'Cumhurbaşkanına Zarar Veriyorlar'

Hakimiyet TV'nin canlı yayınına katılan MHP İl Genel Meclis Üyesi Osman Dilek, önemli açıklamalarda bulundu. Dilek, 'Bazı arkadaşlar bilerek ya da bilmeyerek hem Cumhur İttifakı'na hem de kendi Genel Başkanları Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a zarar veriyorlar' dedi. İl Özel İdaresi'nin bütçe yönetimine ve hizmet akışına siyasetin müdahalesinin yanlışlığına dikkat çeken İl Genel Meclisi Meclis Üyesi Osman Dilek, bunun da hizmet akışında önemli aksaklıklara neden olduğunu belirtti.

'Cumhurbaşkanına Zarar Veriyorlar'
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Şehrimiz sorunlarının bizzat yöneticiler ve seçilmişler tarafından konuşulduğu “Şehrin Kalbi” programının  bu haftaki konuğu Milliyetçi Hareket Partisi’nin İl Genel Meclis Üyesi Osman Dilek oldu. 

Yazarımız Ömer Enes Yılar’ın sorularını yanıtlayan Meclis Üyesi Dilek, gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.  İl Genel Meclisi’nde Cumhur İttifakı arasında yaşanan tartışmaların genel değil, yerele ait sorunlar üzerine olduğunu belirten Osman Dilek, İl Özel İdaresi’nde genel işleyişe siyasetin dahil olmasından yakınarak, siyasetin devletin işleyişinin üzerinde olmaması gerektiğini belirtti. 

Karakoçan’da yaşanan deprem sonrası sorunlarını kendilerinin çözdükleri muhtarların, bazı yönetici ve siyasilerce tehdit edilme noktasına getirildiklerini ifade eden İl Genel Meclis Üyesi Osman Dilek, ‘Bu akıllıca insanların yapacağı iş midir?’ diye sitemini dile getirdi. 

Ayrıca Dilek, İl Özel İdaresi’nde bütçe yönetimi, hizmet akışı, erken seçim, parti toplantıları, deprem ve pandemi sonrası oluşan sorunlar hakkında önemli açıklamalarda bulundu.

“SİYASET, DEVLET İŞLEYİŞİNİN ÜSTÜNDE OLMAMALI”
İl Özel İdaresi’nin bütçe yönetiminde yaşanan sıkıntılarla ilgili soruyu yanıtlayan İl Genel Meclis Üyesi Osman Dilek, siyasetin devlet kurumlarının, devletin işleyişinin üstünde olmaması gerektiğini belirterek şu ifadeleri kullandı: “Kimseyi kırmadan söylemek istiyorum, siyaset kendini farklı bir konuma koymuş ve bu konumda farklı işler yaptırılıyor, atanıyor, atanmıyor, geliyor, gidiyor bir sürü şeyler oluyor. Bunlara hassasiyet göstermemiz lazım. Siyaset devlet kurumlarının, devletin işleyişinin üstünde olmamalıdır. Siyaset elbette olmalı ama bir kural, nizam içerisinde olmalı. Kurumlarda maalesef devleti aramayalım. Yani devletin kurallarının herkese adil, adaletli işlemesi noktasında herkesin gereken hassasiyeti göstermesi lazım. Kısmen bu gösterilmeye çalışılıyor, bazen rayından çıkıyor, bunu dengelemek lazım. Evet hepimiz siyasetçiyiz, siyasetin içindeyiz ama biz burada bir denge unsuru olarak diyoruz ki, devletin iş ve işleyişinde ayrımcılık yapmadan, taraf olmadan, senin siyasetin, benim siyasetim, senin partin, benim partim hesabı yapmadan işleyişi sürdürmemiz lazım. Elazığ küçük bir yer, burada bu tür şeylere hassasiyet göstermek lazım.”

“KİMSE KARIŞMAZSA HİZMETLER DE BÜTÇE DE İYİ YÖNETİLİR”
İl Özel İdaresi’nin bütçesinin vatandaştan yana değil de siyasetten yana kullandığına dair iddiaları yanıtlayan Meclis Üyesi Dilek: “Kimse müdahale etmezse bütçe güzel yönetilir. İl Özel İdare’nin bir işleyişi, programı, bütçesi, işleyişi var. Özel İdare, kendi güzergahında yürüdüğü zaman, programı dışında işler yaptırılmazsa, talimatlarla iş yaptırılmazsa işleyişinde bir sıkıntı yok. Bunu da kabul etmek lazım İl Özel İdaresi, hizmet götürme noktasında Elazığ’ın en ücra köşesine kadar, köylülerimize hizmet ediyor. Biz de bu işleyişin içerisinde olduğumuz için aktif olarak görüyoruz. Genel sıkıntı deprem ve pandemi süreçleri içerisinde İl Özel İdaresi değil de Valiliğe üstlenen bazı görevler oldu ve bunlar da vilayet kanalıyla olunca haliyle İl Özel İdaresi de işin içerisine girmiş oldu. Mesela, yıkımlarla, ihalelerle ilgili sıkıntılar oldu. Bunların haricinde İl Özel İdaresinin iş ve işleyişiyle ilgili bir sıkıntı yok. Genel sekreterimiz, personelimiz, çalışmalar için ellerinden gelen gayreti sarf ediyorlar” dedi.

“İKAZ EDİYORUZ: ZARAR VERİYORLAR”
Bazı isimlerin Cumhur İttifakı’na ,  Ak Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a bilerek ya da bilmeyerek zarar verdiklerini aktaran Meclis Üyesi Dilek, şunları söyledi: “Bilerek ya da bilmeyerek hem Cumhur İttifakı’na hem de kendi Genel Başkanları ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a zarar veriyor. Ne yaptıklarının farkında değiller. Biz zaman zaman bunu söylüyoruz, ikaz ediyoruz. Bizim derdimiz burada Cumhur İttifakı’nı ya da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı karalamak veya muhalefet etmek değil, yapılan yanlışları söylemektir. Hala bağırıyoruz, yanlışlık olduğu zaman biz müdahil olacağız, diyoruz ve bundan kimsenin rahatsızlık duymaması lazım.”

“MUHTARLARI TEHDİT NOKTASINA GÖTÜRDÜLER”
Geçtiğimiz günlerde Karakoçan’da meydana gelen deprem sonrası parti olarak bölgede sorunların tespiti ve çözümü için bulunduklarını aktaran Meclis Üyesi Osman Dilek, hayvan çadırıyla ilgili sorunları çözmeleri üzerine muhtarların, ‘iktidar olarak biz çözerdik, neden başkasına söylediniz’ yaklaşımlarıyla karşılaştıklarını ve tehdit noktasına götürüldüklerinin kendilerine söylediğini belirterek şu ifadeleri kullandı: “Bir ilde İl Özel İdarenin görevleri bellidir, mücavir alan sınırları dışındaki köylünün, vatandaşın hizmetini devlet, Özel İdarelerin aracılığıyla yapar. Suyunu götürüyor, yolunu götürüyor, kanalizasyonunu götürüyor, güneş enerjisini yapıyor yani hizmetler gidiyor ama siyaset, devreye girdiği zaman, seninkiydi, benimkiydi anlayışının olmaması lazım. Bazen öyle sıkıntılar oluyor ki mesela bir örnek vereyim; Karakoçan’da meydana gelen deprem sonrası biz parti olarak bütün arkadaşlarla ve İl Genel Meclis üyeleri ile beraber ve orada vatandaşın bazı eksikliklerini tespit ettik. Devletimiz her imkanıyla oraya gitmiş ancak hayvan çadırlarıyla ilgili bazı problemler olduğunu gördük. Biz bunları talep ettik, geldik söyledik, sağ olsunlar bizim Elazığ İl Yöneticileri de Ankara’da bunu dile getirdi. Belirli bir miktar bütçe ayrılarak bu çadır ihtiyacının karşılanması için teşebbüse geçildi ve sonra muhtarlardan bize geri dönüşler oldu, tehdit aldıklarını söylediler. “Neden şuna söylediniz, neden buna söylediniz, biz iktidar olarak bunları hallederdik, bize neden söylemediniz” şeklinde muhtarları tehdit noktasına götürmüşler. Bu cahilce iş, akıllı bir insanın yapacağı iş midir?”

“TARTIŞMALAR YEREL” 
Cumhur İttifakı arasında Elazığ’da yaşanan tartışmaların yerel sorunlar üzerine yaşandığını belirten Meclis Üyesi Dilek: “İlimizdeki tartışmalar, Cumhur İttifakı ile ilgili değil, yerel tartışmalardır. Üzülerek söylüyorum ki yerelde bazı kaidelere kurallara dikkat edilmiyor. Hizmet noktasında, paylaşım noktasında, paylaşım derken, görev ve yetki paylaşımı noktalarında hassasiyet gösterilmiyor. Elbette ki biz Cumhur İttifakı’na bağlıyız, genel merkezimizin nezdinde buna uymaya gayret gösteriyoruz ama aynı hassasiyeti, aynı özeni karşı taraftan yerelde göremiyoruz. Bunu zaman zaman dile getiriyoruz, bu meseleleri çözün, bunlar çözülmeyecek meseleler değil, diyoruz ama ne derece sesimiz duyuluyor bilmiyorum. Biz hiç oyun bozan taraf olmadık ve oyun bozan taraf da olmayız çünkü memleket meselelerinde bizim hassasiyetimiz bellidir. Bizim devletçi tavrımız, genel siyasetimizin de anlamı da budur zaten. Her konuda devletimizin ve milletimizin yanındayız ama burada bazen kişisel çıkarlar konusunda Cumhur İttifakı olarak, hiç kimseye meydanı bırakmayız” ifadelerini kullandı.

“YIKILAN BİNANIN ÜCRETİ VATANDAŞA ÖDENMELİ”
Evi yıkılan vatandaş üzerinden para kazanılmaz diyen Meclis Üyesi Osman Dilek, “Bina yıkılıyorsa elde edilen gelir vatandaşa verilmeli. Vatandaşın evi yıkılmış, evi yıkılan adamın üzerinden para kazanılmamalı. Yıkım paraları devlete değil, yıkımı yapan firmaya değil, müteahhite değil vatandaşa verilmeli. Bunların olmaması lazım, bunların olmaması için biz mücadele ediyoruz, etmeye de devam edeceğiz” dedi.

“SERMAYE ELAZIĞ’DA KALMALI”
Deprem sonrası Elazığ’a çok büyük bir kaynak sağlandığını ancak sağlanan bu sermayenin Elazığ’da kalması gerektiğini belirterek: “Deprem sonrası Elazığ’a korkunç kaynaklar aktarıldı. Yerel yönetim yüzünden, bürokrasi yüzünden bu kaynaklar yerlerine ulaşamadı. Yıkımda dünyanın vurgunu vuruldu, çekip gittiler. Yapım işi yine aynı şekilde devam ediyor. Biz bunların hassasiyetle, düzgün yapılması noktasında gücümüzün yettiğince, elimizin uzanabildiği yere kadar biz müdahil olmaya çalışıyoruz. Yeterli midir, yeterli değildir. Şehrin bütün katmanları bu konuda hassas davranmalı, bu şehrin kaynakları, yeni yapılacak yerler için, yeni yıkılacak yerler için yerel müteahhitlerimiz, yerel esnaflarımızın bu işlerden faydalanması lazım. Elazığ’ın biraz nefes alabilmesi için aktarılan sermayenin, Elazığ’da kalması lazım. Kim kaldı şimdi burada? Biz yine baş başa kaldık” şeklinde konuştu.
 
“DEVLET HER İMKANI SUNMUŞ”
Devletin vatandaşa hizmet noktasında her türlü imkanı sunduğunu, kendilerinin bu hizmeti götürmede aracı olduklarını belirten İl Genel Meclis Üyesi Osman Dilek, şunları söyledi: “Bizim siyasetimizin, kendi siyasi partimizin amacı vatandaşa hizmet etmek, vatandaşın sıkıntılarını, problemlerini yerinde teşhis koyarak ilgili mercilere, makamlara ulaştırmak. Bizim partimizde yaptığımız toplantılarda, sağ olsun köy muhtarlarımız, vatandaşlarımız geliyor, sıkıntılarını yazıyoruz. Bunu ötesinde bizim İl Özel İdaresi’nde grup odamız var. Genelde sabah saatlerinde, zamanımızın yettiği ölçüde vatandaşlarımızı, muhtarlarımızı dinliyoruz ve sıkıntılarını çözmeye çalışıyoruz. Tekrar söylüyorum devletimiz sağ olsun, çözemediğimiz problem yok. Çünkü devlet vatandaşının hizmetkarıdır. Bizler de hizmetkarız onlara hizmet gitmesi için elimizden gelen her şeyi, İl Özel İdaresi Genel Sekreteri ve diğer arkadaşlarımız nezdinde yapmaya gayret ediyoruz ve bunda da başarılıyız çünkü devlet her türlü imkanı sunmuş, biz sadece devletimizin sunduğu imkanı vatandaşa sunarken aracılık yapıyoruz.”

“ERKEN SEÇİM İÇİN KESİN BİR ŞEY SÖYLEYEMEM”
Erken seçimle ilgili karar verecek iki merci olduğunu söyleyen İl Genel Meclis Üyesi Osman Dilek, bu kurumlardan bir açıklama duymadan erken seçimle ilgili kesin bir şey söyleyemeyeceğini belirterek son olarak şunları söyledi: “Erken seçimle ilgili bir yorum yapamam çünkü önümüzdeki takvim belli. Bu seçimle ilgili iki merci karar verir, biri meclis, biri Cumhurbaşkanıdır. Onların da bu seçim kararına sıcak bakmadığını biliyorum. Ben yetkili ağızlardan böyle bir şey duymadığım sürece erken bir seçim olacağını düşünmüyorum ama kesin bir şey de söyleyemem. İktidar değişikliğiyle ilgili ben kendi mensubu olduğum partiyle ilgili söyleyeyim, çalışmalarımıza devam ediyoruz. Hizmet etmeye devam ediyoruz, takdir vatandaşımızındır.”