6 Şubat tarihinde Kahramanmaraş merkezli yaşanan 2 deprem on binlerce insanımızın hayatını kaybetmesine ve yüz binden fazla insanımızın yaralanmasına neden oldu. Elazığ ile birlikte toplam 11 şehri etkileyen deprem sadece ülkemizi değil tüm dünyayı yasa boğdu ve bir çok ülkeden arama-kurtarma ekipleri gelerek destek oldu.
Yaşanan depremlerin doğal bir afet olması nedeniyle çoğu insan acıların yaşanmasını kadere bağladı bir çok insan ise deprem değil çürük evler insanlarımızı öldürdü düşüncesini ortaya attı. Aslın da iki düşünce de doğru. Yüce Allah’ın emri olmadan yer yüzünde yaprak bir kıpırdamaz. Lakin her şeyi kader üzerinden yorumlamakta çok yanlış.Tedbir bizden takdir Allah’tan sözünün ne kadar doğru olduğunu bir çok olay da bizzat yaşadık.
Son yaşanan deprem de yeni binaların dahi yıkıldığını görünce depremin insan öldürmediğini binaların insanların ölümüne neden olduğunun şahidi olduk. Yıllardır ülkemizde yapı stoklarının eski olduğunu ve yeni yapılan bazı binaların bile yönetmeliğe uygun olmadığı yönünde haberler ve söylemler olduğunu bilmemize rağmen bu yönde bir adım atılmaması da ayrıca tartışılacak bir konu.
Şunu ifade etmek gerekiyor ki ülkemiz bir deprem ülkesi ve bu gerçek ile yaşamamız gerekiyor. Yaşanan bu depremle ne ilk nede son olacak. Bu depremlerden çıkaracak çok dersimiz var. Dersimizi iyi çalışmamız ve bu tür acıların tekrar yaşanmaması için özellikle iktidar partisinin sorumluluk alması gerekiyor.
Öyle ki denetimlerin daha sıkı olması ve yanlış giden her türlü inşaat ve konut yapımlarında kim olursa olsun taviz verilmemesi gerekiyor. Deprem yönetmeliğine uygun konutların güvenli konutlar olduğunu özellikle Elazığ’da yapılan TOKİ konutlarında daha iyi gördük. Bu nedenle yaşanan bu acı olaydan ders çıkarmamız gerekiyor. Artık insanlarımızın yüklü paralar ödeyerek aldıkları binaların enkazı altında hayatlarını kaybetmemesi için tavizsiz ve kurallara uygun denetimlerin yapılması gerekiyor.
Bizden söylemesi…