Mehmet DUMAN

KORUNMA VE KOLLAMA

Mehmet DUMAN

Tedbirler yapılan açıklamalarla esneklik kazanınca özlemle beklediğimiz rahatlık dışarıya yansımada gecikmedi. Sabır derken, temas derken, izolasyon derken bu kadar suiistimali anlamakta zorluk çekmemek elde değil gibi. Banka ve postane önlerindeki mesafesiz yığılmalar ile semt pazarlarında aynı anda beş altı kişinin Pazar tezgâhında gıda seçme telaşının önüne geçemedik maalesef. Karaçalı çeşmelerinde oturup telefonla muhabbet edenler, park ve bahçelerin kuytu köşelerinde gecenin geç vakitlerine kadar guruplar halinde korumasız haldeki gençlerin vurdumduymazlığı kayıtsız temsilcilerimiz olurken bazı sitelerin sosyal alanlarında ders çalışma bahanesiyle günlerini gün eden gençleri de evlerine gönderemedik. Bana bir şey olmaz, bana dokunmaz, ben daha önce yaşadım gibi içi boş kelimelerin üretimi olan beyinlerin yanında, caddelerde, sokaklarda işi olmadığı halde boş gezenlerinde akıllarına da dokunamadık bu sürede. Esnafımız duyarlı, esnafımız söylenenlere saygılı. Kapanması gereken yerlerde sorun yaşamadık. Açık olması gereken yerlerde ise, yapılan ikazlara kendi mantıklı düşünceleri de eklendiğinde görüldü ki, davranışlarımız yeni bir etik kuralı kazandı Depremden sonra, imtihanımızla mükâfatımızı Rabbim bize bir arada yaşatıyor derken Allah’ın sevgili kulları olduğumuzdan hiç şüphem olmamıştı. Sadece almamız gereken dersin olduğunu belirtip, Allah’ım elbette bir yol gösterip dermanını verecektir, kimseyi darda zorda bırakmayacaktır demiştim. Şimdi hep birlikte şunu diyoruz, bu hastalığında vardır bir sebebi, bir hikmeti. Tıpkı her musibetin sonunu bir hayra yorduğumuz gibi. Şimdi sıra yaşadıklarımıza bakış açımız. Bu açıyı ne denli olumlu yönde, itikatlı, sabırlı, dayanışması bol bir şekilde tutup yaşarsak imtihanımızda o kadar başarılı, mübarek Ramazan ayında tuttuğumuz oruçların ve kıldığımız namazların yansıması da İnşallah mükâfat olarak fazlasıyla bize döner diyorum. Aşısı yok, ilacı yok, tahmini süre bir yıldan fazla olarak dile getiriliyor, insanların mesafeyi kontrol altına almaları isteniyor. Eskiye dönüşün olamayacağını, yaklaşımın kendinden ziyade başkasına zarar vermemek adına olması gerektiği savunuluyor. Korunma ve kollama bundan sonraki mücadelemizde hiç bitmeyecek dersimiz olmalı artık. Bilim adamlarının açıklamalarını okuyoruz, Türkiye’nin 1957-1958 yıllarında Verem için verdiği mücadele anlatılıyor, bulunan BCG aşısı ile veremin yok olduğu, menenjit ’in büyük oranda önüne geçildiği, difteri, suçiçeği gibi salgın hastalıkların çürüme seviyesine nasıl indiğine dokunuyorlar. Aklımız var bizim, sabrımız var bizim, bu illetinde çaresi bulunacak, bu da bırakacağı izlerle tarihteki yerini alacaktır. Dayanmamız gerek, sabırlı olmamız gerek. Okulların geleceği, spor, ticaret, ekonomi, imalat, tarım, geçim şartları, elbette zamanla düzelecek yeni Dünya’nın temellerinde önemli rol oynayacaklardır. İnsanlık, haddini aşan, egosu peşinde koşan, gücü yıkılmaz sanan insanlık mezar olacak mı onu bilemiyorum doğrusu. Temennim, o çarkın bir daha geriye dönmemesi, insanın insan için yaşaması yönünde yol alırken, Mübarek Ramazan ayının tüm kardeşlerimize hayır, bereket ve bol sağlık getirmesini diliyorum. Allah’a emanet olunuz.

Yazarın Diğer Yazıları