Toz Pembe

Toz Pembe ya da her şey güllük gülistanlık diyebilir miyiz acaba? Sormak bir tarafa düşünmenin bile gözlere hakaret sayılacağı bir sürü hikâye. Uydur, yaz, çiz boya gitsin. Baksana adam yüzüne gözüne fırçayla karalama boya yapıyor, tarihi tablo, bilmem kimin çalışması diyerek milyon dolarlar müzayede’ de havada uçuşuyor. En iyisi mi sende durma karala gitsin. Takım ve sporcu sayılarımızın arttığından söz ediliyor, yüzün üzerinde kulüp olduğu gururla tozpembeye üflenirken, okul sporlarındaki lisanlı sporcu sayımızın azlığına elimizdeki parmaklar sıkıntı yaratmıyor. Üfle gitsin, yer ya da yemez çok ta önemli değil, nasıl olsa karnı uğuldamaya müsait çok adam var. Üflemek için güçte lazım, kalıpla güç orantılı olmalı ki hava gazına maruz kalmayasın, eğer o güç bir yerlerden hortumla üfleniyorsa sana, oda hiç iyi bir durum değil bilesin. Hortum bir yerlerden katlanıp ya da kaçırırsa vay haline. Birde üretim kaynağını kendine mal etmemek gerekir. Kaynağı, geldiği yer, bağı, bahçesi, tarlası belli olan mamullere göz dikerek ben yaptım, ben ürettim dememek lazım. Boyunu aşan yaşananlara sahibi benim diyerek desteği kırıp dökersen tamir etmek zor olur toparlayamazsın. Birde bol keseden atıp, yanaşmakta sınır tanımayanlar var bu âlemde. İşin mutfağında onları bir yerlere taşıyanlar vardır sırt vererek omuzla kaldırarak. Kendini bilmek gerek, özünden şaşmamak gerek. Sana altın tepsiyle ikram sunan sırtına yaslandıkların gün gelir kenara doğru kıpırdamaya kalktıklarında unutma ki kendini uçurumun en dibinde bulursun. Sen sakın onlardan olma, dikkat et geldiğin yer kapasitenle hak ettiğin yer değil, mutfaktan aldığın besinlerle, takviyelerle sen oradasın. Kırmaya, dökmeye, takmamaya başladın haberin olsun. Madalyonun bir başka yüzünde abartılan bir takımın dilden dile dolaşan kısa ve öz bir hikâyesi var. İl özel idare bayan basketbol takımı sezonu bitirdi. Diğer maçların bitmesini beklemeden bulunduğu süper ligde ki yerini muhafaza etti. Avrupa ve lig maçları oynanırken duyduğumuz hikâyeyi fazla dillendirmedik. Başarı hikâyesi var mı ortada ben göremedim. Guruplarda Türkiye ye göre Avrupa’nın en alt takımlarıyla gurup maçlarından sonra sadece bu maçlar için transferler yap Kayseri ekibini saniyeler kala zorla geç, sonradan hedef koyduğun yolda benzinim bitti benden buraya kadar de. Kusura bakmayın ben geçen sezonun çok altında kaldığımızı söyleyebilirim. Kandırmaya, eveleyip gevelemeye gerek yok, tıpkı altyapının olmadığı gibi. Hani hep diyoruz ya şeffaflıktan yana olun diye, bu sezon için sizdeki bütçenin ligi ve Avrupa kupası maçlarını namağlup tamamlayan ligin zirvesindeki takımla aynı olduğunu duyduk, doğruysa ortadaki başarıyı buyurun pay edin bakalım nasıl olacak. Ayrıca bu sezon yapılan transferlerde bazı takımları elinde oyuncak eden menajer diye de son yılların en lüks ve hünerli işine mühür basan birinin varlığından söz ediliyor, parmakla, mühür arasındaki uçurumu kıyasladınız mı bilemiyorum. Şimdiden gelecek sezonun çalışmalarına kendi özünüzle başlayıp az maliyetli bir takımı meydana getirirseniz bize kalan keyifle izlemek olur. Sağlıkla kalın.