Mehmet DUMAN

Yöresel Fuarımız

Mehmet DUMAN

Geçtiğimiz Günlerde İstanbul’da düzenlenen yöresel Elazığ günlerini ziyaret etme fırsatı bulduğumda, önce bu girişimde emeği geçenlere emeklerine sağlık diyerek Elazığ’ın böyle bir organizasyona nasıl bakış açısıyla yaklaştığını görme şansına sahip olduğumu belirtebilirim. Genelde il dışında çıktığımda eğer çakışma oluyorsa hangi şehrin olduğuna bakmadan yöresel ürün, mobilya, tarım, teknoloji gibi fuarları ziyaret etmekten zevk aldığımı da belirtebilirim. Elazığ yöresel günler fuarına gittiğimde ise aklımın bir köşesinde hep şu soru vardı, yemek çeşidi derken Türkiye sıralamasında Antep’ten sonra ikinci sırada olduğumuzu çok zaman bu satırlara taşıyan biri olarak acaba burada durum ne âlemde diyerek mırıldandığımı söyleyebilirim. Fuar alanına girdiğimde açık alanda yeme, içme gibi mekânların yoğunluğu dikkat çekerken yanaşıp sorduğum ya da afişlerine bakarak gördüğüm manzara Erzurum, Tokat, Aydın, Trabzon, Giresun, Ordu gibi birçok ilin yemeklerini bizden daha çok sergilediklerine, en azından üç beş tane salçalı köftemiz var diyerek festival yaptığımız köftecilerimizi arayıp bulamadığımı da söyleyebilirim. Mermerimiz var diyoruz, övünüyoruz gurur duyuyoruz. Isparta’nın gülü Malatya’nın kaysıdan yapılan çeşitleri aklımıza takılıyor. Soruyoruz kendi kendimize mermerden yapılan bize ait çeşitlerimiz nerede diye, aramaya kalksan bir tek yer ancak bulursun. Yöresel Elazığ günleri demiştik adına yağmurunda etkisiyle bir koşuda kapalı mekâna geçtiğimizde gözlerimiz şehrimizin has ve öz mekânlarını ararken bir elin parmaklarını geçmeyen esnafla ancak göz göze geldik. Kurutulmuş kofiklerimiz yoktu, sekiz çeşit içli köftemizin tek bir yerde tek bir çeşidi ancak vardı, balık ihraç ediyoruz diye havamız üstlerde soluklanırken ekmek arası alabalık beynimizi kurcalamaya çoktan başlamıştı. Ekmek arası hamsi günlerinde oluşan kuyrukların getirdiği tanıtım alabalık içinde düşünülemez miydi acaba. Bizden olan esnaflarımızın yöresel dediğimizde hep birlikte şalvarımızı, sekiz köşe şapkamızı giymesi daha çok ilgi çekmez miydi, cevizli şekerimizin sponsorlar öncülüğünde ikram edilmesi ya da çedene kahvemizin ikramdan mahrum bırakılması dikkatimden kaçmadı diyebilirim. Kısaca biz ya bu işi diğer yöreler gibi benimsemiyoruz ya da gücümüz bu kadar diyebilirim. Biz, biz olmaya sıcak bakamadığımız için galiba bu iş bize göre değil gerçeği yüzyıllardır bu şehrin kaderi haline gelmiş olsa da tek olarak günü kurtarma menfaatimiz tartının dengesindeki düzeni bozunca kalıyoruz olduğumuz yerde. Olmuyor, kimse gelmiyor, ilgi görmüyor diye dedikodu yapmakta üstümüze düşeni fazlasıyla yaparken, ilgili fuarda akşam sahneye kim çıkacak diyerek ön sıralarda yer alma hareketimiz gerçeklere karşı yakışıksız olsa da biz buyuz arkadaş. Huyumuzdan mı suyumuzdan mı bilemiyorum ama biz buyuz. İrsîde olabilir.

Yazarın Diğer Yazıları