Geçtiğimiz günlerde sosyal medyada izlediğim bir videoya epey takıldım. Bir motivasyon videosuydu. Aslında hepimizin ihtiyacı olan şey. Hatta bu şehri yönetenlerin herkesten daha ihtiyacının olduğu şey…
Video, “Başarısız olmayacağını bilseydin ne kadar büyük hayaller kurardın?” sorusuyla başlıyor. Daha sonra şöyle bir açıklama yapılıyor:
“Bizi durduran tek şey yine biziz. Doğru yönde tek bir adım attığın an, hayallerinin gerçekleşmesi için yolun yarısını yarılayacaksın.”
Daha sonra aklıma Galatasaray’ın eski yıldızı Bafétimbi Gomis’in basına verdiği bir demece takıldım. Gomis açıklamasında Yıldız futbolcu Türkiye’de bulunduğu süreden çok memnun kaldığını vurguluyor ve “Türkler de koca yürekli, duygusal insanlar. Siz onlara bir adım giderseniz onlar size iki adım geliyorlar” diyordu.
Yaklaşık 1 haftadır hazırlamaya çalıştığımız turizm masası çalışmasına ara vererek sosyal medyada gezinirken denk geldiğim bu iki haberin ardından oldukça uzun bir süre düşündüm.
Konu nereye bağlanacak biliyor musunuz? Ankara Elazığ Kültür ve Tanıtma Vakfı Sayın Mehmet Çağlar Başkanımızın açıklamasına. Turizm masası ile ilgili görüşünü almak istediğimiz Başkan Çağları 2 kez aradık. Ancak ikisinde de sinirden konuşamadı. Sadece şu sözleri duyabildik kendisinden: “Ben 13 yıldır konuşuyorum. Bu şehrin turizm sorunlarının çözülmesi için, turizminin gelişmesi için konuşmak dışında bir şeyler yapılmalı. Ben Elazığ Valisi Ömer Toraman’a, İl Kültür ve Turizm Müdürü Ahmet Demirbağ’a, şu an sayamayacağım hiçbir yetkiliye güvenmiyorum ve bu sorunların konuşularak, yazılarak değil icraatla çözüleceğine inanıyorum.”
Şimdi baştaki motivasyon videosunu hatırlayın. Sıradan bir insan bile günlük yaşamında motivasyona ihtiyaç duyarken Elazığ Valimiz Doç. Dr. Ömer Toraman’ın böyle bir enerjiye ihtiyaç duymaması mümkün mü? Ya da Gomis’in açıklamasında bahsettiği, “siz bir adım atın, onlar iki adım gelir” sözü Elazığlılar için geçerli değil mi? Sayın Valimiz, uzun bir süredir Elazığ’da. Onunla ilgili izlenimimiz çok fazla hayal kurmaması, yönetim anlayışının standartların dışına çıkmaması ve her zaman kolay olanı yapması. Böyle bir yönetim anlayışının bu şehre hiçbir fayda sağlamadığını da gördük.
Bu şehrin yöneticilerinin bir masanın etrafında toplanması, Sayın Valimizin de hayalleri ve motivasyonu ile bu masaya başkanlık etmesi gerekiyor. Vakit dar. Yapacak çok iş var.
Birbirimizi suçlama, eleştirme ve ayrıştırma zamanı değil. Birbirimize kızıp bir masanın etrafından uzaklaşma zamanı hiç değil. Şimdi birleşme, kenetlenme ve ortak akılla hareket etme zamanı.
Önümüzde bir turizm sezonu var. Bu doğrultuda geçtiğimiz günlerde sohbet etme imkanı bulduğumuz TURSAB Elazığ Temsilcisi Sayın Cuma Gülnar’ın oldukça mantıklı bir düşüncesi var: “Önce bir Harput ile başlayalım turizme” diyor. Haklı. Turizme en hazır nokta Harput. Şimdi Harput etrafında kenetlenme, ortak bir akıl oluşturma ve bir master plan hazırlama zamanı.
Son söz olarak kıymetli yöneticilerimize ve siyasetçilerimize sesleniyorum. En başta ama en başta sakın ha bütçemiz yok demeyin. Bütçe yoksa turizm de yok, turist de yok. Yine başa döneriz. Ve unutmayın bugün tüm gücümüzle başlasak bile en az 10 yıllık bir süreç var önümüzde. Dikkat edelim, yapılacak olan her hata bu geri sayımı baştan başlatacak.
Bizler bu noktadan sonra; bütçem yok diyenin de, masadan kalkanın da, kendi kişisel dava ve dertlerinin peşine düşenin de sıkı bir takipçisi olacağız.
