YAPMAYIN AMA!
İstanbul'dan isminin açıklanmasını istemeyen bir hayırsever, Salı baba Mahallesi'ndeki ihtiyaç sahibi ailelerin gıda ihtiyaçlarını karşılamaları için maddi yardımda bulunmuş. Ve bunun gerçek ihtiyaç sahiplerini en iyi bilen odur diye mahalle muhtarına göndermiş. Buraya kadar her şey normal ve doğal.
Ancak muhtarımız kendince muhtaç gördüğü aileleri tespit etmiş ve 400 liralık yardım fişlerini mahallede tespit edilen 25 aileye dağıtma işlemini gerçekleştirmek için kameralar ve basın mensuplarını davet etmiş.
Sonra 400 TL’lik yardım çeki vermek için insanları okulun sınıfına toplamış ve 25 aileyi çoluk çocuğuyla birlikte teşhir etmekle kalmamış kendisi de çok güzel bir iş yapıyormuşçasına kameralara konuşmayı ihmal etmemiş.
İstanbul’da yaşayan hayırsever iş adamımızın kendi ismini bile açıklamasına müsaade etmemesi hassasiyetine karşın muhtarımızın bu konuyu aleniyete döküp medyatik hale getirmesi, medya kurumlarımızın da hiçbir editöryal süzgeçten ve medyatik etik değerler manzumesinden geçirmeyip çarşaf çarşaf resim ve görüntü yayınlaması hem yapılan hayra hem de güzelliğe gölge düşürdü.
Geçmişte bir il yöneticisinin çarşaflı bir bayana verdiği yardım çeki resmini haklı olarak eleştiren ve adeta tefe koyan halkımızın ve basın mensubu arkadaşlarımızın bu görüntülere tepkisi de aynı derecede sert oldu bilesin. Senin siyasi bir kimliğin yok ve bazı mahfillerin hedefinde olmadığın için yazıya ve sosyal medyada çok muhatap alınmadın ama vicdanları kötü yaraladın.
Oysa buna gerek yoktu. Veren elin zaten alan elden haberi yok muhtar. Sen neden araya girer ve bunu medyatik hale getirip kameralara ifşa edersin. Çok güzel bir icraat yaptım diye kendi kendini avutursun belki ama bilesin ki hem mahalleliyi hem de yardım alan aileler çok rencide oldular bu kamera işinden. Keşke yapmayaydın böyle bir hareket.
Yanlış yanlıştır. Muhtarı severiz, sayarız, değer ve kıymet veririz ama mazur da makul da görmeyiz. Olmadı bu Muhtar.