YAŞAM BOYU SPOR
Spor, günümüzde din, dil, ırk, cinsiyet, yaş, meslek ve benzeri herhangi biyolojik, sosyal ve kültürel ayrım kabul etmeden, tüm insanları ilgilendiren 'evrensel bi
Spor, günümüzde din, dil, ırk, cinsiyet, yaş, meslek ve benzeri herhangi biyolojik, sosyal ve kültürel ayrım kabul etmeden, tüm insanları ilgilendiren 'evrensel bir olgu ‘ya dönüşmüştür. Yaşlılar dahil, "yaşam boyu spor" sloganından etkilenmeyen neredeyse kimsenin kalmadığı; eşofman ve spor ayakkabısının gençlik, enerji ve dinamizmin göstergesi olarak günlük hayatın vazgeçilmez nesneleri haline geldiği; televizyonlarda spor programlarının ve gazetelerde spor sayfalarının en çok ilgi toplayan yayınlar olduğu; Dünya Futbol Şampiyonası gibi dev sportif organizasyonları ekranları başında takip edenlerin sayısının milyarlarla ifade edildiği düşünülecek olursa, spor olgusunun bu 'evrensel' mahiyeti daha iyi fark edilir. Şüphesiz, böylesine geniş bir olguyu ilgi alanına almayan bir bilim düşünmek mümkün değildir. Tıbbi, iktisadi, hukuki, idari, siyasi, dini, felsefi, psikolojik ve sosyolojik boyutlarıyla spor, tam anlamıyla "mültidisipliner" bir araştırma alanı oluşturmakta ve binlerce uzman spor bilimlerinin bu alanlarında çalışmalar yapmaktadır. Artık toplumlarda insan emeğinin yerine makineler almakta, buna paralel olarak üretim kapasitesi artarken çalışma saatleri azalmaktadır .Mesainin azalmasına bağlı olarak ortaya çıkan serbest zamanı insanlar eğlenme ve dinlenme amaçlı faaliyetlerle değerlendirmektedirler. Spor yapma ve sportif faaliyetleri izleme bu rekreasyonla faaliyetlerin önde gelenlerinden biridir. Spora duyulan ilginin giderek arttığı ve her geçen gün biraz daha yaygınlaştığı görülmektedir. Büyük stadyumların, spor salonlarının ve spor alanlarının insanlarla dolup taşması, bir yandan da radyo, televizyon ve basın gibi çağımızın en etkin kitle iletişim araçlarının uzun yayın sürelerini ve sayfalarını spora ayırmaları bu toplumsal olguya verilen önemi göstermektedir. Her toplum özellikle kendi ülkesinin seçkin sporcularını yakından tanımakta özellikle gençler kendilerini onlarla özdeşleştirmektedirler. Her toplumda toplumsal değişme ve gelişme söz konusudur. Teknolojinin gelişmesi ile ortaya çıkan sanayileşme ve kentleşme süreçlerine paralel olarak spor ve spor seyirciliği de hızla gelişmektedir. Ülkemizde de bu süreç yaşanmakta ve spora olan ilgi giderek artmaktadır. Bu araştırmada saha sporlarından futbol, salon sporlarından basketbol ve mücadele sporlarından güreş branşındaki seyircilerin sporculuk durumlarına ilişkin özellikleri arasındaki farklılıklar karşılaştırmalı. Futbol, Basketbol ve Güreş sporu seyircilerinin izledikleri sporu daha önce yapma ve aktif olarak spora devam etme durumları, yapmış oldukları sporlar varsa, başarı düzeyleri, ailelerinin spor yapma durumları tespit edilmeli.
Spor yapmayan kişilerde görülen yorgunluk halsizlik gibi sorunlar spor yapan kişilerde pek görülmez. Spor yapan kişiler dayanıklı ve güçlüdürler, daha dinç olurlar ve hayattan zevk alırlar. Spor yapan kişilerde yaşlanma süreci yavaştır, kişi kendini hem psikolojik hem de fiziksel olarak daha genç hissetmesi spor yapmasıyla ilişkilidir. Formda kalmak ve biçimli bir vücuda sahip olmak için spor yapmak gerekir. Spor yapan kişilerin vücutları ile yapmayanların vücutlarına oranla çok daha biçimli ve sağlıklıdır. Spor yapanlar yediklerini yaktıkları için kilo sorunları pek olmamaktadır.
Spor, insanı sigara ve alkolden uzaklaştırarak sağlıklı yaşama davet eder. Orta yaşlılar için günlük hayatın sıkıcılığından uzaklaştırır. Sıkıntı ve öfkelerini sporla attıkları için gelecek nesillere olurlar. En önemlisi de dinç, sağlıklı ve kuvvetli görünürler.