Muhtarlar Yok mu Sayıldı?

Özel Haber: Elazığ 24 Ocak 2020 tarihinde yaşadığı deprem sonrası, sorunları birebir yaşayan ve mahallesindeki vatandaşların problemlerini en yakından gören muhtarların,  ilimize gelen bakan ya da üst düzey yetkililerle görüştürülmeyip yok sayılması, süreç içinde devre dışı bırakılması, küçük olan ve çözümü basit olan problemleri daha da büyüttü ve içinden çıkılmaz hale getirdi.  Muhtarların,  sorunlarını gündeme taşımasından ve tepki göstermesinden rahatsız olan yöneticilerin muhtarlar günü dolayısıyla yayınladıkları mesajlar ile yaşanan gerçekler, çelişkili bulundu

Muhtarlar Yok mu Sayıldı?

Demokrasinin ilk ve en küçük birimi olan mahalle ve köy muhtarları, halkla iç içe olan ve onların sorunlarını birebir bilen yerel yöneticilerimiz.

Bu gerçeği yıllar öncesinden gören ve ‘Muhtarlar Buluşması’ etkinlikleri çerçevesinde, ülkemizin tüm muhtarları ile görüşmeler düzenleyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, muhtarlarımıza ve yaptıkları ulvi göreve her zaman dikkat çekmiş ve takdir etmişti.

İlimizde yaşanan 6.8 şiddetindeki depremin ardından başlatılan çalışmaların, birçok kamu kurum ve kuruluşu yanında sorunların en yakın şahidi ve yaşayanı olan muhtarlarımız ile birlikte yürütülmesi ve şehrin yeniden inşa ve ihyasında muhtarların görüş ve önerilerinin alınıp alınmadığı, 19 Ekim Muhtarlar Günü dolayısıyla bir kez daha tartışma konusu oldu.

YOK MU SAYILDILAR?
Yaşanan depremin ardından başta yıkım çalışmaları olmak üzere TOKİ tarafından yapılan konutlarla ilgili bugün yaşanan tüm sorunlar, muhtarlar tarafından önceden görülerek gerek basın yayın yoluyla gerekse kendi sosyal medya hesaplarında paylaşıldı. Ancak bu sese yeterince kulak verilmedi ve sorunlar kartopu gibi büyüdü.

BAKANLARLA GÖRÜŞTÜRÜLMEDİLER
Muhtarların kendi mahallelerinde yaşanan sorunları ilimizi ziyaret eden bakanlar ve ilgili üst düzey bürokratlara dosyalar halinde iletmek ya da şifahi olarak anlatmak amacıyla yaptıkları girişimler,  her defasında sonuçsuz kaldı ve problemler bakanlara iletilemedi.

Muhtarların, bakanlara ulaşma ve sorunları birebir anlatma gayretleri sonuçsuz kalırken, yetkililer ve siyasilerin bir yolunu bularak bakanlarla temas edip problemleri anlatan muhtarlara karşı bakışları da olumlu olmadı.

SORUNLAR BASİTTİ, MÜDAHALE EDİLMEYİNCE BÜYÜDÜ
Deprem sonrası kurum ve bakanlıkların sahada yaptıkları çalışmaları yakından gören, yapılanları gün be gün izleyen muhtarların olası sorunları daha ilk günlerden yetkililere iletmesine rağmen bu konuların sorun olarak görülmemesi sebebiyle basit problemler daha da büyüdü ve Mustafapaşa, toplu kura, 2+1, yıkımlardaki duyarsızlık ve usulsüzlük, mülkiyet ve hak kayıpları, kurumların vatandaşların soru ve sorunlarına karşı çözümsüzlük sunmaları ve davranış biçimleri, yeni birçok sorunların yaşanmasına sebep oldu.

FATURA SİYASETE ÇIKTI
Muhtarların yaşanan sorunları önceden görüp yetkililer ve siyasileri uyarmalarına ve bu konuda sayısız açıklamalar yapmalarına rağmen, problemlerin çözüme ulaşması yerine artarak devam etmesi kamuoyunda tepkinin oluşmasına sebep oldu. 

Sorunları çözme konum ve görevinde olan ilgili kurumların ilgisizlik ve bilgisizlikleri ile sahaya yansıyan tüm olumsuzlukların faturası ise bürokratlara değil siyasilere çıkarıldı.

MUHTARLAR ÖNE ÇIKARILMALIYDI
Deprem sonrası ilimizde yapılan çok sayıdaki hizmetlere karşın basit dokunuş ve önlemlerle çözülebilecek sorunların çözülmesinde bürokratlar ve siyasilerle birlikte muhtarların da sürece katılmasıyla birçok problemin  sona ereceğine dikkat çeken vatandaşlar, bu konuda muhtarların nezdinde halkın yok sayıldığını belirtiyorlar.

MUHTARLAR, ÖZGÜR VE CESURDUR
Muhtarların herhangi bir siyasi parti ya da kurumla ilgisi olmadığı ve halkın oylarıyla seçildikleri için tek hesap verme yerinin halk olduğunu ifade eden vatandaşlar, muhtarların bu konumları onları, yapılan yanlışları ilgili Bakanlara iletme konusunda daha rahat ve cesur olduklarını, talepleri konusunda daha ısrarcı ve kararlı bir duruş sergilemelerinin şehir için bir çok kazanım getirebileceğini belirtiyorlar.

SİYASİLER VE BÜROKRATLARIN ELİ GÜÇLENİRDİ
Depremin başından bugüne kadar  sürecin içine alınması ve sorunların çözümünde muhtarların da görüş, öneri ve bakanlara sunumlarının sorunların çözümünde etkili ve olumlu sonuçlar doğuracağını ifade eden vatandaşlar, muhtarların büyük bir özgüven ile  sorunların somut olarak yetkililere aktarılmasının siyasilerin ve bürokratların da elini güçlendireceğini belirtiyorlar.

Böyle davranıldığı takdirde hem halkın sorunları birinci ağızdan en yetkili bakana iletilerek çözülecek hem de siyasilere gelecek eleştirilerin önüne geçilecekti. Ancak muhtarların devre dışı bırakılması, hem sorunları artırdı hem de eleştirilerin yoğun yapılmasına sebep oldu.

GÜL: “TOPLANTILARA GİREMEDİK”
Elazığ Muhtarlar Derneği Başkanı Ahmet Gül, muhtarların vatandaşların sıkıntılarını gidermek için çalışan kurumlar olduğunu ifade ederek şunları söyledi:“Bugüne kadar defalarca toplantılar yaptık ve bu toplantılarda sorunları dile getirdik ancak koordinasyon toplantılarına giremedik. Elazığ ile ilgili kararların alındığı toplantılara giremedik ve biz bu toplantılara girebilseydik çok daha iyi olacağına inanıyorum” şeklinde konuştu.

MUHTARLARIN BİREYSEL GAYRETLERİ OLDU
 Süreç boyunca edindikleri izlenime göre bakanlarımızın kendilerini dinlediklerini ve önerilerini kabul etiklerini belirten Gül, “Mesela Gümüşkavak, Aksaray, Hicret mahallelerinde yapılan konutları bu mahallelerin muhtarları bireysel çabalarıyla yaptırdı. Bu konutlar yapılmasaydı inanın şimdi birçok sorun daha oluşacaktı. Bizler muhtarlar olarak milletvekillerimize, belediye başkanımıza, valimize kendi fikirlerimizi söyledik çünkü onlar koordinasyon toplantısına katılıyorlardı. Bizler onlara vatandaşların taleplerini de iletiyorduk. Biz öncelikle vatandaşın dinlenmesi gerektiğini, vatandaşın ne istediğinin belirlenmesini hem yerel aktörlerimize hem de bakanlarımıza söyledik. Geldiğimiz noktada bazı sıkıntılar devam ediyor” dedi.

“BAKAN KURUM BİZE HAK VERDİ”
 Özellikle 2+1 evlerle ilgili sıkıntılar olduğunu ve  bu konuda da kendilerinin ciddi eleştirileri olduğunu ifade eden Gül, “Daha sonradan Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum bize bu konuda hak verdi ve “keşke 2+1 konutları yapmasaydık” dedi. Bu konutlar artık yapıldı ve geri dönüşü ne yazık ki mümkün değil. Bizler bari bundan sonra oluşacak sıkıntıların önüne geçelim dedik” ifadelerini kullandı.

“BAKAN SOYLU ELAZIĞ’A GELECEK”
 Geçtiğimiz günlerde İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu ziyaret ettiklerini belirten Gül; “Bakanımız sorunlarımızı dinledi ve gerekli yerlere de talimatları verdi. İlerleyen günlerde zaten İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu, Elazığ’a gelecek ve çözülemeyen sorunların çözümü noktasında bazı adımlar atacak. Bizim merkezi yönetimle zaten hiçbir sıkıntımız yok” ifadelerini kullandı.

“CUMHURBAŞKANIMIZ ÖNEMLİ KAYNAK AKTARDI”
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve  Bakanlıkların  Elazığ’a ihtiyacından fazla kaynak aktardığını ifade eden Gül,  “Biz bu kaynakların Elazığ’da daha güzel değerlendirilebileceğini daha güzel idare edilebileceğini söyledik. Bizim de muhtarlar olarak hatamız var. Keşke yardımlarla uğraşacağımıza gelecekte sorun oluşturabilecek durumlara daha fazla yoğunlaşsaydık, keşke şehrin yeniden yapılanması ile ilgili çalışmalar yapsaydık çok daha iyi olurdu. Aslında bizler yardımların yine bir şekilde dağıtılabileceğini ancak yapılan evlerle ilgili geri dönüşlerin olmayacağını da ifade etmiştik ancak yerel aktörler tarafından bu serzenişlerimiz çok karşılık bulmadı. Bu yüzden maalesef Cumhurbaşkanımız ve bakanlarımız eleştiriyi hak etmedikleri halde eleştiriliyorlar. Burada eleştirilmesi gereken Cumhurbaşkanımız ve bakanlarımız değil. Bizim talep etmemiz gerekiyordu, daha ciddi bir şekilde bakanlarımıza gerekirse çok daha farklı şekilde Elazığ’ın yeniden inşasıyla ilgili neler yapılabileceğini dayatabilmemiz gerekiyordu ancak yapamadık” dedi.

GÜLBASAN: “HALKIN GÖRÜŞÜ ALINMALI”
Bütün mahallelerin sorunlarını en iyi bilen ve vatandaşların taleplerinin geldiği makamların muhtarlar olduğunu ifade eden Elazığ Muhtarlar Dayanışma Derneği Başkanı Murat Gülbasan şunları söyledi:“Vatandaşın talebi alınmadan yapılan hizmet  ne kadar iyi olursa olsun karşılık bulmuyor. Örneğin, bizim mahallemize yapılan bir yol vardı inanın o yol Türkiye’de yok ancak vatandaştan karşılık bulmuyor ama benim yaptırdığım küçük bir çeşme karşılık buluyor. Halkla birlikte olmak gerekiyor, görüşünü almak gerekiyor. Eğer muhtarlar olmadan, vatandaş olmadan 50 yıl toplantı yapsalar bir anlamı yok”