FAZLA 'TEKNOLOJİ' GÖZE ZARAR!..
BAŞAK MERAL GÜNDÜZ/Zamane çocuklarının teknolojiyle iç içe büyüdüklerini, bilgisayar, tablet ve akıllı telefonlar gibi cihazlarla ne kadar haşır neşir olduklarını hepimiz biliyoruz.
Sonuçta, teknolojinin çağ atladığı bir zamanda yaşıyoruz. Evet, inanılmaz derecede hızlı gelişen bu dünyada bilgisayar ve internetin olmadığı bir hayatı düşünemez olduk.
Bir 20 sene önce sorsanız çoğumuzun hayalini bile kuramayacağı teknolojik aletlerden bugün nedense hiçbirimiz kopamıyoruz. Akıllı telefonlara, iPad’lere, bilgisayarlara o kadar alıştık ki telefonumuzu kazara bir yerlerde unutsak neredeyse kendimizi unutmuşuz gibi bir telaşa kapılıyoruz. Sadece genç kuşak da değil, teknolojinin t’sinden bihaber büyümüş ve hayatının çoğunu öyle yaşamış eski kuşakların bile şu anda birer teknoloji bağımlısı haline geldiğini açıkça görebiliyoruz.
Kısacası; teknolojik yaşama geç adapte olmuş bizler bile teknolojisiz bir hayatı düşünemezken, bu dünyanın içine doğan çocuklar için durum çok daha vahim hale geliyor diyebiliriz.Bilgisayar, televizyon ve akıllı telefonların göz sağlığı üzerindeki etkilerini biliyor olmalısınız.
Özel Doğu Anadolu Hastanesi doktorlarından OPR .DR.Oktay ESMER son dönemde teknolojinin gelişmesiyle göze bir radyoaktif uygulayıp uygulamadığının halk arasında merak edildiğine dikkat çekti...
Bu konuda gazetemize bilgiler verdi.
İş için olsun, sosyal paylaşım sitelerinde olsun büyük küçük hemen herkes yaşamında önemli bir süreyi bilgisayar başında geçiriyor.
Henüz sürekli teknoloji kullanımının herhangi bir kalıcı görme hasarına yol açtığını belirten bir çalışma yok ise de özelliklede Uzakdoğu ülkelerinde bilgisayar ve akıllı telefon kullanımının artması ile birlikte bazı çocuklarda miyopinin normalden fazla arttığına dair yeni yayınlar mevcut...
“ÇOK FAZLA BİLGİSAYAR, AKILLI TELEFON KULLANIMI GÖZYAŞI SALGIMIZI AZALTIYOR”
Çok fazla bilgisayar, akıllı telefon kullanımının insanların gözyaşı salgısını ciddi oranlarda azaltıyor.. “Bilgisayar kullanımı, akıllı telefon kullanımında çok uzun süre dikkatli şekilde bir ekrana, yazıya baktığımızda göz kırpma sayımız azalıyor. Göz kırpma sayımız azaldığında da gözyaşı salgımız azalmış oluyor. Normalde bir insan dakikada yaklaşık 15 kez gözünü kırpar. Bu da 15 kez gözyaşı salgısı anlamına gelir. Eğer dikkatli bakıyorsak, bilgisayar kullanıyorsak, cep telefonuyla bir işlem yapıyorsak ya da oynuyorsak bu dakikada 4’e 5’e düşüyor. Bu durumda da insanın gözyaşı salgısı ciddi anlamda yüzde 60-70 oranında azalıyor ve buna bağlı gün sonunda ciddi anlamda gözde yanma, batma, sulanma bizim “computer vision” sendromu dediğimiz yani bilgisayarın gözde oluşturduğu zararları ortaya çıkaran bir rahatsızlık meydana geliyor..Gözlerde ağrı,kuruluk hissi,batma,yanma,kaşıntı,sulanma,kızarıklık,bulanık görme,göz yorgunluğu ve baş ağrı şikayeti..Yurtdışı bir çalışmaya göre bu şikayetlerin bilgisayar kullanıcılarındaki yaygınlığı % 64-90 kadardır.
yYoğun iş temposu ile birlikte bilgisayar ekranı başında kalma süresi 6-8 saati bulan kişilerde göz rahatsızlıkları daha sık ve şiddetli olmaktadır.
Büro gibi klimalı ortamlarda,sıcak yaz aylarında ortamın neminin azaldığı ve gözyaşı buharlaşma hızının arttığı durumlarda bilgisayar ve akıllı telefon kullanıcılarının şikayetleri daha da artmaktadır.
“TEDAVİDE GENELLİKLE SUNİ GÖZYAŞI KULLANILIYORUZ”
Bunların tedavisinde genellikle suni gözyaşı kullanıyoruz. Tabii bu telefonların çok yaygın kullanımıyla birlikte hemen hemen artık bu şikayetlerle başvuran hastalara taslıyoruz. Neredeyse hastalarımızın yüzde 80’ine yakınında bu şikayetleri görüyoruz. Eskisine göre ülkemizde suni gözyaşı kullanımı ciddi anlamda arttı. Yani bunların her biri doğal, herhangi bir katkı içermeyen ilaçlar da olsa bunların yine de ilaç olduğunu unutmayalım. Ve bunları kullanırken de bir enfeksiyon riskine yol açabileceğini bilelim. Günde 1 saat veya 2 saatten fazla, özellikle gereksiz yere akıllı, telefon kullanımını ya da bilgisayar kullanımını kısıtlamamız gerekir. Özellikle çocuklarımıza gereğinden fazla bunları kullandırmamakta fayda var..
GELECEKTE İNSANLAR SUNİ GÖZYAŞIYLA MI AĞLAYACAK
“Birçok hastadan duyduğumuz, ‘Doktor Bey benim hiç gözyaşım kalmadı. Artık ağlayamıyorum.’ Biraz hani latifeyle birlikte de olsa bu durum meydana gelebilir. Artık göz kuruluğunu eskisine göre çok daha fazla görüyoruz.Hekimliğim süresince özellikle internetin yaygınlaşmasıyla göz kuruluğunu çok daha fazla görür olduk.
Bilgisayar ve akıllı telefonların göz bozukluğu yapıp yapmadığı henüz ispatlanmış değil...
“Yine çok fazla hastalarımızın sorduğu; bilgisayar veya bu telefonlar gözü bozuyor mu? Göz kusuruna neden oluyor mu?
Şimdi bununla ilgili klasik bilgi olarak yıllardır bilgisayarın, gözde miyop, hipermetrop, astigmat gibi bir göz kusuruna yol açmadığını biliyoruz ve bu şekilde anlatıyoruz fakat son yıllarda bazı veriler var. Tam olarak kanıtlanmasa da tam olarak ispatlanmasa da özellikle Uzak Doğu’da Malezya, Singapur gibi ülkelerde bilgisayar kullanımının çok yaygınlaştığı bazı çocuklarda miyopinin normalden fazla arttığı, uzak görme bozukluğunun çoğaldığına dair yeni yayınlar çıkıyor. Ama bunların göz bozukluğu yapıp yapmadığı henüz tam olarak ispatlanmış değil. Belki önümüzdeki yıllar bu verileri bize daha sağlıklı olarak verecek. Şimdiden çocuklarımızın bunları kullanımını belli aşamalarla sınırlamamız sağlıklı olacaktır.
Zararlı etkileri azaltmak için alınması gereken önlemler;
Kullanmadığınız elektrikli aletleri ya kapalı tutunuz ya da fişten çıkarınız. Cihazlar "Stand by" konumunda kaldığı sürece elektromanyetik kirlilik yaratacaktır.
Çalışılan ortam iyice havalandırılmalı
Ekran başında uzun süre kalınmamalı en fazla 2 saat...
Ekran karşısında bilinçli olarak belirli aralıklarla göz kırpılması alışkanlık haline getirilmeli.
Oda aydınlatmaları gözü yormayan,rahatça görmeyi sağlayacak şekilde olmalı..
• LED, LCD veya plazma bilgisayar ekranlarını kullanmaya özen gösteriniz. Bilgisayar ekranı ile klavye arasına 1 m. mesafe koymaya çalısınız, ekran filtresi kullanınız.
• Ekonomi (halojen ve floresan) lambaları okuma lambası olarak kullanmamaya özen gösteriniz.
• Dinlendirici bir uykuya geçmek için en ideal koşulun yatak odasında TV ve bilgisayar bulundurmamak veya bu cihazların tamamen kapalı konumda olmasını sağlamak olduğunu hatırlayın.
• Saç kurutma makinesinin manyetik alanı yüksektir bu nedenle, sürekli kullanmak yerine aralıklarla kısa süreli kullanınız. Uyku düzeninizin bozulmaması için yatmadan hemen önce kullanmamayı tercih edebilirsiniz.
• Yatak odasında başucunuzdaki duvarla komsunuzda bir elektronik aletin bitişik durmamasını sağlamaya çalısınız. Tüm VDU'lerin (TV, bilgisayar) arkalarında ElektroManyetik (EM) alan daha büyüktür. Komşunuzda bu aletlerin nereye yerleştiğine dikkat etmeye çalısınız.
• Yatağınızı EM alanlardan mümkün olduğunca uzağa yerleştiriniz. Özellikle başucunuzun, herhangi bir elektromanyetik alan kaynağına uzak olmasına özen gösteriniz. Elektrikli cihazları prizden çekiniz, cep telefonunu kapatınız, zorunlu hallerde ise en az 1 metre uzakta tutunuz.
• Bebek odası dinleme cihazların (baby phone) kullanılması önerilmemektedir. Kullanılması zorunlu olduğu hallerde bebek yatağından uzakta tutulmalı.
• Bebek odaları, yatak odaları ve çocukların yakınında cep telefonu bulundurmamalıdır.
• Cep telefonlarını sohbet amaçlı kullanmayınız, kullanmadığınız sürede mümkünse kapalı tutunuz. Kalp üzerinde, göğüste açıkken taşımamaya dikkat ediniz. Kalp pili kullanıcılarının telefonu üzerlerinde taşıması önerilmemektedir.
• Cep telefonu kullanırken kesinlikle kablolu kulaklık kullanınız. Açık durumda iken vücudunuzdan mümkün olduğunca uzakta taşımaya özen gösteriniz. SAR değeri 1W/kg’dan az olan veya sıfıra en yakın telefonları tercih ediniz.
• Çocuklarda ve gençlerde sinir sistemi ve beynin gelişimine devam ediyor olması dolayısıyla, yetişkinlerden daha çok risk altında olduğu bir gerçektir. Bu nedenle 16 yaş altındaki çocukların cep telefonu kullanmamaları, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından önerilmektedir.
• Hamilelerin cep telefonu kullanması önerilmemektedir. Çocukların ve yaşlıların zorunlu olmadıkça cep telefonu kullanmamalarına özen gösterin.
• Cep telefonuyla konuşmak yerine mesajlaşmayı tercih etmek, cep telefonunu çekim gücünün zayıf olduğu yerlerde değil güçlü olduğu yerlerde kullanmak maruz kalınan EM alan seviyesi düşürülebilir.
• Kablolu kulaklık olmadığı durumlarda telefonu açıp sonra kulağa götürülmelidir. Mümkünse hands-free (hoparlör) özelliği kullanılmalıdır. Kulağa götürülmesi durumunda telefonu birkaç cm uzakta konuşulmadır.
• Evde kablolu ev telefonu, dışarıda kablolu iş telefonu ve ankesörlü telefon kullanmaya özen gösterin.
• Kablosuz telefonlar da cep telefonu frekanslarında çalışmaktadır. Kablosuz telefonlar yerine klasik kablolu telefonları tercih ediniz. Kablosuz telefonu sohbet amaçlı kullanmamaya özen gösteriniz.
• Dnternet bağlantısı için kablolu modem kullanılmalı. Bilgisayarda çalışırken bir antene çok yakın mesafede saatlerce oturuyorsunuz ve radyo frekans (RF) alanlara maruz kalıyorsunuz demektir. Bunu azaltmak ve önlemek için kablosuz teknolojilerini mümkün olduğunca kullanmamalıdır. Wi-Fi (kablosuz erisim) özelliği olan dizüstü bilgisayar kullandığınızda ve açık tutulduğunda cihazınız bir anten görevi görür ve etrafınızdaki tüm RF dalgaları toplar. Kablosuz interneti kullanmadığınızda bilgisayarın Wi-Fi özelliğini kapatınız.
• Restoran, otel, tatil sitesi gibi yerlerde kablosuz internet erişimi olmayanları tercih ediniz.
• Elektrikli tıraş makinesini mümkünse şarjlı modellerini kullanmayı tercih ediniz.
• Tüplü (CRT) TV ekranlarından (ön ve arkasından) en az 2 m uzakta bulununuz. Mümkünse LED, LCD ve plazma ekranlar tercih edilmelidir.
• Mikrodalga fırın çalışırken 1 m mesafeden daha yakınında olmamaya özen gösteriniz. Gerekmedikçe kullanmayınız. Mümkünse çalıştırıldığında mutfakta bulunmayınız.
Çocuklarda bilgisayar başta olmak üzere teknolojik aletlerin kullanımı konusunda yasaklayıcı bir tutum değil de yönlendirici bir tutum sergilenerek çocuklara yararlı kullanım öğretilmelidir.
• Bazı kimseler EM alanlara diğerlerinden daha hassastır. Bu kimselerde bilgisayar monitörlerine ve diğer elektrikle çalışan aletlere karsı aşırı hassasiyet oluşabilir ve reaksiyonlar açığa çıkabilir. Bu reaksiyonlar:
*Boğazda kuruluk hissi,
*Gözde problemler (ağrı ve görme bozukluğu),
*Baş ağrısı,
*Alerji, yüzde kızarıklık,
*Uykusuzluk,
*Seslere karsı hassasiyet, işitme zorluğu,
*Yorgunluk
şeklinde ortaya çıkabilmektedir.
Son olarak,Teknolojinin yoğun olarak kullanıldığı bir çağda yaşıyoruz. Bu imkânlardan elbette faydalanmalıyız ancak kullandığımız her cihazın olumsuzlukları hakkında bilgi sahibi olmalıyız. Bu bilgiler ışığında onları bilinçli ve amacına uygun kullanmalıyız. Genel olarak tüm toplumun özellikle de çocuk, yaşlı ve üreme çağındakilerin bu konuda dikkatli olması gerekir. Bir halk sağlığı tehdidi olması nedeniyle konuya paydaş olan tüm resmi otoritelerinde aynı duyarlılık ve bilinçle hareket etmeleri zorunlu hale gelmiştir. Unutmayınız ki herhangi bir teknolojik ürün yaşamınızı kolaylaştırıyorsa, karşılığında büyük olasılıkla sağlığınızdan götürüyordur....
TEŞEKKÜRLER...