Mehmet DUMAN

SAKLAMBAÇ

Mehmet DUMAN

Stadyumun yeri yanlış derken bize karşı çıkanların zamanla söylediklerini yutar bir hale nasıl geldiklerini görüp gülüyorum bazen. Hatta o dönem Karadeniz’i doldurup stadyum ve hava alanı yapan devletin Elazığ da yer bulma sıkıntısında nasıl çaresiz bırakıldığını kaleme alırken dönemin seçilmiş ve atanmışlarının basiretsizliği ve boynu bükük suskunlukları suyun yüzüne vurmuş ölü balıklardan farklı değildi adeta. Şehrin yıllar sonrasını görmek istemeyenler yüzünden fayton yollarında tır kullanmaya çalıştığımız bu dönemde çektiğimiz sıkıntıları dile getirirken şehri yönetenlerin kulağıma fısıldadığı, Elazığ’ın neresi düzgün ki sözleri de gün gibi aklımda diyebilirim. Kul hakkı aklıma takılı verdi, isterken Sebahat öderken rahat. Stadyum için verilen sözlerin üzerinden tahminim on yıla yakın bir süre sonra ilk kazma vurulduğunda reklamları izler gibi önümüze sürülen tablo işin aslına bakarsanız hiç de ilgi görmemişti. Çünkü yıllar içerisine serpiştirilen reklamlarda, yeterince doldur boşaltıları, kazma kürekleri, sökülmüş tribünleri, bir tarafı yıkılmış arenada çadır brandalarla kapatılarak yapılan maçları çok gördü bu taraftar. Sonrasında yapılan ihale ve iş teslimi süreci derken bir türlü çıkartılamayan ödenek, zamanın ve şartların uzamasında şehrin talihsizliğini bir kez daha tescillemiş oldu. Günü kurtarma ve göz boyama sevdamız tam yoluna girmişken bu sürecin birkaç yıl ile kurtarılamayacağı hesabı akıllara takıldığında, çözüm olarak öncesinde var olan ve büyüyüp geliştirilmesini arzu ettiğimiz Doğu kent ’te bulunan sahanın tekrardan butik stadyum olarak yapılması fikri akıllara geldi. Zaman hızla ilerlerken projesinde tek taraflı tribün barındıran bu tesis için ek proje üretip karşı tarafa da laf olsun torba dolsun denilerek bir tribün yapılma müjdesi verenler müjdenin sıcak olmasına aldırış etmeden of sayıta çoktan düşüp sus pus olmuşlardı. Ayrıca bu tesiste başka bir sıkıntının varlığı zaman içerisinde gündeme düşerken, sıkıntının divan altına süpürülmesi gizemini korumaya devam ediyor. Butik stadyumu yere göğe sığdırmaya doyamayanlar işin takip ya da komuta kademe kısmında ihale şartlarını hazırlarken hangi hızla bu maddeleri sıraladılar bilemiyorum. Benim bizzat orada işin mutfak kısmında bulunanlardan duyduğum yapılan inşaatın dayanma gücünün ve tribün bağlantılarının güç olarak sınıfta kalacağıdır. Durumun kulağımıza fısıldadığı andan itibaren aklımıza Atatürk stadyumunun dış sahasına yapılan dönemin tribünü geldi. Başını vurmamak için iki büklüm olmakla kalmayan taraftar ve sporcular, izolasyonu olmadan teslim edilen bu yapıda soyunma odalarında başlarına dökülen yağmur sularıyla duşlarını yıllarca aldılar ne yazık ki. Tesisleşmede iyi bir yerde olduğumuzu söylemek bir abartı gibi görünse de son yıllarda gerek ASKF gerekse Gençlik spor il müdürlüğünün bir bütün halinde dayanışma örnekleri vererek şehre kazandırdıkları tesislere şahitliğimiz apaçık ortadadır. Bunu söylerken bu yolda çok daha eksiğimizin olduğunu söylemek de kaçınılmaz bir gerçek olarak karşımızda ne yazık ki yerini muhafaza ediyor. Gönlümden geçen ve yıllar öncesinin bir düşüncesi olarak arzu ettiğim, üç beş tane antrenman ve maçların ayrı, ayrı oynanacağı stadyumlar, kapalı spor salonları, atletizm pistleri, kış şehri olmamızdan dolayı buz pisti salonları, kamp merkezleri ve sayamadığım yüzlerce aktiviteye ait tesislerin turizm ve spor kenti olması adına bu şehirde yapılmasıdır. Üç tarafı suyla çevrili şehrimiz su sporlarının ve kayak sporlarının yapılmasında göz kamaştıran bir imkâna sahipken Hazar gölünün atık bir halde vicdan sızlatmasının hesabını kim verecek acaba? Kısaca bu şehir sahipsizliğinin bedelini şu ana kadar fazlasıyla ödedi, bu şehir çok defa aynı sınıflarda tekrara bırakıldı, bu şehre çok defa bazı şeyler çok görüldü, bu şehirden çok defa Üniversiteler, kurumlar, tesisler, fabrikalar başka yerlere kaydırıldı. Temennim odur ki bu şehir için, önce ben demeden, saklambaç oynamadan, bu buralıyım, ben sizin için varım diyenlere hizmet etmek nasip olsun. Allah'a emanet olunuz.

Yazarın Diğer Yazıları