Müdür Bey Haklı

Bizlerin bu tespitine İl Kültür ve Turizm Müdürü Ahmet Demirdağ da katılmış ve şunları söylemiş:
“Bizim Gaziantep’ten sonra çeşitlilik anlamında ikinci sıradayız ama biz yemeklerimizi açıkçası pazarlayamıyoruz. Yani sunamıyoruz. İnsanların önüne koyamıyoruz, lezzetlerimizi insanlara tattıramıyoruz. Şunu yapmak lazım; mutlaka şubeleşmek lazım, Harput veya Elazığ mutfağıyla ilgili restoranlar kurmak lazım, işletmeler kurmak lazım ve bunları desteklemek lazım”
Sayın müdürümüz, bizlerin yıllardan beri söylediğimizi, en yetkili ağız olarak bir kez daha ve açık yüreklilikle ortaya koymuş.

Bu tespiti yaptıktan sonra da haklı olarak bu konuda özel müteşebbislere iş düştüğünü, açılan kafe ve lokantalarda yöresel tatların sunulması gerektiğini ifade etmiş. İşin aslı  doğru da söylemiş.
Ancak bu doğru ile birlikte kamunun da bu sorumluluktan kendini soyutlaması ve uzak durması çok doğru değil. Harput’ta eski vali Murat Zorluoğlu tarafından yapılan ve çok masraflar edilerek otantik olarak tefriş edilen “konak” yalnızlığa terk edilmiş durumda.

Bekleyeceğiz ki bir Bakan gelsin de orada ağırlayalım, misafir edelim ve ikramda bulunalım.

O konak için böyle amaç ve bir lüksümüzün olduğuna inanmıyoruz. Bu mekan kamunun öncülüğü, FKA, TKDK, KOSGEB, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve diğer kurumlarla ortaklaşa yapılacak bir proje ile hayata döndürülebilir ve günlük yaşamın içine alınabilir. 

Harput’a tarihi havayı soluklamak için gelenler de sadece kebap ve pirzolaya mahkûm olmamış  olurlar. Bunlarla birlikte, yöresel kahvaltı, yöresel yemekler ve geçmişin kültürel ve mistik atmosferinde mutlu olur ve bunu her yerde anlatır.

Bunu yapmak çok zor değil. İl  Özel İdaresi, Kültür ve Turizm Müdürlüğü ve Lokantacılar Odasının öncülüğü, diğer kurumların da desteği ve işinin uzmanı sorumlu bir kişi ve kuracağı ekip ile bu mekân “Yaşayan Harput”a can olur, candaş olur. Çok da güzel olur…