Saadet'i Önemseyin
Saadet Partisi, merhum Prof.Dr. Erbakan'dan kalan mirası korumak ve yaşatmak adına mücadele ederken yeterince anlaşılamama gibi bir handikabı da yaşıyor.
Erbakan Hoca’nın siyasete bakışını ve siyaset yapma felsefesini “hayra motor, şerre fren” olarak özetler ve bunu hem iktidarda olduğu hem de muhalefette kaldığı dönemlerde en güzel örnekleriyle hayata geçirirdi.
Saadet Partisi’nin, özellikle Ak Partililerin şiddetle eleştirisine muhatap olan Millet İttifakında yer alması ve altı partiden biri olarak masada bulunması, aslında bir eksiklik ve yanlışlık değil, tam tersine bu ittifak içerisinde olan siyasi partilerin olası yanlışlarına ve haksızlıklarına engel olma iradesini güçlü bir şekilde ortaya koyması açısından önemlidir.
Saadet Partisi, millet ittifakı ortaklığını salt elde edeceği birkaç milletvekili için yapmaz. Saadet, geçmişten beri bulunduğu her ortamda milleti ve milletin değerlerini ve menfaatlerini koruyan bir duruş sergiledi.
2018 genel seçimlerinde Saadet Partisi Genel Başkanı Karamollaoğlu; “bütçeyi, yola, beton ve binaya harcamayın yoksa batarız” dediğinde hep bir ağızdan “işte bunların vizyonu bu kadar” diye eleştiren Ak Partililer, seçim sonrası hükümetin “yeni yatırım yapmıyoruz, sadece yarım kalanları tamamlıyoruz” kararıyla hem ters köşe olmuşlar hem de Karamollaoğlu’nun ferasetini ve birikimini takdir etmek zorunda kalmışlardı.
Saadet, altılı masaya oturduğu ilk oturumda diğer partilerin getirdiği “Toplumsal Cinsiyet' maddesine çekince koymuş ve ortak metinde yer almasına engel olmuştu.
Saadet Partisi’nin varlığı ve söylemleri Ak Parti için de kazanımdır. Geçtiğimiz gün ülkemize gelen İsrail Cumhurbaşkanının bu ziyaretini protesto eden ve eylemler yapan Sadet Partisi teşkilatlarının sesi ne kadar yüksek ve gür çıkması, Türkiye Cumhuriyetinin elini ve pazarlık gücünü daha da güçlendirmesi anlamına gelir. Ülkemizde İsrail düşmanlığının yüksek oranda olduğunun bilinmesi halkımızın İsrail’e karşı duruşumuzu net olarak ortaya koyan bir fotoğraftır ve geçmişten bugüne yaşanan acılara karşı kolektif bir tepkinin yansımadır.
Bu örneklerden da anlaşılacağı gibi Saadet Partisi, hem ülkemiz hem de Millet ittifakı içinde bir kamu vicdanı, halkın sesi ve medeniyetimizin sözcüsü mesabesindedir ve mutlaka var olmalıdır.
Saadet’siz bir Millet ittifakı, halkın değerlerine daha uzak ve milli konularda daha duyarsız bir oluşum demektir ki Saadet, varlığıyla bu denklemi bozmakta ve hayra motor olma konusunda güçlü bir tavır ortaya koymaktadır.
Siyaset, eğer ülke ve insanımızın hayrına ve menfaatine yapılıyorsa ki öyle olmalı bilinmelidir ki Saadet’ten bunun hilafına ve zıddına bir karar çıkmaz.
Ak Parti, Saadet’in durduğu yeri sorgulayacağına kendi konumunu, savrulduğu yerleri, yolsuzluk ve usulsüzlük gibi bin bir türlü kötülükleri sorgulasın ve bundan arınmanın derdine düşsün.