KAMU AKLI!
ŞEHRİN ÖNÜNÜ AÇACAK VE ŞEHRİN DENGELİ GELİŞİMİNİ SAĞLAYACAK KAMU KURUMLARI, ELAZIĞ'DA TAM TERSİ BİR UYGULAMA İLE ŞEHRİN KİLİTLENMESİNE SEBEP OLUYOR
Şehirlerin ekonomik, sosyal ve yerleşim planı açısından sağlıklı gelişmesinin en önemli mimarları kamu kurumları ve onların yaptıkları yatırımlardır.
Bir şehri dengeli olarak büyütecek ve dört bir yana açılımını sağlayacak olanlar da kamu yatırımları ve tesisleridir.
Şehirler gelecek 10 yıllara değil yüz yıllara göre planlanmalı, oluşacak nüfus yoğunluğu, araç sayıları, altyapı ve ulaşım ağları ile birlikte değerlendirilmeli ve bu konuda ileride oluşabilecek sorunları ön görerek ona göre karar almalı ve adım atmalıdırlar.
HERKES KAFASINA GÖRE…
Elazığ’da ise bu durum tam tersine işliyor. Kamu kurumları kendi bina ve tesislerini nüfus ve araç yoğunluğunun zaten çok olduğu alanlara yapma geleneklerini ne yazık ki sorumsuzca sürdürüyorlar.
Her bir kurum kendi hizmet binası ve tesislerini yapacağı yeri kendi belirliyor, kamuoyunda tartışılması ve farklı önerilerin alınmasına fırsat verilmeden bir bakıyorsunuz ihalesi yapılmış ve inşaatı başlamış bu aşamadan sonra da hiçbir yetkili buna engel olma riskini göze alamıyor ve şehrin geleceği resmen katlediliyor.
HALKA EZİYET
Geçmişte yeterince tartışılmadan yapılan birçok kamu kurumuna vatandaşın kendi aracı ile ulaşmak ve park ederek binaya girmek tam bir eziyete dönüşmüş durumda. Hatta bazı resmi kurumlarımız güvenlik gerekçesi ile yolun bir şeridini ulaşıma kapatmakla kalmamış, park etme yasağı da koyarak zorunlu olarak en az 300-500 metre mesafede park etme zorunluluğu getirmiş.
Çaydaçıra Mahallesi Keban yolu güzergâhında dar bir alanda bakın hangi kurumlar var:
Adliye Sarayı, İl Özel İdaresi, İl AFAD Müdürlüğü, UMKE, Necip Fazıl Kısakürek Anadolu Lisesi, Çubuk Bey Anadolu Lisesi, Elazığ Anaokulu, Ortaöğretim Öğrenci Yurdu, İl Sağlık Müdürlüğü, 112 Komuta Merkezi, Emniyet Müdürlüğü, Polis okulu sosyal tesisleri, Akgün Otel. Bunlar da yetmezmiş gibi Defterdarlık binası da aynı alana inşa ediliyor.
ŞEHİR İÇE KAPANIYOR
Modern kent yaşamı insanları ya kendi araçları ile ya da toplu ulaşım araçları ile istedikleri yere gitme zorunluluğunu getiriyor. Bu kurumlara evi yakın olan ve araçla gitmeyecek olan insan sayısı çok az. Yani insanlarımızın yüzde 99’u bu resmi kurumlara ya özel araçları ya da toplu ulaşım araçları ile gidecekler.
Bu zorunluluğun doğurduğu trafik yoğunluğu da düşünülürse resmi kurumların bir arada bulunduğu alanlar özellikle belirli saatlerde tam bir keşmekeş sunuyor.
GÜNEY ÇEVREYOLU ALTERNATİFİ
Kamu kurumları ve şehrin gelecekteki 10 yılları için en uygun ve en mantıklı alanlar Güney Çevre yolunun etrafı gibi gözüküyor. Hem ulaşımı hem de şehirlerarası geçiş güzergâhı olması dolayısıyla şehrin vitrini ve aynası olan bu alanlarda inşa edilecek kamu binaları ilimize farklı bir görünüm de kazandırmış olacaktır.
Hazine arazilerinin oldukça fazla bulunduğu bu alanlarda geçmişte okullar vadisi ve yeni şehirlerarası terminal ile stadyum yapılması da düşünüldüğü için bu araziler boş bir şekilde bekliyor. Yine bu arazilerin dışında birçoğu özel okul ya da farklı bir tesisi yapılmak üzere Milli Emlak’tan satın alınmak ve 49 yıllığına kiralanmak amacıyla talep edilen arazilerin kamu kurumlarına tahsisi ve bina yapılması gerçekleştirilebilirdi.
ORTAK AKLIN ADI VAR
Hemen her yöneticinin ağzından düşürmediği ortak akılla hareket etmek ve bu çerçevede hizmetlerini yürütmek ilkesi ne yazık ki söylemden öteye geçemiyor bu şehirde. Elazığ’ın en önemli sorunu tartışmamak olduğunu ifade eden vatandaşlar, kurumların en doğruyu ve en güzeli bulmak yönünde tutuk ve kıskanç davrandıklarını, herkes ve her bir kurum en iyi aklın kendisinde olduğunu düşündüğünü ifade ediyorlar.
Kurumların kimseye danışma gereği duymadığı gibi şehir için önemli olacak kararları kendi içinde alarak bir oldubitti ile hayata geçirdiklerini ifade eden vatandaşlar, bunun sonucu olarak da şehrin bağrına fuar alanı ve DSİ’nin hizmet binası ve lojmanlarının saplandığını belirtiler.
SİVİLLER RESMİ GEÇİTTE
Şehrin geleceği bizzat kamu kurumlarınca karartılırken sivil toplum örgütleri ise resmi zevata yaranmanın ve göze girmenin derdine düşmüş durumda. Sivil inisiyatif tatilde, sivil itaatsizlik gösterenler sürgünde diyen vatandaşlar, bu duruma dur diyecek ve kamu aklını ve iradesini halkın ve şehrin lehine kullanacak ferasetli yöneticilere, medya mensupları ile STK yetkililerine ihtiyaç duyulduğunu ifade ettiler.
Tescilli, varislerinin bile haberi olmadan yasal olmayan yollarla ve oldu-bitti ile kaldırılmış tarihi bir konağın yıkılmasına göz yuman bir yönetici ve bürokratların şehre hiçbir şey veremeyeceklerini ifade eden vatandaşlar, kentin yeni vizyonla birlikte yeni bir yönetim anlayışına ihtiyaç duyduğunu ifade ediyorlar.