben iş bulacağım. 

Meslek Liseleri yukarıda saydığımız nedenlerden dolayı çok önemlidir. Ortaokuldan sonra 14 yaşında Meslek Lisesi'ne yönlendirilen bir çocuk 4 senede hem bir meslek sahibi oluyor hem de mezuniyet sonrası iş bulmakta zorlanmıyor.

Çocukları mesleki eğitime yönlendirmemiz gerekiyor. Bir eğitimci ve sendikacı olarak bu konuya çok önem veriyorum. Meslekler yaşatılmalı, ekonomik çeşitlilik artırılmalıdır. Herkes masa başı işte çalışırsa herkes beyaz yakalıların işini yapmak isterse üretim durur. Zira bizi ayakta tutan tarım ve hayvancılıktır.

Yazarın Diğer Yazıları