Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Mayıs Ayına 'Gül Ayı' Deriz

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Bugünkü sohbetimizde, Mayıs Ayını anlatmaya çalışacağım. Bu ayı
bizler, nakış nakış zihinlerimize işlemeliyiz.  Şefkat ve Muhabbet
diliyle, Fetih ve fütüvvet diliyle anlatmalıyız.
Mayıs ayına, “Gül ayı” diyoruz! Bu ayın, ‘sıcaklığı, içtenliğinde’ gül rayihası…
Gül, Allah Resul’ünün (sav) remzidir… Bu ay içerisinde Muhammed’i bir
rüzgâr eser.
Arif Nihat Asya bir şiirinde ne diyorlar;
“Gel Ey Muhammed, bahardır
Dudaklar ardında saklı âminlerimiz vardır
Hacdan döner gibi gel,
Miraç’tan iner gibi gel,
Bekliyoruz yıllardır!”
Bu şiiri okurken içimizdeki, ‘ruhani bir sıcaklıkla…’
Baharın müjdesiyle dolup taşıyoruz…
Bir şiirimizde, ‘Baharı…’ anlatıyoruz;
“Kâinat bir ağaç gibi
Âdem, kâinatın soy ağacı
Ağaç bir çekirdek gibi
Çekirdek, varlığın hülasası
Cennet, bir bahar gibi
Bahar, Hak’tan rahmet muştusu
Bahar, bir çiçek gibi
Çiçek, vuslatın nur perdesi…”
Mayıs ayında, “gül rayihalı bir koku”
O koku da, “Muhammedi bir koku”
O koku da, “Cennet kokusunu” alırsınız efendim.
O sebepledir ki, Mayıs Ayını; ‘muhabbetle’ ağırlarız!
“Muhabbetten, Muhammed hâsıl oldu” efendim

Bir Mayıs, bizim geleneğimizde, “Bahar Bayramıdır!”
Bayram, milletçe paylaşılan bilumum değerlerin ifadesi…
O değerlerden bir tanesi de, “emeğin- alın terinin, helal lokmanın
mutluluğu, bayramı”
Bir Mayıs 1889 Tarihinde, ilk defa bu tarih; “işçilerin ortak bayramı” ediliyor.
Bizde ilk defa Cumhuriyetin, ‘ilan yılı’ olan 1923 tarihinden itibaren
kutlanmaya başlanılıyor.
2008 tarihine geldiğimizde de, “Emek ve Dayanışma Günü” olarak
kutlanması kabul ediliyor.
22 Nisan 2009 tarihinde, TBMM'de kabul edilen kanun ile Bir Mayıs,
‘resmi tatil’ oluyor…
Bu tarihi, öfkelerimizden arınarak, ‘adam gibi’ kutlamalıyız
Baharın güzelliğini, dirilişini ‘erdemli bir yaklaşımla’ değerlendirmeliyiz
Bugün bir Mayıs, ‘kavganın değil’ emeğin şölenidir!
Allah Resulü (sav) buyuruyorlar;
“İşçinin hakkını alın teri kurumadan önce veriniz!”
Küresel Dünya, “21. Asır işçi haklarında 14. Asır öncesinin gerisinde”
İnancımız, en kutsal kazanç, “alın teri ile kazanılan helal kazançtır!”
Terazinin bir ibresinde, ‘emek’ diğer ibresinde, ‘alın teri’
Peygamberlerin de, ‘belli bir sanatı’ vardı.
Âdem (as) dokumacı, İdris (as) terzi, Nuh (as) marangoz,
Davut (as) zırh yapardı, İsa (as) ayakkabıcı,
Allah Resulü (sav) ‘koyun gütmüşler’
Bugün bir Mayıs tarihi; “emeğe saygı günü”
Bakınız, ‘istismar günü’ değil (?)
Bugün, ‘üreten insan olmanın erdemini yaşayacak ve birlikte kutlayacağız’
İnsan hak ve hukukunu korumak elbette ki, ‘insanlık görevidir’
1800’lü yıllara kadar; İngiltere ve ABD’de kölelik mevcuttur!
Bizim inancımız insanı, “yaratılanların en şereflisi olarak tanımlar!”
Bizim inancımız, ‘kul hakkını’ insanlığın olmazsa olmazı olarak ifade etmiştir
O halde, “Bir Mayıslar” bu toplumun, ‘gerilim günleri’ asla olmamalıdır
Bu günü en iyi ve en sağlıklı bir şekilde tanımlamak vicdani borcumuzdur!

Yazarın Diğer Yazıları