Taha Yusuf SARIGÜL

MUSUL OPERASYONU

Taha Yusuf SARIGÜL

Ortadoğu coğrafyası; kanın, gözyaşının ve acının eksik olmadığı coğrafya. Yıllardır kanayan yaraları iyileşmeyen bu coğrafya son süreçte iyice çıkmaza doğru yol alıyor. Yaşanan acılar bir türlü dinmiyor.        Hemen yanı başımızdaki bu acılar bizleri de yakından ilgilendiriyor. Yıllardır süregelen bu acılar ne zaman bitecek, gözyaşları ne zaman dinecek? Kapımıza dayanmış milyonlarca mültecinin durumu içler acısı. Afganistan, Irak, Suriye… Ortadoğu’da savaş bitmiyor. İstemeye istemeye bizi de Suriye bataklığının içerisine çektiler.      Fırat Kalkanı harekâtı ile başlayan fiili müdahalemiz 17 Ekim Pazartesi şafağın sökmesi ile Musul’a kadar uzandı. Musul bir zamanlar Osmanlı toprağıydı. Tarihi ve kültürel bağlarımızın hala devam ettiği Musul’u bu Emperyalistlerin eline bırakamazdık. Bölgede Emperyal hedef gütmeyen tek ülke Türkiye. Musul halkının bağımsızlığını kazanması ve dış güçlerin müdahalesinden uzak, refah içerisinde yaşaması lazım. Bu amaçla Türkiye bölgeye müdahalede bulunuyor.  Suriye’ye sınırı olmayan onlarca ülke bölgede cirit atarken bizim orda olmamızdan daha tabi bir şey olamazdı. Yüzlerce km kara sınırımızın olduğu Suriye,  emperyalist güçlerin hedefinde. Dün Afganistan ve Irak’ta yaptıklarını bugün Suriye’de yapıyorlar. Müslümanı, müslümana öldürtüyorlar. Bakıyorsun ABD ve Rusya yüzlerce km öteden savaşın odağında yer alıyorlar. AB ülkeleri ABD öncülüğündeki koalisyon güçlerine destek veriyor. Koalisyon güçleri IŞİD ile mücadele adı altında bölgedeki Müslümanları katlediyor. ABD bir yandan IŞİD ile savaştığını söylüyor. Diğer yandan IŞİD’e silah gönderiyor. IŞİD’i besleyen de yine ABD ve İsrail.  IŞİD adı altında kurulan maşa örgüt bölgede Müslümanları katlediyor. PYD yine ABD tarafından silahlandırılıyor. PKK’yı terör örgütü olarak kabul eden ABD PKK’nın Suriye kolu olan PYD’yi açıktan destekliyor. Şii-Sünni tartışması mezhep savaşına doğru gidiyor. Emperyalistlerin istediği de bu. Zaten Müslümanları birbirlerine düşürmeden mağlup etmenin imkânsız olduğunu tarihteki örnekleri ile çok iyi biliyorlar. Bundan dolayı sürekli körüklenen mezhepçilik ve aşırı taassupçu anlayış Müslümanları tüketiyor. Bölge öyle karışık bir durumda ki, kimin eli kimin cebinde belli değil. Uzun yıllar silinmeyecek düşmanlıklar oluşturuluyor. Uzun yıllar sürecek acılar yaşanıyor. Olan masum çocuklara ve savunmasız insanlara oluyor. Bölgenin ekonomik kaynakları sömürülüyor.       İslam devletlerinin bir an önce akıllarını başlarına almaları gerekir. Bizim dinimiz Şiilik dini veya Sünnilik dini değil. Bizim dinimiz İslam dini. Bu tefrikalar bir an önce son bulmalı ve İslam birliği sağlanmalıdır. Bu konuda Arap dünyasının ve İran başta olmak üzere diğer İslam devletlerinin liderlerinin ellerini taşın altına koyma vakitleri gelmiştir.     Bölgede akan kan bir an önce son bulur inşallah. Allah mazlumların yardımcısı olsun. Allah Müslümanlara basiret versin. Akan gözyaşı ve kan bir an önce biter inşallah. Allaha emanet olun. 

Yazarın Diğer Yazıları