Muhalefet Bilgilendirilmeli

Gezide, Bakan Varank ile TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Ziya Altunyaldız ve komisyonun AK Parti'li üyeleri Fahri Çakır, Ahmet Çolakoğlu, Osman Boyraz, Fuat Köktaş, Semra Kaplan Kıvırcık ile CHP'li üye Tahsin Tarhan, MHP'li üye Abdurrahman Başkan, İYİ Partili üye Ayhan Altıntaş ve Bakan Yardımcıları Çetin Ali Dönmez ile Mehmet Fatih Kacır yer almış.

Bakan Varank’ın bu adımı çok isabetli ve yerinde bir adım. Ülkemizin yıllar önce, bize araç satmak isteyen küresel sermayenin planı ve organizasyonu ile akamete uğrayan Devrim otomobilinden sonra ilk kez böylesi bir cesaret ve gayretle harekete geçtiğimiz yerli otomobil projesi ve bunun hayata geçirileceği fabrikayı muhalefet partilerine mensup milletvekilleri ile gezmek güzel bir düşünce.

Hangi partide olursa olsunlar vicdan ve akıl taşıyan her bir vatandaşımızın yerli bir otomobil üretiyor olmaktan gurur ve heyecan duyacağına inanıyoruz.

CHP ve  İYİ Parti başta olmak üzere tüm siyasi partilere mensup insanlarımızın da bundan mutluluk ve gurur duyacaklarına inanıyoruz.

Bakan Varank’ın attığı bu adımın Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından da tüm siyasi parti genel başkanlarını davet ederek bu tesisi gezmeleriyle önemli bir aşamaya evrileceğine  inanıyoruz.

Böylesine milli bir mesele üzerinde anlaşamazsak, inanın ne anayasa ne de seçim sistemi üzerinde anlaşabiliriz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu davetine olumsuz bakacak bir siyasi parti genel başkanı olacağına da ihtimal vermiyoruz.

Bu davet, Erdoğan’ı küçültmez bilakis büyütür. Davete icabet eden siyasi parti liderlerinin de bu proje konusunda bilgilendirip sahip çıkmalarını sağlamak, bu ülkenin Cumhurbaşkanı olmanın da sorumluluğu arasındadır.

Erdoğan’ın Ak Parti Genel Başkanı olması yanında, herkesin Cumhurbaşkanı olma gibi bir görevi daha var ve bu görev günlük siyasi çekişmeler ve atışmalar arasında zaman zaman kayboluyor gibi. 

Siyaset elbette yapılacak ve bu mücadeleden geri durulmayacak. Ancak bazı adımlar ve programlar yapılmalı ki 85 milyon insanın Cumhurbaşkanı olduğu unutulmasın. Devlet adamlığı da bunu gerektirir.

Yine haddimizi aştık galiba. Hep diyoruz ya biz danışmanların söylemeye korktuğu gerçekleri bu sayfalardan haykırıyoruz. 

Ve hatta bu danışmanlara; “Siz kötü olmayın, bu yazıları yanlışlıkla da olsa Cumhurbaşkanımızın okumasını sağlayın yeter” tavsiyelerinde de bulunuyoruz. Biz Hakimiyet olarak bunları ifade ettiğimiz için gelebilecek tüm hamlelere razıyız ve bedel ödemeye hazırız.

 Ne diyordu şair. “Ağlayın belki kurtulur gemi.” Biz ağlama konumunda değil,  fakat uyarma makamındayız. Yarınlarda da bunları hep söyleyeceğiz ki gemi batmasın, ülke sahil-i selamate çıksın.