Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Başıboş mu Sanırsın

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Sıfırın altında soğuk yüzü var
Baharsız mevsimin boğuk yazı var
Başıboş mu sanırsın âlemi sen
Dalların boynu eğik niyazı var

Kahrımı taşır nice virane var
Virane gibi durur divane var
Başıboş mu sanırsın âlemi sen
Âlemler içre nice define var

Bu yolun inişi ve çıkışı var
Malazgirt'te tarihin alkışı var
Başıboş mu sanırsın âlemi sen
Türk'ün Kocatepe'den kalkışı var

Dalgalan sen bayrağım gönderin var
Cepheden cepheye koşan önderin var
Başıboş mu sanırsın âlemi sen
Şehitler otağı, türbedarın var

NE HAİNLİK BESLER
Ne hainlik kusar dudaklarım
Ne hainlik besler fikrim!
Yırtıcılıkta ne şahinliğe muradımız
Acımasızca, ne cüretkârlığa hevesimiz
Kalemimde, milletimin inanç albümü
Çevir sayfaları, tevazuu kanatlanır.

Eski Dünya; huzuru çimlendirmekte
Yeni Dünya; mazlumu çiğnettirmekte…

ÇOCUK
Çocuk, hayat seninle nasıl geçecek?
Ot rüzgâra esir, estiği yönde eğilir
Sende şuur, fırtına seninle esecek
Çocuk yangına vesile, kıvılcım sevilir

BİR KALPTE
Bir kalpte, iki din olmaz!
İkilik, nifak kokusu
Aşk damarında kin olmaz
Ayrılık, azap yakısı

YALAN
Yalan, meydan meydan satılır oldu!
Fitne, fücur, fıska katılır oldu
Feryadım, dağlara çarpar yüreğim
Sabır, yayından atılır oldu

UTANMAZLAR
Bir deli, bir kuyuya taş atar
Fesat, bir söze bin bir yalan katar
Kaynatırlar kazanı, yalan söze;
Utanmazlar, şehrin ikbalini satar!

SUKUTU HAYAL
Anladım; Biden, Putin oyununu!
Soğuk savaşa gidilen yolunu
Görün hele kınama oyununu
Sükût-u hayalin meclisindedir
Özgürlük yaftası ile taçlananlar!

KENDİ OYUNLARIYLA
Kötüler, kötülerle savrulurmuş
Yanardağ gibi içten içe kavrulurmuş
Oyun kuranlar, kendi oyunuyla;
Tuzağa düşer, devrilirmiş!

TARİH ADINA
Moskova Knezliğinden, Rus Çarlığına
Sıcak denizlere inmek adına
Savaşı reva gördü, varlığına
Zulümle anıldı, tarih adına
Şeyh Şamillerden, Cevher Dudayev’e
Moskof zulmü hafızalarda…

KIRILIR MI?
Kiev’de Hazar, Altınordu nefesi
Özgürlük için kurt başlı hevesi
Hala yaşar mı, diyesim geliyor
Kırılır mı Rus'un şeytan kafesi…

HOCALI’DA ŞUBAT SOĞUĞU
Şubat Soğuğu, yüreğime dokundu
O soğukta; keder, tasa okundu!
Önümü kesen soğuk mu, feryadım mı?
Gecenin karasına, ‘belâ dokundu’

HÜRRİYET MARŞI
(Gazze’ye)
Sulh ve hürriyet marşı çalınmalı
Ölüm kusan savaş, ‘esir alınmalı’
İnsan özüyle, sözüyle birlikte;
İnkâra karşı, ruhuyla kalınmalı

İHLAS TAŞIR
Dünya gemisi, günahı da taşır
Vebali de omuzlar bünyesinde
Karanlığı, aynı limandan kalkar!
Bazen zorba, mazlumun ensesinde,
Binlerce feryadın ahını taşır!
Erdemli insan, tebessüm sesinde,
En ağır yükü, sabır ihlas taşır
Günah, sevabı, kulun heybesinde,
Hak-batıl, dünya gemisi taşır

ARARIM
Ak yüzlü, erdemli insan ararım!
“Sırat-müstakim yolu kararım
Gün doğar, ışığı adaletle;
Toprak kokusu siner merhametle
Merhameti, adalette ararım!

Yazarın Diğer Yazıları