Hizmet Siyasetinin Sonu Mu?
2002 yılından bugüne tek başına iktidar olan ve birçok alanda önemli hizmetleri hayata geçiren Ak Parti, yaptıkları bu hizmet ve dev projelere çok güveniyor ve bu söylemlerle yeni seçimler kazanacağını düşünüyor.
Yerel seçimlerde İstanbul ve Ankara Büyükşehir belediye seçimlerinin sonuçları da gösterdi ki hizmet, tek başına seçimleri kazanmaya yetmiyor.
Seçmenin tercihlerindeki parametrelerde değişti son yıllarda. Bunun da en büyük sebebi yine Ak Parti. Güzel hizmetlerle birlikte bazı parti yöneticilerinin ve bürokratlarının adı yolsuzlukla ve usulsüzlüklerle anılmaya başladı.
İlk on yıl bu tür dedikodular yoktu. Ancak son on yıl içinde bu tür iddia ve ithamlar oldukça arttı. Zaman zaman basına yansıyan olumsuzluklar ve dava adamı olarak bilinen kişilerin yanlışları, Ak Parti tabanının kafasında birçok soru işareti oluşmasına sebep oldu.
Bugünlerde Ak Partili insanın bir araya geldiği toplantıların tek gündemi var o da partililerin artık çuvala sığmayan yanlışları. Hiçbir Ak Partili, “Tamam bunları söylüyorsunuz ama bu hizmetleri de yaptık” demiyor, diyemiyor.
Ak Partili seçmenin zihni bulanmış, kafası karışmış durumda. İşin tuhaf tarafı bu gerçeği teşkilatın en alt tabakasından en üst tabakasına kadar herkes biliyor ve konuşuyor olmasına rağmen, kendi tabanının endişelerini izale edecek bir adım atılmıyor.
Korunan şirket ve iş insanları, davetiye ile yandaş şirketlere verilen ballı ihaleler. Partinin üst kademesi de dâhil olmak üzere her birinin etrafında dönem yolsuzluk ve usulsüzlükler ve en son Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün affını istemesine sebep olan Ak Parti üst yönetimi arasındaki güçler ve hizipler savaşında, doğrudan ve samimiyetten değil de hırstan ve hırslıdan yana tavır almalar…
Bu soru ve sorunlarla her gün partisinden soğuyan ve uzaklaşan Ak Parti tabanı, alternatif bir parti arayışı içinde de değil. Onların kafasında iki çözüm var. Biri sandığa gitmemek, diğeri de sandığa gidip oyunu yakarak tepkisini göstermek…