Ömer Enes YILAR

Öyle Bir Yerdeyim Ki!..

Ömer Enes YILAR

11 Şubat 2022 tarihinde kaleme aldığım bir yazıdan ufak bir alıntıyla başlamak istiyorum bu hafta:

“Dün, hem bir Elazığlı olarak hem şehre dair umutları ve hayalleri olan bir genç olarak hem de bir memleket sevdalısı olarak,  bunlarla birlikte duyarlı bir gazeteci olarak hayatımdaki en güzel günlerden birini yaşadım.

Gazetecilik mesleğine âşık, bu işi gönülden isteyerek yapan ve her sabah işe büyük bir sevdayla gelen bir hemşehriniz olarak “iyi ki bu mesleği seçmişim” diyeceğim bir toplantıya şahit oldum.”

Yukarıda bahsini ettiğim toplantı Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası öncülüğünde şehrin neredeyse tüm dinamiklerinin katıldığı ve maden sahası ihalesi için Elazığ Girişim Grubunun kurulacağı sinyalinin verildiği ilk toplantıydı.

Söz uçar yazı kalır. İşte bizim o gün, o toplantıya duyduğumuz heyecan ve ümit belki bunları okuyunca birilerinin daha net anlamasını sağlar.
11 Şubat 2022 ile 22 Nisan 2022 tarihleri arasında çok büyük bir zaman yok ama büyük bir hayal kırıklığı var. 

Bunun sebebi ise o gün verilen sözlerin, bugün askıda kalması ve özellikle ‘biz her şeyi açık ve şeffaf yürütüyoruz, bir durum olması halinde mutlaka kamuoyunu bilgilendiriyoruz’ gibi süslü laflara rağmen ihalenin sonucunun açıklanması anına kadar kimsenin Girişim Grubu’nun ihaleye girmeme kararını bilmemesi, duymaması, görmemesi…

Hem de öncesi Maden’de, Madenli ve Elazığlı vatandaşların gözünün içine baka baka SP İl Başkanı Abdullah Akın’ın sorusuna cevaben ‘Gerekirse 7-8 Milyara kadar zorlarız, bu da bizim alternatif planlarımız arasında’ denmesine rağmen… Hatta ve hatta ‘bize yurt dışından ve yurt içinden ortaklık teklifi geliyor ama biz hazırız’ denmesine rağmen….!

Herkesin bildiği bir gerçeklik üzerinden gidecek olursak güven cam gibidir, kırıldı mı tamir edilse bile bir daha eskisi gibi olması mümkün değildir.
Tüm sıfatları attım bir kenara Elazığlı bir genç olarak benim güvenimi, umudumu, özgüvenimi paramparça ettiniz.

Ben bu meseleyi ‘ateşe su taşıyan’ karınca gibi sahiplendim. Yetmedi birçok insanla kötü oldum, haklı olduklarını içten içe bilerek yine de sizi savundum, son kez güvendim, son kez hayal kurdum bu şehrin geleceği adına ama sonuç işte bu!

3 ay boyunca konuştuğunuz ‘tüm partilerin ortak açıklaması, ortak desteği’ haberi bile bugünkü güvensizliğin yanında siyasetin basına, kamuoyuna ve vatandaşlara sizlerden daha yakın, daha güven verici olduğu gerçeğinin bir ispatıdır.

Vatandaşın sesine ve beklentisine kulak tıkayanların, kamuoyunun güvenini zedeleyenlerin, verilen sözleri yerine getirmeyenlerin siyaset kurumunu suçlaması ise popülizmin çağımızda yapabileceği en uç zirvedir. Bunu biz yaparız, biz eleştiririz, biz değerlendiririz, biz tartışırız ama yukarda yazdığım özellikteki kişi veya kurumlar bu noktadan sonra yapamazlar sanırım. Yapsalar da karşılığı olmaz.

Velhasıl kelam açıklamayı bile Pazar gününe bırakmışsınız, hafta sonu hangi önemli gelişme olacak ki bu derlenip düzenlenecek ve kamuoyuna duyurulacak anlamak da mümkün değil. İhale olmuş bitmiş, alan belli, fiyat belli, yer belli dava belli. Zaten söylenecek söz kalmamışken bu açıklamanın Pazar gününe bırakılması, artistik ve tribüne yönelik hareket olarak algılanmaktadır. Tüm şehir açıklama beklerken bunu yapmak ise vatandaşın sesine kulak tıkamaktır.

Şimdi bu umutsuzluk ve hayal kırıklığı ile ben öyle bir yerdeyim ki…!

Son trenin son vagonuna binip gitmek gibi, asla düşünmeyeceğim şeylerin aklıma geldiği yerde.

Not: Hiç ümidim ve inancım yok ama yine de bu cümleyi de kuruyorum: Bu süreçten sonra bu olayı Elazığ’ın menfaatine olabilecek hale getirin, buradan zevkle özür dileyeceğim!
 

Yazarın Diğer Yazıları