Mehmet DUMAN

Tam Gaz

Mehmet DUMAN

Dershaneleri kaldırdık, kamuda araç tasarrufuna başlanılacak dedik, belediyeler basına tasarruf tedbirleri doğrultusunda reklam ve tanıtım için herhangi bir ödeme yapmayacak. Yazımızın konusu yukarıda yazdığım üç tane karmaşıklık üzerine olacağı için umarım sıkılmazsınız. Yıllar önce özellikle büyük şehirlerde bir öğrencinin dershane maliyeti neredeyse bir araba ya da küçük bir ev fiyatına eş değer düzeydeydi diyebilirim. Çocuğunu imkânı dâhilinde bu kurumlara gönderemeyen bir dünya ailemizin olduğu gün gibi aşikâr olunca devlet baba yerinde bir kararla devlet okullarında kalitenin artacağını ve dershanelerin kapatılacağını duyurdu. Kanun ve düzenlemelerdeki açık nedeniyle kapatılan birçok dershane kendilerine sunulan özel okul açma fırsatını kullanarak okullaşmayı seçtiler. Hatta devletimizin o dönem özel okullar için ailenin ekonomik gelirine bağlı olarak sunduğu cazip destek özel okullara yönelme yolunda katkı sağladı diyebilirim. Daha sonrasında neler oldu neler. Merdiven altı kurslar, oturduğumuz binaların sosyal tesislerinde oluşturulan ders alma fırsatları, bazı kırtasiyelerin kütüphane kısmı ile birçok kafe de çay aralarında verilen dersler. Sonuç ortada desek görünen köy kılavuz istemiyor denilecek. Anlattıklarımız bir süre sonra fırsatçılığa dönüşünce ucu açık bir yol bulundu sonunda. Hem de ne yol, maşallah otoban gibi. Yüz kırk yüz elli surat az geliyor, istedikçe istiyor motor. Koca, koca binalar etüt merkezleri, kurs merkezleri, kütüphaneler, okuma evleri, rehber hocalık, montör hocalık ne ararsan var. Bir öğrencinin yıllık maliyeti küçük bir şehirde 35-40 bin lira neredeyse, tek fiyat yok, alacakların aldıklarının üzerine ekleniyor. Olmaz bütçen sarsılır gibi düşünürsen sunulan imkânlarda kısıtlama yok, teklif çok. Eksik olan dersler için saatlik ders aldırabilirsin hocalardan. Kendi evinde ya da bir başka yerde saati 150-200 lira. Haftada 3-4 saat yeterli dersen eğer kara kış geliyor dedikleri zaman sende çaput yakarsın. Yahu bu nasıl düzendir, atanmamış veya yeterli puanı alamadığı için bekleyen işini bilen bir öğretmenin aylık geliri neredeyse 25-30 bin lirayı bulacak. Ülkenin yarısı asgari ücretle geçinirken bu nasıl bir haldir anlamak mümkün değil. Kamu kurumları araç almıyor genelge doğrultusunda, sıkıntı yok açık delikler çok nasıl olsa kiralarsın olur biter. Durmak yok tam gaz devam. Üç beş kuruş sermayesi birazda yalakalığı ve çevresi varsa bir kişinin işi bilip bilmediğine bakılmaz, sorgulanmaz. Haftalık ya da aylık ne olursa olsun çıkarmak istediği bir gazete ile ekonomik olarak çok, çok rahatlayıp sınıf atlaması artık zor bir durum değil. Milletimizin canı sağ olsun ödediğimiz vergilerle bunlara reklam ve tanıtım adı altında aylık ödemeler yapılıyor. Hem de az buz değil neredeyse asgari ücretin sekiz on katı. Siz bakmayın atıp tuttuklarına yerleri geniş olunca sırtları yere gelmediği için reklamın iyisi kötüsü olmaz diyorlar. Velhasıl yolun sonu görünüyor ama menfaat daha ağır basıyor. Rabbim yar ve yardımcımız olsun diyerek Allah’a emanet olun.

Yazarın Diğer Yazıları