Bilindiği üzere emperyalizm, bir devletin veya ulusun başka devlet veya uluslar üzerinde kendi çıkarları doğrultusunda etkide bulunmaya çalışmasıdır. Etkileyen devlet, etkilenen devletin kaynaklarından "yararlanma" hakkına sahiptir. 16. Yüzyılda temelleri atılan sömürgecilik 1870 yıllarında Afrika için kapışma ile emperyalizm, ekonomik temellere dayalı olarak söz konusu devletleri veya zümreyi kendi tahakkümü altına almaktır.
Bu amaçla, birinci ve ikinci dünya savaşı çıkmış pek çok devletçikler oluşmuş ve bu devletçiklerin birçoğu emperyalist devletlerin kontrolünde kalmıştır. Dünyanın birçok kıtasında bu gibi emperyalist düşünceler hep oldu ve olmaya devam edecektir. Ortadoğu’da ve Afrika kıtasında ülkemizi de ilgilendiren yakın zamanda çıkan savaşlara ve darbelere baktığımızda ( Kuveyt- ırak, Libya, Suriye işgali ve mısır darbesi) emperyal devletler istediğini ele geçirmek adına tüm çalışmalarını yapmışlar ve birçok ülkeyi kendilerine bağımlı hale getirmişlerdir.
Son günlerde sıcak gelişmelerin yaşandığı Rus-Ukrayna krizi esasen iki büyük emperyalist devletin güç gösterisine dönüşmüştür. Rusya’nın birinci dünya savaşından sonra sıcak denizlere ulaşmak emelleri, hala bağrında yana dursun Amerika’nın ise Avrupa da NATO devletleri adı altında tahakkümlüğünü sürdürme adına iki büyük süper güç arasında ciddi soğuk savaşa sebep oluyor. Rusya, Ukrayna’nın NATO’ya alınmasını istememe bahanesiyle Donbas bölgesinin bağımsızlığını ilan etmesi üzerine, Amerika tarafından ekonomik yaptırımların yapacağını söyleyen Biden, Putin’e göre kararlı ve ısrarcı olmadığını gösteriyor. Ayrıca Donbas bölgesinin de bağımsızlığını çaresizlikle bir nevi kabullenmiş gibi olduğunu gösteriyor. Putin’in siyasi ve askeri dehası Rusya’nın bu işin sonunda başarıya ulaşacağını göstermektedir. Kısa sürede tümüyle işgalin olacağını kabullenmek zor olsa da belki uzun yıllar sürecek olan bu savaşın kazananının Rusya olacağı görünüyor.
Türkiye Ne Yapmalı?
Ülkemiz sınırları, yıllardır kan ve gözyaşının dinmediği kozmopolittik ve stratejik bir ülkeler bütünü olarak bilinmektedir. Bu durumda ülkemizin söz sahipliğinin devamı için kritik zamanlardan geçtik ve geçmeye de devam ediyoruz. Her ne kadar Nato ülkeleri arasında olsak da komşu devletler ile iyi bir şekilde geçinme sorumluluğumuz bulunmaktadır. Emperyalist devletlerin ne yapacağı belli olmadığını kestirmek kaydıyla, örnek verecek olursak Suriye’de Amerika, bizimle birlikte hareket etmesine karşın son dönemlerde Rusya ile karşı karşıya gelip savaş çanları çalarken Amerika bizi yalnız bırakmıştı.
Çok şükür ki diplomatik başarı ile çözümler bulundu. Burada vurgu yapmamız gereken emperyal devletlerin kendi çıkarları için müttefiklerini bile yarı yolda bırakmaları ve burada yarı yolda kalacak devlet de Ukrayna olacaktır.
Türkiye’ye düşen, ‘Dünya beşten büyüktür’ ifadesi ve ‘güçlü Türkiye’ hedefi ile yolumuza devam etmektir.