Faruk YILDIZ

İKTİDARLARIN SONUNU GETİRENLER: MAKYEVELİSTLER

Faruk YILDIZ

İdealler için siyaset kurumu ve siyasetçi bir araçtır.

Kimisi için millet olarak, ülke olarak hâkimiyet kurup, hükmetmek, yönetmek bir ideal iken, kimileri için de her türlü çıkarı elde etmek için siyaset kurumu ve siyasetçi bir araçtır.

Bu anlamda Machiavel’in “Hükümdar-Prens” adlı kitabı bu siyaset ve hükmetme konusunu anlatmak için kâfidir. Mutlaka okumanızı tavsiye ederim. Günümüzde birçok siyasetçinin bildiği o ayak oyunlarını, ortaya koydukları basitlikleri, halk iradesini kendi emellerine nasıl alet ettiklerini ve bunun yöntemlerini, gücü elde etmek için ne tür zorbalıklara başvurmaları gerektiği, kısacası siyasetin ve siyasetçinin kazanma adına her türlü inceliklerini bu kitapta görebilirsiniz.

Peki, günümüzde ki Makyevelistler bugün hangi yöntemleri kullanıyor acaba? Biraz da zamanımızda siyaset kurumunun ve siyasetçinin ortaya koyduğu İRADE örneklerini ele alalım istiyorum.

Zamanın siyaset kurumu ve siyasetçisi;

*Önce siyaseti bir memleket ve millet meselesi haline getirerek kalabalıklar üzerinde milli ve manevi duygular üzerinden bir sömürü stratejisi geliştirir.

*Geri kalmış, yoksul ve eğitimsizlerden oluşan halk kitlelerine arkası kesilmeyen vaatler sunar.

*Liberal ve kapitalist ekonominin hâkim olduğu bir ülke de fabrikalar açma zırvalıklarında bulunur.

*Kollektivizm ruhu ile kooperatifleşerek girişimci olmak gerektiğini söylemek aklına dahi gelmez. Çünkü birileri zenginleşecek, büyüyecek, hükmedecek dolayısıyla işine gelmez.

*Söz sahibi olunca siyasal örgütü akraba, arkadaş ve ortaklarıyla devrilene kadar iktidarın gücünü kullanarak sömürü hareketine başlar.

*Kurum, kuruluş ve hatta sivil toplum örgütlerini ele geçirmek için biat, itaat kültürüne sahip yeteneksiz, ehliyetsiz ve kendinden daha düşük şahsiyetleri kullanır ve o makamları böylelerine teslim eder.

*Kurumların başına getirdiği makam düşkünü liyakatsizleri kullanarak iş takipçiliği ve rant devşiriciliği yapar.

*Makyevelist tipi siyasetçiler donanımlı, eğitimli ve birikimli insanlara tahammül edemedikleri için onları mümkün olduğunca siyaset alanından uzak tutmaya çalışırlar.

*Etkinliklerine ve siyasi organizasyonlara birikimli ve herkesçe kabul görmüş şahsiyetler yerine daha çok hükmedebilecekleri ve kendilerine her koşulda itaat eden zayıf karakterli kalabalıkları toplarlar.

*Devletin ve iktidarın üst düzey bir yetkilisi geldiğinde entelektüel ve birikimli aydınların sızmalarına karşı(!) (önemli kişinin etrafında) ruhsuz kalabalıklardan oluşmuş bir duvar örme konusunda hünerlidirler.

*Milletvekili, meclis üyelikleri, belediye başkanlıkları adaylıkları söz konusu olduğunda başında bulunduğu siyasi örgüt teşkilatlarını iş ve çıkar ortaklığı ilişkisinde bulunduğu kişilere teslim etmek en büyük marifetleridir.

*Sadece kendi akraba, eş, dost gruplarını iktidarın nimetlerinden yararlandırır, yoksul halk kitlelerini de sosyal yardımlarla, kısa programlı iş imkânlarıyla (TYP gibi) sömürüp oyunu alma konusunda da çok mahirdirler.

*Kendilerine rakip gördüklerini ya da onların kirli işlerini ifşa edenleri de bel altı vuruşlarla, iftiralarla itibarsızlaştırmak da en önemli mücadele yöntemleridir.

*Ele geçirmek istedikleri makamlar onurlu birilerinin müdahalesi ile başkalarına emanet edilince bu kez o makamı farklı yöntemlerle hizaya sokma ve kontrol etme gibi cehalet kokan yolları da iyi bilirler. (Belediye meclis üyeliklerine, il genel meclis üyeliklerine akraba, arkadaş, iş ortağı, eş ve dostları meclis üyeliği listelerinin ön sıralarına koyarak hem mevcut başkanı kontrol altında tutmak hem de rant elde etmenin sürekliliğini sağlamak)

*Makyevelist siyasetçiler iktidarın vermiş olduğu güçle mantığını öylesine kaybederler ki o parıltılı, cafcaflı, şatafatlı ve de gösterişli kişiliğin altında cehaletle yoğrulmuş tam bir derebeyi olduğunun farkında bile olamazlar.

*Örgüt zayıflayıp çöküşü sezince ilk önce bu tipler gemiyi terk eder. Ve yeniden güç devşirebilecekleri yeni bir siyasi örgütü de çok çabuk keşfedip hemen mevzi alma konusunda da yeteneklidirler.

Ezcümle;

Sonuç olarak şunu açık yüreklilikle söyleyebilirim.

Makyevelistlere göre siyasette dava olmaz.Bunların nazarında dava olarak kalabalıklara yutturulan şey biat ve itaati sağlamak adına inançları ve ideolojileri kullanarak menfaat sağlamaktan başka bir şey değildir.

Siyasette çıkar da örgütü hasta edip öldüren virüstür. Siyasi örgüt bu virüsten korunmak için önlem almıyorsa o örgüt için metastaz kaçınılmazdır artık.

Sonuç olarak ülke kaybediyor, millet kaybediyor, hepimiz kaybediyoruz ve kazandığını sanan o zavallılar da kaybediyor.

Veciz bir sözümle meseleyi noktalamak istiyorum.

“Siyaset ehli uydurulmuş dava için sadakat ister, hakikat için değil.”

Kalın sağlıcakla.

Yazarın Diğer Yazıları