'Neden Biz Değil?'
Ülke genelinde yayın yapan bir haber sitesi, 31 Mart yerel seçimlerinde sonucu en çok merak edilen illerin başında gelen İstanbul'da 6 farklı anket şirketinin yaptığı araştırmanın sonuçlarını derlemiş.
Hükümet yanlısı ya da muhalif şirketler tarafından yapılan anketlerin tamamında İmamoğlu'nun Kurum'a karşı yarışı önde götürdüğü görüldü.
Ortada gözle görülür bir hizmet yokken, dahası kaynaklar hizmete değil algı oluşturmak amacıyla tanıtım ve reklam giderlerine aktarılırken, metro istasyonlarındaki yürüyen merdivenler çalışmaz, İETT otobüsleri ve metrobüsler yolda kalırken, şehrin en zorlu günlerinde İmamoğlu tatile ya da balık yemeğe giderken nasıl oluyor da yeniden kazanıyor diye yaman bir soru var ortada.
Aslında bu sorunun muhatabı CHP ve İmamoğlu da değil. “Bunca olumsuzluklara rağmen Ak Parti neden seçimi kazanmaya hala uzak görünüyor” sorusuna cevap aramak daha anlamlı olur.
Görünen o ki vatandaşın tercihine etki eden şey hizmet değil. Adamlar hizmete ve hizmet edene oy vermiyor, tersine kendisine duyarsız ve yabancı kaldığına inandığı Ak Parti’ye mesafeli durmayı tercih ediyor.
Ak Parti’de Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakikatleri söyleme cesaretini gösteren duyarlı, içi yanan vefalı insanlarının bu soruya ve cevabına odaklanmaları gerekiyor.
Her şeye rağmen, tüm hizmetsizliklerine ve israflarına rağmen bugün Mansur Yavaş ve İmamoğlu yeniden seçim kazanabiliyorsa bu onların başarısı değil, Ak Parti’nin hatalarından kaynaklı bir sonuçtur.
Ak Parti’nin akıllı insanları, “hem merkezi hem de yerel hizmetlerde kendimiz ispatlamamıza rağmen neden halkın tercihi biz değiliz” sorusuna kafa yorduğu takdirde önce sorun teşhis edilir ardından da tedavisi gelir. Ama sorunu teşkil eden genelde Genel Merkezin uluları olunca bu meselenin enine boyuna tartışılacağına dair herhangi bir umut da yok ortada.
Ak Parti’de “hiçbir şey olmamışsa bile bir şey olmuştur” diyecek kadar mağlubiyete absürt kılıf bulan bazı adamlar, hala en etkili yerde ve makamdaysa bu gerçeği sorgulayacak bir yapı asla kurulamaz.
Her şey bittiğinde ve yeni bir hezimet yaşandığında da isimler, “biz demiş ve uyarmıştık” yüzsüzlüğünü gösterip yeni limanlara yelken açmakta da oldukça mahirdirler.