Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

14 Mart Tıp Bayramını Kutluyoruz

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Önümüzdeki bir haftaya şöyle bir bakıyorum. Hatırlanması/ yâd edilmesi
gereken tarihimizi ve kültürümüzü günümüze taşıyan iyiliklerle dolu
güzel günler/ veya haftalar, ruhumuzdaki esintiler bizlere haber
veriyor.
14 Mart Tıp Bayramı ve Tıbbiyeliler Günü… Bu bayramın bizim
tarihimizdeki çok nezih anıları var.
Elbette ki onlardan bahsedeceğiz…
15 Mart Dünya Tüketiciler Günü… 15-21 Mart Tüketiciyi Koruma Haftası…
16 Mart Öğretmen Okullarının Kuruluş Yıldönümü…
18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitler Günü…
18-24 Mart Nevruz Gününü içine alan hafta; Türk Dünyası ve Toplulukları Haftası…

14 Mart Tarihi, “Tıp Bayramı ve Tıbbiyeliler Günü!”
Bugünün, ‘özel anlamı…’ var. 14 Mart 1827 tarihinde, “Mekteb-i
Tıbbiye-i Şahane” kurulur.
Mekteb-i Tıbbiyenin Kuruluşunun 197.nci yılını birlikte idrak
etmekteyiz. Gerçi bizler, Tıp tarihinde insanlığa hizmet etmiş büyük
dehaları yetiştirmiş bir milletiz… Günümüzde de, dünyaca ünlü
doktorlarımızla büyük bir mutluluğu, huzuru ve özgüveni yaşamaktayız.
1919 Tıp Bayramı ve Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane’nin kuruluş yıldönümü!
Bu tarih o kadar önemlidir ki, ‘Milli Mücadelenin ruhuyla bütünleşen bir tarih’
Tıp Camiasının Hikmet Boran öncülüğünde,  “İstanbul’un işgali
karşısına resmen çıkışı/ direnişi…”
O direnişi sadece tıbbiyeliler değil, milletçe bilmemiz gerektiği
inancını taşımaktayım.
Dr. Hikmet Boran’ın Tıbbiyelileri temsilen katıldığı, ‘Sivas
Kongresi…’ ve bu kongrede yaptığı o muhteşem konuşma…  Dr. Hikmet
Boran’ın, O tarihi konuşmalarından bir kesiti sizlerle paylaşmak
istiyorum; “Paşam murahhası bulunduğum tıbbiyeliler beni buraya,
istiklal davamızı başarma yolundaki mesaiye katılmak üzere
gönderdiler. Mandayı kabul edemem. Eğer kabul edecek olanlar varsa,
bunlar her kim olurlarsa olsunlar şiddetle red ve takbih ederiz.
Farz-ı mahal, manda fikrini siz kabul ederseniz, sizi de reddeder,
Mustafa Kemal’i vatan kurtarıcısı değil, vatan batırıcısı olarak
adlandırır ve tel’in ederiz (lanetleriz) Sözlerini esirgemeyen asil
kahramanlar…
İşte Tıbbiyeli asil kahramanlar! Vatan savunmasında ‘şehadet şerbetini içenler’
1915 tarihi ve İstiklal Savaşı yıllarında; ‘bütün öğrencileri şehit
düşen’ İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi tek bir mezun bile
veremedi… Her biri vatan uğruna omuz omuza savaşarak şehit oldular!
Bir şiirimizde ne diyoruz; “Korku vicdana tesir / Sevgi illete hekim!”
Noah Gordon, “Hükümdarlar gelip geçer ama dünyanın her zaman hekimlere
ihtiyacı vardır!”
Kanuni Sultan Süleyman'ın e meşhur sözü milletimin hafızasında yaşamaktadır;
Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi
Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.”
Öncelikle, ‘sağlık ve esenlik…’ diyoruz. Sağlıkla birlikte hayat güzel
ve şüphesiz ki daha anlamlıdır.
Eflatun, “Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur!”
Tıp İlmi, ‘insanlık tarihi ile birlikte başlar’
Tıp Mesleği, o kadar kutlu/ kutsal bir meslek ki, ‘insana yönelir’
Hz. Ebubekir (ra.), “Hiç kimseye imandan sonra,  sağlıktan daha üstün
bir nimet verilmemiştir!”
İnsanlığın sağlığı için mücadele etmek!
Tıp Mesleği öyle deruni bir meslek ki, ilimde derinleşerek, ‘insanı
keşfeden ulvi bir meslek’
Stefan Zweig, “gerçek doktor, her hasta ile yaşayıp ölendir!”
Hastanın, ‘tedavisi’ için ‘sağlığa kavuşması’ için çırpınan Hekimler!
O hekimlerimizi yürekten kutluyorum.
Rudyard Kipling, “Dünyada sadece iki sınıf insan vardır; Doktorlar ve hastalar!”
Bu iki sınıf birbirine farkında olmadan, ‘yürekten dost olurlar’
Hekim, ‘hastasına şefkatle yaklaşır’ Üzerinde titrer… Hasta,
‘kendisini doktoruna teslim eder…’
Bizim, ‘hekimlerle’ ilgili ‘sağlıkla’ ilgili o kadar çok atasözlerimiz var ki?
“Hekimsiz, hâkimsiz memlekette oturma. Sağlığın güvencesi hekim,
toplumun güvencesi hâkimdir!”
Demokritos ne diyorlar; “Hekimlik; bedeni hastalıklarını iyileştirir,
Bilgelik; ruhun hastalıklarını iyileştirir.”
Şunu artık gönül rahatlığı içerisinde söyleyebiliriz, günümüzde artık,
“Bilge Hekimlerimiz…” yetişiyor.
George Bernard Shaw’ın sözleri çok manidardır. Shaw, Nobel Edebiyat
Ödülü ile Oscar ödülünü alan bir şahsiyettir. “Gelecekte doktorların
hastalarına yazacakları reçete, Müslümanların kıldığı namaz ve tuttuğu
oruç olacaktır.”
Ramazan Ayındayız. Bu ay için, “11 Ayın Sultanı…” sözü elbette boşuna
söylenmemiş. Bu ayın birçok hikmetleri var. Sosyal, Kültürel, Sağlık,
İktisadi hayatımızdaki, ‘müspet etkilerini konuşmalıyız…’
Hadis, “Oruç tutunuz ki sıhhat bulasınız!”
Namaz ve abdest, ‘bedeni ve kalbi temizliğe vesiledir’
Hadis, “iki niyetim vardır ki, insanların çoğu onların kıymetini
hakkıyla takdir etmezler.
Onlardan biri sıhhat diğeri de boş vakittir”
Hadis, “çok fazla yiyip içerek kendi kalbinize yüklenmeyin!”
14 Mart Tarihi, bizim için de, insanlık tarihi için de önemlidir.
Bugünü birlikte idrak etmek, düşünmek, geleceği inşa etmektir.
Sadi Şirazi, “Huzur içinde yaşayan mesut olan bir felakete
uğramadıkça, o huzur ve saadetin kıymetin bilmez. İnsan hasta
olmadıkça sağlığı takdir etmez.”
Daha yakın yıllarda, 1920 sonrası, ülkemiz insanıyla, ‘Koronavirüs
Belasını…’ yaşadı. Hatırlarsanız, ‘evlerimize kapandık…’ Hemen aynı
yıllarda, ‘deprem dediğimiz asrın kıyametini yaşadık…’
Ah! Keşke belalarla imtihan olmasak… Artık, geleceğe yönelik kendimize
dersler çıkarmalıyız!
Türkiye'de, ‘sağlık teşkilatının oynadığı roller…’ Ciddi şekilde
alkışlanmalıdır. Bu mesleğin erbabı, Tıbbiyeliler, ülkemize ve
insanımıza yarışır onurlu bir mücadeleyi verdiler/ veriyorlar.
14 Mart Tarihi, “Tıp Bayramı ve Tıbbiyeliler Günü!”
Bir eğitimci yazar olarak, ‘dünü, bugünü ve geleceği düşünürüm…’
Aklıselimi, nezaketi, dinlemeyi, düşünmeyi, sağlıklı karar vermeyi
kendime düstur edinmişimdir.
Doktorlarımızı, sağlık teşkilatımızı,  her zaman ve her dönemde kalbi
ve hasbi hislerle tebrik ediyorum. Çanakkale’deki, İstiklal
Savaşındaki, “O ruhu bizlere yaşattılar!”
İnsana/ insanlığın sağlığına verdikleri büyük fedakârlıklarla;
Cumhuriyet tarihimizde de, erdemli bir mücadelenin onuruyla
mesleklerini zirvelere taşıdılar. 14 Mart Tarihi… Omuz omuza yürekli
duruşun kimliğidir. O kimliğe milletçe sahiplenelim diyorum.
Selam ve Muhabbetle…

Yazarın Diğer Yazıları