Bayanlar basketbol süper ligindeki temsilcimiz Bir evim Elazığ il özel idare bayan basketbol takımı. Sezona flaş transferler diyerek tanıtılan sporcularla başlayıp, hedefini ligin üstü ve Avrupa kupalarında başarı olarak açıklayan Doğunun ve güneydoğunun tek temsilcisi, Elazığ’ın gururu. Geçen sezon süper ligde rakipleriyle dişe diş mücadele eden, özellikle kendi sahasında korkulu rüya görmelerini sağlayan, mücadele ettiği süper ligin ilk sezonunda Avrupa kupalarına katılma başarısı gösteren şehrimizin periler takımı. Takımın yönetimsel anlamda sponsor firması olan Elazığ’ın bağrında kurulup yurdumun her yönüne bayilik ağıyla erişen, yükselişini gururla izlediğimiz firmanın bu sezon takımı neredeyse tamamen sahiplenmeleriyle ters orantılı düşüşe geçen, yanıltan, yanılan şehrimizin peri bacası takımı. Heyecanın verdiği itici güçle gözlerini kırpmadan Elazığ’ın takımı diyerek verilen desteği gören bazı cambazların bu işi bizden daha iyi bilen yok diyerek boylarından büyük işlere soyunmalarıyla yapılan transferlerin gidenleri aratan sözüyle yapboz tahtasına dönen son yılların salon sporlarındaki flaş takımı. Sezon öncesinde neredeyse geçtiğimiz sezondan elinde hiçbir sporcusu kalmadan yeni sözleşmelere, ikinci lig ayarındaki sporculara yılın bombası, Avrupa’nın hatta gelecekte dünya yıldızı denilerek attırılan imzalara seyirci kalanların takımı. Bakın ve gurur duyun yaptığınız icraatınızla. Ligler başlar başlamaz aldığınız hangi sporcu elinizde kaldı, hangisini tutabildiniz ya da hangisi reklamlarınızdaki gibi çıktı? Gazı hava alan fener erken söner, şu anda lig bitmiş olsa bin bir çabayla çıkılan süper ligden, Elazığ’ın tek bacasız sanayisi, salonların periler takımı kümeye düşmüş olacak. Dillendirilen bir söz, “ Sudan çıkmış balık gibi” beklenti geçen sezonun üstünde bir reklam ve başarı, şu anki sonuç yukarıda işaret koyduğumuz alınan son nefes. Özelin idaresinde mi sorun var yoksa basketboldaki simsarların dolduruşuna mı geldiler bilemiyorum. Dost acı söyler misali, bildiğim tek şey bu takım bu kafayla bu ligde tutunamaz. Saha içerisi tamamen kopuk, mücadele eden yok, ekip ruhu yok, boş atışlar, sistem, düzen, oyunu okuma, oyun kurma, dönen topları alamama, kilo, hantal görünüm ne ararsanız var bu takımda. Bitmedi daha, neredeyse ilk beşi bile belli olmayan, her hafta biri gitsin diğeri gelsin denilerek yanlış yapılan transferlerin doyumsuzluğu, alınan sporcuların neler verebilecekleri, zaman, etki, katkı sorununu çözemeyenleri takımı. Böyle yürümez bilesiniz. Bakın beyler ortada bir başarı olmadığı gibi gelecek adına bir ışık da yok bu takımda. Hocaların değişmesi, sporcuların dama taşı gibi gidip gelmeleri sorunu ne kadar çözer belli değil, belli olan sezon başında yapılan ya da birilerinin kucağına piyango gibi sunulan transferlerin içi gaz dolu uçan balon gibi erken patlamaları. Umut fakirin ekmeği yok edilemez, çaresi elbette var, toparlanıp ayağa kalkmasını bileceksin, tez canlılığın ve acemiliğin tecrübeye dönüşmesi ile sağlam adımların atılması elbette arzulanan başarıyı getirecektir. Önemli olan çok başlılık olmadan etkin çözümler bulunup vakit iyice daralmadan yükselişe geçmek, gelecek adına bu değeri kaybetmemektir. Bekleyip göreceğiz. Dikkatli olalım, sağlıklı kalalım.
