A Haber'i Dövebilir miyiz?

Herhangi bir kınama yapacak mısınız olayla ilgili, aileyi aradınız mı?" sorusu üzerine Akşener şu yanıtı verdi: "Ben niye arayacağım aileyi kardeşim benimle ne alakası var. İlgili arkadaşımız aileyi aradı. Babasını aradı. Amcasını aradı. Şahsını aradı. Dövdüğü iddia edilen kişi; şu an itibariyle tutuklu. ‘Doğru bir şey mi aferin iyi mi yaptı mı?’ diyorsanız? Hayır, öyle bir şey doğru değil, yanlış. Ama ilgili taraflar bununla ilgili dediler ki ‘yanlıştır.’ Ne yapalım şimdi? Ne yapmamı arzu ediyorsunuz? Söyleyin bakalım." demiş.

Aslında bu açıklama her zaman medya özgür olmalı diye meydanları titreten Akşener'in gerçek niyetini ortaya koymuş oldu.

Bir gazeteci görevini yaparken dayak yiyecek ama siz “A Haber bile olsa yanlış” diyeceksiniz...

Kurumu ne olursa olsun hiç bir gazeteci dayağı hak etmiyor. Böyle bir açıklama Akşener'e hiç yakışmadı.

A Haber’i beğenmeyebilirsiniz. Bu kanal sizin dünya görüşünüze mesafeli olabilir. Ama sonuçta gazetecilik mesleğinin gereği bir duyum ve ihbarı yerinde görmek ve haber değeri var mı yok mu onu tespit için olay mahalline giden bir gazeteci dövülüyorsa, bunun haberi yapmak isteyen gazeteci ve kanaldan ziyade, bu haberden rahatsızlık duyan ve bunu karşıdakini darp edecek derecede hırçınlaşan siyasileri konuşmak lazım.

Bir siyasetçi hangi partiden olursa olsun hakkında bir haber yapılıyorsa izleyecek yol bellidir. Haber uydurma ve iftira ise yasal hakkını aramak için mahkemeye gider ya da tekzip yayınlar. Ama bunun dışında kaba kuvvete başvuran bir yol izleniyorsa belli ki gizlenen ve basına yansıdığı için da rahatsızlık duyulan bir olay vardır.

Türkiye’yi “iyi” etme yönünde yola revan olan İyi Partililerin şimdiden kaba kuvvete başvurmaları da gösteriyor ki bu partinin geleceği çok iyi değil…
Bizden söylemesi...