Vakaların Yüzde 95'i Aşısız

Aşı oranının yükselmesine rağmen aşıya karşı direnç gösterenlerin vakalarındaki artış bilim adamlarını endişeye sevk ediyor. Bilim Kurulu Üyesi Elazığlı Hemşehrimiz İlhan, koronavirüs tanısı alanlar içerisinde hastanede yatanlardan yüzde 95'inin aşısız olduğunu açıkladı.

Vakaların Yüzde 95'i Aşısız
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Aşı oranının yükselmesine karşın aşı yaptırmamakta direnenlerin koronaya yakalanma oranı da her gün artıyor. 

Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Elazığlı Hemşehrimiz Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, 'Tam aşılı vatandaşlarda yüzde 80 bandına çıkarsak, bu düzeyde Delta Varyantı da olsa yayılımın daha az olacağını söylemek mümkün. Zira şöyle bir şey var biliyorsunuz ki aşı olan kişiler hastalığı daha hafif geçiriyorlar. Daha hafif geçirdikleri için virüs yükleri de, çevreye yayılımları da daha az oluyor' dedi.

SIRASI GELEN AŞI OLMALI
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı ve Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Elazığlı Hemşehrimiz Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, aşı sırası gelen herkesin eksik dozlarını hemen olması gerektiğini söyledi. 

ÜZÜLDÜK
Prof. Dr. İlhan, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın paylaşımında yer alan ve aşı olmadıkları belirlenen Operatör Dr. İlhami Atılgan ve Patolog Dr. Murat Tad'ın korona virüsten vefat etmesine oldukça üzüldüklerini belirterek şunları söyledi:

“Dün Bakan Bey’in mesajıyla öğrendik biz de. İki meslektaşımız koronavirüs nedeniyle vefat etti. Tabii sağlık çalışanları en ön cephede çalışıyorlar. Ama aramızda aşı olmayanlar da var. Aşı olmayanlar içerisinde de maalesef koronavirüs daha ağır sonuçlara sebep oluyor. Meslektaşlarımıza Allah rahmet eylesin, mekânları cennet olsun” dedi.

TEK DOZDA YÜZDE 75, İKİNCİ DOZDA YÜZDE 57 
Aşılama çalışmasına hızla devem ettiklerini belirten İlhan, “aşılamada yüzde 75 düzeyinde tek doz, ikinci dozda da yüzde 57 civarındayız. Aşı olmayan vatandaşlarımızda da ölümlerin çok fazla olduğuna şahit oluyoruz” şeklinde konuştu.

YÜZDE 95’İ AŞISIZ OLANLAR
Bilim Kurulu Üyesi Prof. İlhan, aşı olanlar ile olmayanlar arasında hastaneye yatış ve vefat sayılarında bariz bir fark olduğunu belirterek, “Yaklaşık 3 hafta kadar önce Bakan Bey de açıklamıştı. Koronavirüs tanısı alanlar içerisinde hastanede yatanlardan yüzde 95'i aşısız olanlar. Yine aynı şekilde PCR pozitif çıkanların yüzde 87'si aşısız olanlar” İfadelerini kullandı.

AŞI İÇİN EN GÜZEL ZAMAN
Mevsim yaz dönemi iken,  insanlar memleketlerinde bağda bahçede iken, eylül-ekimin yoğunluğu, kapalı alanlarda bir araya gelmenin yoğunluğu başlamamışken aşı olmak için en güzel zaman olduğunu belirten, Prof. Dr. İlhan, açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Zira eylül-ekim ayı geldiğinde hepimiz biliyoruz ki özellikle de büyükşehirlerde, hatta küçük şehirlerde bile özellikle kent merkezleri oldukça yoğunlaşıyor. İlçe merkezleri yoğunlaşıyor. İnsanlar tatil beldelerinden, yazlıklardan, bağdan bahçeden merkezlere geliyorlar. Okullarımız açılacak, üniversitelerimiz açılacak. Bu nedenle kapalı alanlarda daha çok insan bir araya geleceği gibi bir süre sonra da havalar soğuk olacağı için camlar açılmayacak. Bu riskler söz konusu olduğu için şu an en doğru karar aşı olmak”

AŞI OLMASAYDI DURUM ÇOK DAHA VAHİM OLURDU
 Eğer şu an aşılama söz konusu olmasaydı bu sayıların kat kat fazla olacağını, eksik doz aşıların tamamlanmasının da hayati derecede öneme sahip olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. İlhan, “Bugünden tezi yok, vatandaşlarımızın hangi doz aşısı eksikse, hiç aşı olmayanlar var. Bu vatandaşlarımız bence hemen gelip aşılarını yaptırmalılar. Korona virüs hastalığını geçirenler var. Onlar da sisteme girdiklerinde kendilerine tanımlanmış zaman diliminde aşı hemen çıkıyor biliyorsunuz. Bu vatandaşlarımız gidip aşılarını olmalılar. Bir de üçüncü doz aşılarını olması gerekenler var. 50 yaş üzeri vatandaşlarımız ve sağlık çalışanlarımız. Onların da hiç duraksamadan gidip hemen aşılarını olmaları gerekiyor. Bütün dünyada baktığımız zaman aşı olanlarda korona virüse bağlı ağır hastalık geçirme ve vefatın çok daha az olduğunu şahit oluyoruz. Tabii şunu da söylemek gerekiyor aslında; yaklaşık bir haftalık süre boyunca 19-20 bin bandında gidiyor vakalarımız. Ağustos ayını da genelde 20-25 bin gibi rakamlar ile geçirdik. Aslında bu rakamları bu kadar açıklık durumunda, bu kadar temasın çok olduğunda ve hepimiz şahit oluyoruz maske kullanımına da çok uyulmuyor. Bu durumun aşılı olanların sayesinde olduğunu bilmemiz gerekiyor. Eğer şu an aşılama söz konusu olmasaydı bu sayıların kat kat fazla olacağını söylemek elbette mümkün” diye konuştu.

DELTA VARYATININ ÖNÜNE GEÇEBİLİRİZ
Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, ayrıca tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de yayılan Delta varyantı konusunda da uyarılarda bulundu. İlhan, şunları kaydetti:

“Tam aşılı vatandaşlarda yüzde 80 bandına çıkarsak, bu düzeyde Delta varyantı da olsa yayılımın daha az olacağını söylemek mümkün. Zira şöyle bir şey var biliyorsunuz ki aşı olan kişiler hastalığı daha hafif geçiriyorlar. Daha hafif geçirdikleri için virüs yükleri de çevreye yayılımları da daha az oluyor. Belki de hatta aşı olanlar içerisinde korona virüs geçirip de fark etmeyenler de olmuş olabilir. Aşı olan vatandaşların çevresinde de aşı olanlar var ise belki temasları olsa dahi çok hafif geçirmişlerdir veya fark etmemişlerdir. Ama bu süreçte aşısız olan vatandaşlar her zaman daha çok etkilenebilir.” 

AŞILI OLAN DA KORONA OLABİLİR AMA HASTALIĞI HAFİF ATLATIR
Aşı olanlar içerisinde de elbette koronavirüs hastası olanlar olabileceğini ifade eden İlhan, “Ama aşının asıl etkisi hastalığın ağır geçirilmesini engellemek, hastaneye yatışları azaltmak ve hem vatandaşları korumak, hem de sağlık sisteminin tıkanmasını engellemek. Şöyle bir örnek vermek de mümkün. Biliyorsunuz geçen sene bu zaman aşı söz konusu değildi. 2020 yılının son baharında aşılama başladı. Geçen sene bu zamanki verileri şu anki aşılama oranında iyi olan ülkeler ile kıyasladığımız zaman örneğin Hollanda, İngiltere gibi aşılamada iyi düzeye gelmiş ülkelerde Delta varyantına bağlı vefatların bile az olduğuna şahit oluyoruz. Ama aşılamada iyi düzeyde olmayan Asya ülkelerinde başta Hindistan, Nepal gibi yerlerde ise hem orijinal virüse hem de Deltaya bağlı vefatların çok olduğuna şahit oluyoruz” ifadelerini kullandı.