Hizmet Yeterli mi?
Siyasette iktidara gelmenin ve o makamda uzun süre kalmanın yolu önce güvenden sonra da hizmetten geçiyor.
Ak Parti kuruluşuyla halka verdiği güven ve 20 yıl süre ile devam ettirdiği hizmet ile hep tek başına iktidarda kaldı ve bu yönüyle Demokrat Partinin rekorunu geçti.
Ülke seçmeni, bazı siyasilerin hataları ve özellikle kendileri çok istemese de Erdoğan’ın iradesi ile listeye konan isimlere 20 yıldan beri, oy verdi ve hep destek oldu.
Ak Parti, halktan aldığı bu destek ve güveni boşa çıkarmadı ve her alanda hayata geçirdiği hizmetlerde ülkeye altın çağını yaşattı.
Kadirşinas ve hakşinas halkımız da bunu karşılıksız bırakmayarak bazı çekincelerine rağmen Erdoğan’ın hatırına 20 yıldan beri desteğini sürdürdü.
Gelinen noktada birçok hizmetle birlikte birçok yanlışları da gören vatandaşta bir soğukluk görülüyor. Cumhurbaşkanı katıldığı her programda ülkeye yaptıkları hizmetleri sıralarken, halk artık bunlardan çok heyecan duymuyor.
Halkın zihninde; yapılan yolsuzluklar, usulsüzlükler, adam kayırmalar ve imtiyaz tanınan güçlü iş adamları ve onların etrafında kenetlenen siyasetçiler var.
“Tamam, ben oyumu yine Erdoğan’a veririm ama bu hareketimle şu şu yanlışlara da hem destek hem de cevaz vermiş olacağım. Bu da benim için bir vebal ve büyük sorumluluk” diyerek sandığa gitmemeyi düşünen büyük bir çoğunluk var.
İttifak sisteminde bir oyun bile değerli ve belirleyici olduğu vasatta, bu durumun giderilmesi ve kafalardaki endişenin yok edilmesi için Ak Parti’nin hizmet siyaseti ve söylemi yerine güven siyaseti ve söylemine dönmesi lazım.
“Oy verecek başka parti mi var?” söylemi artık geçerliliğini yitirdi. Bu konuda öfke o kadar büyümüş ki, “bunlar gitsin de kim gelirse gelsin” noktasına ulaşılmış.
Vakit varken ve bu konuda yapılması gerekenler varken, Ak Parti’nin kaybettiği ve bu günlerde eski partililerin itirafıyla daha da zedelenme temayülü gösteren güven konusunda ciddi çalışmalar yapması ve radikal adımlar atması gereği var.
Bu yapılmazsa halkın gönlünde yeşeren ve güven duygusuyla büyüyen Ak Parti, güvensizlik tepkisi ile ağır bir yara alacak.
Güven algısının yeniden oluşturulmasına genel Merkez’den başlanılarak en küçük teşkilatlara kadar inilmeli. Sorunlu siyasetçi, bürokratlarla yollar ayrılmalı. Hele hele 3-5 yerden maaş alma haksızlığı anında bitirilmeli. Her yıl ciddi zararlar eden kamu kurumlarının hiçbir işe yaramayan yönetim ve denetim kurulları feshedilmeli. Profesyonel yöneticilerin yönettiği bu kurumlar her üç ayda bir Sayıştay denetçileri ile denetlenmeli.
Özel şirketlere atanan kayyum saltanatına son verilmeli. Siyasilerin kamuoyuna düşmüş akçeli işleri ile ilgili resmi açıklamalar yapılmalı, sıkıntı veren konularla ilgili adım atılmalı. Parti dukalıklarına ve polit büro sistemlerine son verilmeli.
Kısaca, hizmetlere güvenilmemeli, halka ve halkın gündemine dönülmeli ve yeniden güven tesis edilmeli.
