Batuhan Kemal AYDIN

Gürsel Erol ve HDP Meselesi 

Batuhan Kemal AYDIN

Geçtiğimiz gün Tarafsız Bölge her zaman ki gibi gündeme ilişkin birkaç konu başlığıyla başladı. Gündem CHP’nin 18 saatlik toplantısının ardından açıklanan 145 kişilik belediye başkan adayları, CHP de gerçekleşen istifalar, aday belirleme süreçleri ve yerel seçime dair partilerin genel bir değerlendirmesi idi.

Derken konu aday belirleme süreçlerinde uygulanan temayül yoklamalarına geldi ve Gürsel Bey, AK Partinin bu uygulamasının demokratik olmadığını söyledi. Şimdi bu uygulama demokratik midir değil midir bilemem ama kesinlikle şeffaf ve samimi olmadığına şahit olduk. Elazığ da yapılan temayül yoklaması Kabinlerin arkasına görevli sıfatıyla konulan yandaşlarla olsun, adayın kabin içi ziyaretleriyle ulusal basında dahi yer aldı. Şimdi bu demokratik bir seçim mi oldu? değerlendirmesi size kalmış. Ben bu gibi temayülleri doğruluk ve şeffaflık yönünden doğru bulmuyorum lakin CHP'nin aday belirlemede kullandığı ön seçim metodunu da doğru bulmuyorum. İsmi kulağa çok hoş geliyor lakin uygulamada kulağa pek hoş olmayan muhabbetlerle geliyor. Neyse devam edelim..

Konu bir ara AK Parti'nin, İstanbul, Ankara, Balıkesir ve Bursa'da seçilmiş belediye başkanlarının istifasının alınmasına geldi ve buna mukabil CHP'de gerçekleştirilen istifalar konuşuldu. Gürsel Bey tam da bu noktada ortada hiçbir sorun olmadığını bunun parti için demokraside bir yansıması olduğunu geniş bir şekilde açıkladı. Eğer demokrasi, siyasal denetimin doğrudan doğruya halkın ya da düzenli aralıklarla halkın özgürce seçtiği temsilcilerin elinde bulunduğu, toplumsal ve ekonomik durumu ne olursa olsun tüm yurttaşların eşit sayıldığı yönetim biçimi ise benim kesinlikle katılmadığım bir noktadır. CHP'nin mevcut ekibi ve demokrasi 'zıt' mantıklıdır. Analiz yapma hakkı olan bir birey olarak düşünecek olursak; Defalarca seçim kaybeden, her seçimden sonra seçmenlerinin aklıyla alay eder gibi çıkıp seçimin kazananı CHP'dir diyen bir genel başkan, yeni bir lider arayışı için defalarca kurultaya giden partililer ama değişmeyen bir genel başkan, kendi çıkardığı Cumhurbaşkanı adayına açık destek verdiği için şuan belediyelere aday gösterilmeyen partinin emektar belediye başkanları gibi gibi.. Örnekleri çoğaltırım lakin okuyucularımı sıkmadan devam etmek istiyorum.

Aday belirlemede kullanılan yöntemler tartışılırken mesele Elazığ’a geldi. İlimiz Belediye Başkanı Mücahit YANILMAZ’ın tekrar aday gösterilmemesine ilişkin konuşurken, ana muhalefet partisinin önemli bir isminin iktidar partisi belediye başkanından bu kadar övgüyle bahsetmesi siyaset tarihinin ender olaylarındandır. Bu olayın adresinin benim memleketim olması bu şehirde konu Elazığ’ın menfaati olduğunda siyasilerin doğruluktan yana tavır sergilediğini gösterir. Derken Ahmet Hakan, "CHP'de demokratik seçimler zaman zaman çığırından çıkıyor. AK Parti'de demokratik tartışma seviyesine biraz fazla çıkılamıyor." gibi bir tespitte bulundu. Tartışılabilir.!

Geldik ipin inceldiği yerden zorlandığı dakikaya..

HDP’nin İstanbul, İzmir ve Adana'da aday çıkarmaması CHP ile ittifak yaptığı anlamına mı geliyor sorusuna.? Elâzığ CHP Millet Vekilimiz Gürsel Erol "HDP’yi bir terör örgütüyle bağdaştırmak yanlıştır.‘’ dedi. İlginç ve bir o kadar da düşündürücü değil mi? PKK ya karşı yaptığı konuşmaları, HDP’nin özellikle bölgede izlediği politikaları eleştiren bir insanın bu cümleyi kurmuş olması hiç hoş karşılanmadı.

Sayın Vekilim, siz illaki daha iyi bilirsiniz lakin Elazığ milli ruhun en yüksek olduğu illerin başında gelir. Elazığ doğu da terörün barınamadığı, HDP’nin rahat hareket edemediği bir yerdir. Milletvekillerinin alçak teröristlere makam araçlarıyla bomba, silah vs. taşıdığı, genel başkanının miting de hain terörist başı Apo’nun heykelini dikeceğini söyleyen, bir başka genel başkanının sırtını bu alçak terör örgütüne dayadığını açık açık söylemesine rağmen ve daha nice örekler sayabilirim. Ortada tüm bu gerçekler varken "HDP yi bir terör örgütüyle bağdaştırmak yanlıştır." ne demek.? Bizler bu cümleleri hiçbir partinin vekiline, bu memlekette yaşayan hiç kimseye yakıştıramaz iken kendi memleketimizin vekilinden bunları duymak bizleri üzdü.

Bu memlekette, Kesrik’ten, Rızaiye’ye, Sürsürü’den Hilalkent'e, Palu’dan Ağın’a kime sorarsanız, hangi sokağa girerseniz girin bu cümleyi kabul ettirecek bir tane "Gakgo" bulamazsınız.

Sayın vekilim, bazı şeyleri bilmek için müneccim olmaya gerek yok. Bence 24 Haziran seçimlerinden sonra Genel Başkanınızı, istifaya davet ettiğiniz daha sonra bunu bir hata kabul ederek durumu düzeltmek için yaptığınız açıklama gibi bu konu da da bir açıklama yapmalısınız.

 

Yazarın Diğer Yazıları