Kamu İşçileri Unutulmasın

Türkiye'nin haftalardan beri odaklandığı asgari ücret pazarlıkları sona erdi.

Kamu İşçileri Unutulmasın
TAKİP ET Google News ile Takip Et

1 Aralık'ta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı koordinesinde devam eden görüşmeler nihayet tamamlandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, önümüzdeki yıl asgari ücretin 1428 TL zam yapılarak 4 bin 253 TL olacağını açıkladı.

Bu rakam, günlerden beri kamuoyunda dillendirilen 4 bin TL beklentisinin de üzerinde olan bir rakam oldu.

Bu rakam, son 50 yılın en yüksek asgari ücret artışı. Ve ilginçtir 50 yıldan sonra ilk kez yüzde 50 seviyesinde bir artış yaşanmış oldu.

Bu artış elbette asgari ücretliler için memnuniyet verici ve işveren tarafından da  düşünüldüğünde şartların zorlanması ile verilmiş bir zam.

Bu zamma karşılık piyasa fiyatları keşke dursa da bunun tadını çıkarsa asgari ücretli insanlarımız. Ve keşke her ürünün fiyatı olduğu yerde kalsaydı da asgari ücret bu kadar artmasaydı.

Devletimiz, üretimin aksamaması, olası işten çıkarmaların yaşanmaması ve işvereni düşünerek, asgari ücretten doğan vergileri de kaldırarak asgari ücretlileri enflasyona ezdirmeme gibi bir kararla bu artışı yaptı belki ama bunun piyasadaki yansıması umarız ki uzun olur.

Bu karardan sonra, geçmişte kamuda taşeron işçisi olarak çalıştıkları halde kadro verilen ancak maaşları sendika ile çalıştıkları kurum arasındaki Toplu İş Sözleşmesi hükümleri ile belirlenen çalışanların durumunun ne olacağı sorusunu akıllara getirdi.

Yasa gereği hiçbir çalışanın aylık maaşı asgari ücretten az olamaz. Bu kararla kamuda çalışan birçok personelin maaşları asgari ücretin altında kaldı. 

Devletin, ilgili kamu kurumları ya da ilgili sendikaların bu konuda da acilen açıklama yapma gibi bir zorunluluk oluşmuş durumda. Birçoğu uzman, teknik eleman ve imza yetkisi olan bu çalışanların da haklarının en üst seviyeden verilmesi, ilgili kurumlar kadar hükümetin de boynunun borcudur.