Son yıllarda tüm dünyada en fazla koşulan konu belki de küresel ısınma ya da küresel iklim değişikliğidir. Son yüzyıldaki iklim kayıtları incelendiğinde küresel yüzey sıcaklıklarının 1°C arttığı görülmektedir. Sıcaklıkların artmasındaki en önemli faktör atmosferdeki karbondioksit, metan, diazotmonoksit ve kloroflorokarbon gibi sera etkisi yaratan gazların miktarının artmasıdır. Bu duruma bağlı olarak yağış miktarlarının azalması ve kuraklığın artması tarımdan enerji üretimine insan sağlığından endüstriye kadar birçok sektörde etkilerini göstermektedir. Bu durumun ciddi boyuta ulaşmasıyla birlikte 5 Ekim 2016’da Paris Anlaşması ile küresel sera gazı emisyonlarının azaltılmasına yönelik çalışmaların temeli atılmıştır. TBMM tarafından “Paris Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun” 7 Ekim 2021’de kabul edilerek yürürlüğe girmiştir.
Bu anlaşmanın imzalanmasının ardından 29 Ekim 2021 günü Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın ismi Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olarak değiştirilmiştir. Ayrıca bakanlık bünyesinde İklim Değişikliği Başkanlığı’da kurulmuştur. Atılan bu adımların ardından Ankara Ticaret Odası (ATO) desteği ve öncülüğünde 30-31 Mart 2022 tarihlerinde ATO CONGRESIUM’da “EKO İKLİM Ekonomi ve İklim Değişikliği Zirvesi” gerçekleştirilmiştir. Bu zirve dünyanın ilk ekonomi ve iklim değişikliği fuarı olma özelliği taşıması küresel iklim değişikliği ile mücadelede ülkemizin kararlılığını göstermesi bakımından önemli bir etkinlik olarak değerlendiriyorum.
EKO İKLİM zirvesine iki gün boyunca 322 konuşmacı tarafından iklim değişikliğinin sonuçları ve yapılabilecekler ele alınmıştır. Zirveye 100.000 civarında ziyaretçi gelmiştir. Zirve kapsamında, dünyadaki ilk ekonomi ve iklim değişikliği temalı fuarda kurulan 152 stantta iklim değişikliği ve yeşil dönüşüm konularında kurum ve kuruluşların çalışma ve iyi örnek uygulamaları sergilenmiştir. Türksat'ın uyduya çıktığı zirve programının tamamı Ankara Ticaret Odasının YouTube kanalından, açılış programı ile bazı oturumlar ise ulusal ve yerel televizyon kanallarından canlı yayınlanmıştır. Küresel ısınma ve iklim değişikliğinin gelecekte daha büyük bir tehdit oluşturacağının her geçen gün daha fazla anlaşıldığı günümüzde dünya çapındaki bu tür etkinliklere ülkemizin ev sahipliği yapması kuşkusuz büyük bir gururdur. Zirve sürecinde Ankara’da yaşayan bir vatandaş olarak çok fazla reklam afişi kullanılması açıkçası beni rahatsız etmiştir. Zirvenin geniş kitlelere duyurulması ve daha fazla kişinin faydalanıp bilinçlenmesinin sağlanması için bunun yapıldığını bilmek içimi rahatlatsa da yine de dijital medya aracılığıyla bu duyuruların yapılmasının daha doğru olduğunu düşünmeden edemiyorum.
EKO İKLİM gibi uluslararası düzeydeki etkinliklerin ulusaldan yerele yayılarak hep birlikte bu mücadeleye katılma ve destek olma noktasında üzerimize düşen sorumluluğu almamız gerektiği açıktır. Aksi takdirde bugün bizim için olağan olan ve kolaylıkla ulaşabildiğimiz doğal çevre unsurları çocuklarımız ya da torunlarımız için bir hayal ya da mazi olacaktır. Çevreye verdiğimiz zararı azaltmak için tüketimi azaltma ve su, kâğıt, elektrik başta olmak üzere her şeyi tasarruflu kullanmak ilk atacağımız adım olabilir. Bu konuda yerel yönetimlerin teşvik edici projeler hayata geçirmesi ya da kurallara uymayanlar için yaptırımlar uygulaması büyük katkı sağlayacaktır. Bir Kızılderili atasözünde denildiği gibi “Dünya bize atalarımızdan miras kalmadı, torunlarımızdan ödünç aldık..!”
