Faruk YILDIZ

BATI DÜNYASI LİBYA'YI HAFTER'E Mİ BIRAKACAK?

Faruk YILDIZ

Libya'da Kaddafi sonrası başlayan iç savaşta sona doğru mu geliniyor?

Geçen hafta Moskova'da Türkiye ve Rusya'nın arabuluculuğunda Libya Ulusal Yönetimi ile Hafter güçleri arasında yapılan silah bırakma anlaşması kapalı kapılar ardında Rusya, ABD, Fransa, Almanya, İngiltere, İtalya, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan ve Mısır'ın Hafter'e vermiş olduğu direktifler ve stratejiler yüzünden olumsuz sonuçlanmıştı.

 

Peki, Batı ve Rusya gibi bazı güçler Libya'da, Suriye'de savaşın neden bitmesini istemiyor?

 

1- Ürettikleri silahları satmak için bir savaşa ihtiyaçları var.

 

2- Kontrol altına aldıkları savaş bölgelerinde petrolü ve doğalgazı bedava yada çok daha ucuza silah karşılığı takas ederek satın alacaklar.

 

3- Türkiye'nin tek taraflı arabulucu olduğu bir silah bırakma ve ateşkes anlaşması görüşmelerinde öne çıkmasını ve dünya kamuoyunda itibar kazanarak bulunduğu bölgede ve dünyada söz sahibi olmasını istemiyorlar.

 

Sonuç olarak Türkiye silah bırakma görüşmelerinde hem Libya'da hem de Suriye'de bazı güçler tarafından başarısız kılındı.

 

Libya'da baş aktör olmasının önü kesilmeye çalışılarak Almanya'da Berlin' de tamamen Batı'nın kontrolünde yeni bir silah bırakma görüşmesi gerçekleştirilecek.

 

Görünen o ki Hafter silah bırakacak gibi ancak bilinçli bir şekilde ve kurgulanmış bir senaryo ile Libya'da herkesçe muhatap alınacak bir statüye yükseltilecek; belki de tek yetkili kişi olarak görülecek. Amaç Türkiye'yi devre dışı bırakmak ve etki alanını daraltmak. Umarım Türkiye böyle bir yola girilmesine müsaade etmez, etmemeli de.

 

Batı her zaman olduğu gibi ana aktör olmayı kimseye bırakmayacak ve en önemlisi de ürettiği silahları Müslümanlar'ın birbirini katletmesi için satmaya devam edecek ve Müslüman coğrafyasında Müslümanların malı olan enerji kaynaklarını da kontrol edecek.

Türkiye Müslüman komşuları ile ilişkilerini düzeltemezse bölgede etkisini giderek kaybedecek. Öncelikle Suriye, Mısır, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri başta olmak üzere tüm komşuları ile ilişkilerini iyileştirmek zorundadır. Bölgede politik ve ekonomik bir güç olmak istiyorsak kavga ederek değil, alttan alarak, sırtını sıvazlıyarak, tebessüm ederek hareket edeceğiz ama her zaman çıkarlarımıza öncelik vereceğiz. ABD'nin, Rusya'nın, Batı'nın, İran'ın, Suudilerin yaptığı gibi.

 

Dua ve beddua ederek emperyalist güçleri durduramayacağımızı artık iyice görmemiz gerekiyor.

 

Kahrolsun ABD, kahrolsun İsrail sloganları sadece ruhsuz kalabalıkları teskin eder, aklı başında olanları değil. Devlet akılla yönetilir, duygularla değil.

 

Kalın sağlıcakla.

Yazarın Diğer Yazıları