Batuhan Kemal AYDIN

AF DEĞİL ADALET OLSUN !

Batuhan Kemal AYDIN

İki harf hiç bu kadar düşündürmemişti beni.. Belki de ülkemizin içerisinde bulunduğu durum idi aslında bu iki harfe takılmış olmamın nedeni.

            Fikirlerine ve liderliğine birçoğumuzun saygı duyduğu, MHP Lideri Devlet Bahçeli, 24 Haziran seçimleri öncesi zaman zaman kamuoyunun tansiyonunu ölçecek, halktan gelebilecek tepkileri görmek için seçim beyannamesinde de yer verdiği AF konusunda bir takım açıklamalar yapıyordu. Genel seçimin yapılmasının ardından bu konudaki söylemler artmaya başlamış ve MHP tarafından, içeriği çok fazla bilinmese de 8 maddelik bir yasa teklifinin önümüzdeki günlerde meclise sunulacağı ifade ediliyor.

Yasa teklifine karşı değilim lakin sütten dilimiz yandı..

1991’de Özal’ın, Terörle Mücadele Yasası’na eklettiği düzenlemeyle kısmi af ile Meşhur Rahşan Affı dediğimiz 2000 yılında Şartla Salıverme Yasası çıkartılarak bir kez daha af düzenlemesi getirildi… Peki Ne oldu?

Özellikle Rahşan Affından yararlanan her 5 kişiden 2 si yine suç işleyerek yeniden cezaevine girdi. Bunu ben demiyorum Adli sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü diyor ben onların yalancısıyım. Ayrıca bu duruma mukabil ülkemizde neredeyse 8-10 yıllık süre de bir çıkan affın insanların ‘nasıl olsa af çıkıyor ‘psikolojisiyle suça karıştığı ceza evi psikologlarının kullandığı ifadelerdir. Şuan toplumda ciddi bir ayrışma ve tartışma başladığına şahit oluyorum. Ben ise bu tartışmaların tam ortasındayım genel anlamda bir affa da karşıyım, hiç af çıkmamasına da karşıyım.. AF denildiğinde aklıma ilk okul yıllarımdan bu güne aklımdan çıkmayan bir haber ve karşı komşum 4 yaşındaki minik Mustafa’nın YİMPAŞ İnşaatındaki bir varilde bulunan bir avuçluk minik cansız bedeni, annesinin feryatları, babasının içinde kopan fırtınanın gözlerinden çıkardığı yangın gözümün önüne geliyor bilmiyorum belki de ben yanlış düşünüyorumdur..

Haber Aynen şöyle idi.. Ümraniye de evine giderken 4 kişi tarafından anne ve kız zorla arabaya bindirilerek kaçırıldı. Olayın ardından başlatılan arama çalışmalarında anne kızın Ümraniye yakınlarındaki bir ormanlık alanda tecavüz edilmiş ve işkence ile parçalanmış bedenlerine ulaşıldı. Anne Ağır yaralı, kızı ölmüş bir şekilde bulundu. Serpil Öğretmen Cinayeti.. Katil 4 kişi zaten başka suçlardan cezaevinde olan cezaları bittikten sonra aynı hafta araba çalarak bu utanç verici insanlık suçunu işlediler. Ardından 75 yıl hapse mahkum edilen bu insan dışı mahluklar 2005 yılında Rahşan Affı ile serbest kaldı.. Sözün bittiği yer.

Peki ya 4 yaşındaki Mustafa?

Annesi hafta sonları bana, arkadaşlarıma yada bizden büyük ağabeylere teslim ederdi sokakta oynarken göz kulak olalım diye minik Mustafa’ya.. Bir gün İstiklal İlk Öğretim okulunda son ders zili çaldı ve okuldan eve doğru ilerlerken evimin bulunduğu sokakta feryatlar, bağrışmalar yükseliyordu herkesin ya gözü yaşlı ya da avazı çıktığınca bağıran bir sessizlik hakimdi gözlerinden ateş çıkarcasına.. Meğer Mustafa minik kalbinin heyecanıyla, samimi bir hevesle dışarıya oyun oynamaya çıkmış bir önceki gün, kaçırılarak, ahlaksızlık yapılarak, su dolu bir varilin içerisine atılmış bütün gece yapılan aramalarla öğlen saatlerinde YİMPAŞ inşaatında bulunmuş cansız bedeni.

Bu vahşeti yapan kim peki? Yine aynı sokağın sakinlerinden birçok kez adam yaralamak ve hırsızlık suçlarından cezaevine girip çıkan ve Rahşan Affı ile serbest kalan serbest kaldığı ay içinde böyle bir şerefsizliği insanlık suçunu işleyen biri.

Adam yaralama var..Hırsızlık var.. Tecavüz var..Kasten adam öldürmek ve işkence var..

Sonuç Rahşan Affı ve özgürsünüz !! İşlediğiniz suçlar ve kötülükleriniz bu dünyada cezasız gidebilirsiniz.

Peki birde Terör boyutuna bakalım..

Dönemin Cumhurbaşkanı Sezer 260 mahkum için af çıkarıyor ve affedilenlerin de neredeyse tamamına yakınının DHKP-C, Dev-Sol, PKK, THKP/ML ve TİKKO gibi örgütlere mensup. Bir iki tanesini örnek vereyim. DHKP-C Ankara Sorumlusu Mustafa G hastalık sebebiyle affedildi çıkar çıkmaz bomba eğitimine başladı. DHKP-C'li İhsan C, Ankara'da bombalı saldırı eylemine karıştı. Tunceli'de çıkan silahlı çatışmada ölü olarak ele geçirilen Okan Ünsal, Berna Ünsal, Ökkeş Karaoğlu ve Cemal Keser gibi DHKP-C militanları özel afla serbest kalmışlardı. Tunceli'de DHKP-C'nin askeri kanat sorumlusu olarak görev alan Cengizhan Pilav'da özel afla serbest kaldı, sonra güvenlik güçlerine saldırı hazırlığı esnasında yakalandı.

 Peki şimdi biz bu affedilenleri, mağdur olan ailelerin hangilerine anlatabiliriz? Serpil Öğretmenin Babasına mesela.. ya da Minik Mustafa’nın annesine.. Sezer’in serbest bıraktığı teröristlerin ölümüne ya da ömür boyu sakat kalmasına neden olduğu insanların ailelerine mesela ‘ oğlunuz, kızınız, eşiniz ya da siz evet bu teröristler tarafından tehdit edildiniz şu mağduriyetiniz oluştu ama biz bunları affettik’ ! Bence bu vebaldir. Bu yükün altından kalkamayız bence biz bu vebale girmeyelim.

Bize Af değil, Adalet Lazım..

Adaletli bir Af 28 Şubat sürecinde Kemalist zihniyetin, İslam Düşmanlarının cezaevine attığı halen daha adaletin uğramadığı koğuşlarda yüzlerce mahkumun serbest kalmasıyla olur..

FETÖ’cü zihniyetin hâkim ve savcılarının türlü türlü kumpaslarla cezaevlerine attığı insanları serbest bırakarak olur.

İftiraya maruz kaldığı için başka çıkar yol bulamayan, nefsi müdafaa sırasında elini kana bulayan, borcunu ödeyemediği için ya da 18 yaşındaki sevdiği kızla evlendiği için hapse atılan insanların serbest kalmasıyla olur.

İşte adalet bu şekilde olur. Yalnız bu burada kalmaz aynı af paketinde İDAM düzenlemesi de olacak ki sonra millet demesin; 2 ayda AF yasa teklifi hazırlayanlar, Milletin uzun zamandır dilinden düşürmediği, Cumhurbaşkanımızın ‘Meclis yollasın onaylarım’ diyerek görevlendirdiği vekiller İDAM yasa teklifini neden hazırlamıyor diye.. Yasin Börü’nün ve arkadaşlarının, Aytaç Baran’nın, Aybuke Öğretmenin, Yüksekova da 11 aylık Mustafa bebeği ve Annesini bombalı saldırıda haince öldürenlerin ceza evlerinde yan gelip yatmalarını değil, Affını hiç değil, adalet istiyoruz.

Bize Af değil, Adalet Lazım!

 

Yazarın Diğer Yazıları