Tüm Türkiye’de olduğu gibi yeni seçim yasası ile birlikte Elazığ’da da siyaset yeniden şekilleniyor. Bu atmosferde en dikkat çeken konu ise Sayın Gürsel Erol’un kaçıncı sıradan aday olacağı sorusu. Özellikle medyanın ve siyasete ilgi duyan çevrelerin Erol’un milletvekili sıralamasına karşı özel bir ilgisi ve yakın takibi var.
Bu ilgiyle birlikte Sayın Erol’un kaçıncı sıradan aday olacağı konusu ise bence artık siyasi değil magazinsel bir konu haline geldi.
Her alanda kendini kanıtlamış, Elazığ siyasi tarihine adını altın harflerle yazmış, şehrin siyasi ve muhalif kültürüne önemli notlar eklettirmiş Gürsel Erol’un kaçıncı sıradan aday olacağı elbette önemli bir konudur ancak bu konunun kamuoyunda bu kadar tartışılması çok da faydalı değildir. Bu durum Sayın Erol açısından baktığınızda da cevabını bulmuş, tartışması abesle iştigal konumdan öteye geçmeyen faydasız bir meseledir.
Seçim yasasıyla birlikte yerelde Cumhur İttifakına üye partilerden Ak Parti ve MHP de dahil, CHP ve İYİ Parti de artık rakip haline geldiler.
Durum böyle olunca muhakkak ki partiler siyasi stratejilerinde değişikliğe gideceklerdir. Ve daha önceden birçok kez adaylık sırası ile ilgili duyurular yapan Sayın Erol da kendi stratejisini yeni yasaya göre belirleyecektir.
Bu durumda şimdiden başlayan ‘bakın yine sırasını değiştirdi’ tartışmalarına da gerçekten gerek yok. Ki bu tartışmaları yürütenler kesinlikle tarafsız olmayıp “buradan bir yıpratma ve polemik çıkartabilir miyiz ve hatta bunu ranta çevirebilir miyiz?” züğürt hayalleri gören makyavelist kesimler olacaktır. Çünkü ortada değişen bir yasa, maç başlamadan değişen kurallar var. Ve her kim olursa olsun böyle bir durumu önceden bilinemeyeceğinden dolayı kendi stratejisini ister istemez değiştirecektir.
Yeni yasayla beraber artık kim hangi partiden aday olursa ben şu sıradan aday olurum tartışmaları da çok mantıklı değil. Bu tartışmalara harcanacak efor, daha fazla insanı ikna etmeye harcanabilirse ancak başarı gelecektir.
İşler zorlaştı, bence artık bunun ciddiyetle farkına varılmalıdır.
*
Arif Çakmak Ağabey’in programına katılan Sayın Erol, Maden konusuyla ilgili gerçekten çok bilgilendirici ve mantıklı bir konuşma yaptı. İhalenin rödovans sistemiyle yapılmasının sağlayacağı önemli faydaları dile getirdi.
Benim çok hoşuma giden bazı cümleler de kurdu ve tek başıma taşıdığımı düşündüğüm güzel düşüncelerin başkalarında da olduğunu mutlulukla görmüş oldum. Bu şehir bir başarı ortaya koydu, dedi Sayın Erol ve siyasi partilerden milletvekillerine, medyadan STK’lara şehrin tüm paydaşlarının tek ses olduğunda aslında bir şey başarabildiğini çok anlamlı cümlelerle ifade etti.
Bu zamana kadar Elazığ’ın başına gelen tüm talihsizliklerin sebebini de artık çok iyi biliyoruz değil mi? Tek ses olamamamız, şahsi menfaatler üzerine yoğunlaşmamız, bireysel ön plana çıkma gayretleri hülasa bir dalı al eline çıt kırıldı, şimdi yirmi tane birden al bak ne oldu şimdi?
*
Yemin ediyorum tarafsızım, vallahi billahi bir gram çıkarım yok, daha binlerce yemin cümlesi de kurayım inanmanız için ama gerçekten bazıları anlamasa da Elazığ Belediyesi’nin Ramazan Ayı etkinlikleri, şehrimize gelecek ünlü isimler, konserler, söyleşiler hepsi ama hepsi mükemmel ya mükemmel..
Bu şehrin sosyal kültürünün önünde durup boş eleştirilere girişmeyin lütfen, pandemi gibi bir cehennemi yaşayan insanların sosyal hayata en az ekmek ve su kadar ihtiyacı var. Bazen gerçekten sıkıcı oluyorsunuz, inanın bana…
