Neden Olmasın?
Ülkemizin en büyük sorunlarından biri olan kuraklık, gün geçtikçe büyümeye ve gündemi meşgul etmeye devam ediyor.
Özellikle Elazığ ve bölgesinde yaşanan kuraklık nedeniyle tarım sektörü bitme noktasına gelmiş ve su kaynaklarımız azalmaya başlamıştı.
Yarınlarda petrol, teknoloji ve bilimsel buluşlardan daha önemli ve hayati olacak konu sudur ve ne yazık ki gerçek de budur.
Hakimiyet Gazetesi olarak, sadece güncel konular ve siyaset değil, ülkemiz ve insanlığın kaderini etkileyecek konuları da her zaman dile getirdiğimizi okurlarımız iyi bilir. Bizlerin uzun süreden beri dikkat çektiğimiz bu küresel soruna ilginç bir öneri geldi.
Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yusuf Demir, kuraklık ve yağışların azalmasına değinerek, “Türkiye önümüzdeki birkaç yıl içerisinde aynı şu andaki doğal gaz ağları gibi her tarafını su ağları ile örmeli. Borular ile suyun bol olduğu bölgelerdeki suyu, suyun az olduğu bölgelere taşımak zorundayız” demiş.
İklim değişikliği tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de zaman zaman problem oluyor. Meteorolojik kuraklık, kullanılabilir su alanlarının azalması, yeraltı ve yerüstü sularının hızlı tüketimi ile yağışların azalmasının ileride daha büyük su kıtlığına neden olabileceğinden uyarılarda bulunan Prof. Dr. Yusuf Demir, ‘su hasadı’ konusuna değinerek önemli açıklamalarda bulunmuş.
Bu açıklamayı okuyunca, babamın sözü aklıma geldi. Yıllar önce Munzur gözeleri ve nehrini gördüğünde; “İşin garipliğine bak ki bizim Elazığ’da tarım arazisi çok su yok, burada su çok tarım yapacak arazi yok, bu güzelim su boşa akıp gidiyor” demişti babamız.
Akademisyenin önerisi ile babamın sözlerini yan yana koyunca aslında formül de ortaya çıkıyor. Munzur’un suyu neden hem içme hem de tarımsal sulamada kullanılmaz diye düşündüm. Yine bugünlerde aşırı yağışlarla sel olup Bozkurt ilçesi ve tüm Karadeniz’i yakıp yıkan derelerin suları ters delgilerle neden Anadolu’nun susuz ve çorak topraklarına ulaştırılmaz diye düşündüm.
Evet, çok ciddi bedeller isteyen bir yatırım belki. Bunu da görüyoruz ve biliyoruz elbet. Ama sudan daha önemli, daha hayati ne var ki dünyamızda. Hangi yol, köprü ve viyadük bir damla suyun yerini tutabilir. Mevcut yol ve köprülerden de geçebilirsiniz ama suya zor ulaşıyor ve hele hele birkaç yıl sonra su savaşlarının başlaması öngörülüyorsa.
Geçtiğimiz yıllarda Akdeniz’e dökülen derelerin suyunun dağlarda yapılan ters delgilerle Konya Ovasına verilmesi ile ilgili bir projenin hayata geçtiğini biliyoruz.
Hocamızın yaptığı açıklama dikkate alınmalı ve gündeme getirilmelidir. Yoksa ilerleyen yıllarda kuraklık sadece ülkemizin değil tüm dünyanın birinci sorunu olmaya devam edecek.
Bizden söylemesi...