'Çocuklar Doyumsuz Olarak Yetişiyor'
Nisa Yılmaz/ Günümüzde giderek artan 'iletişimsizlik' sorununa dikkat çeken Kişisel Gelişim Uzmanı ve Yaşam Koçu Lütfiye Gürgün, özellikle yetişkinlerin çocuklarıyla olan ilişkinlerinde önemli iletişim problemleri yaşadığını söyledi.
Günümüzde insanların iletişimde yaşadığı en büyük sıkıntı, güven eksikliği, doğru iletişim kuramamak, ego ve özgüven eksikliği olduğunu söyleyen Gürgün, sağlıklı bir iletişim kurmak için günlük hayatımızda dikkat etmemiz gereken noktaları şöyle sıralıyor:
“Kendimizi İyi Tanıyalım”
“Ne kadar doğru iletişim kurarsak karşımızdaki insanlara o kadar kendimizi doğru ifade edebiliriz. Kendimizi iyi ifade ettiğimizden ve karşı tarafın bizi doğru anladığından emin olmamız gerekiyor. Bunu sağlayamadığımızda da sıkıntılar yaşadığımızı düşünüyorum. Bunun için etkili bir iletişim için insanın önce kendini tanıması gerekiyor. Kendini iyi tanıyan bir insan, iletişiminde de kendini iyi bir şekilde açarak doğru ifade eder. Kendimizi iyi ifade ettiğimiz gibi karşı tarafı da iyi bir şekilde dinlemeliyiz. Günümüzde bunu yapamıyoruz maalesef. Ya hep biz konuşuruz, dinlemeyiz ya da karşımızdakini dinler hiç konuşmayız.”
“Empati Kurabilmeliyiz”
Kişisel Gelişim Uzmanı ve Yaşam Koçu Gürgün, “Sağlıklı bir iletişim empati kurabilmek, insanları anlamaya çalışmak da oldukça önemli. Günlük yaşantımızda iş yoğunluğumuz, stresimiz ve telaşımız olabiliyor. Bunun için karşılıklı anlayış oldukça önem taşıyor. Empati kurabilmek için de hoşgörülü ve ön yargılardan uzak bir şekilde insanlara yaklaşmak gerekiyor. Hoşgörüyü beden dilimiz, mimik ve ses tonlarımızla belli ederiz. Ne kadar hoşgörülü olursak o kadar iyi empati kurabilir ve sağlıklı bir iletişimin temelini kurmuş oluruz. Eleştirilere açık olamamak da bir diğer iletişim problemleri arasında. Olumlu ve olumsuz eleştirilere açık olabilmek oldukça önemli. Olumlu eleştirilere gösterdiğimiz olumlu yaklaşımı, olumsuz eleştiri geldiğinde de göstermemiz gerekiyor. Kendimizi olumlu ve olumsuz yönlerimizle kabul etmemiz gerekiyor.”
“İletişimde Problemlere Yol Açan Birçok Etken Var”
İletişimde karşılaşılan sorunlara değinen Gürgün: “Üslubumuz, mimiklerimiz ve beden dilimiz iletişimde problemlere yol açabiliyor. Özellikle üslupta yaptığımız yanlışlar; karşımızdaki kaç yaşında olursa olsun emir kipiyle konuşmak, tehditkâr konuşmalar-mimikler, isimler takmak, konuları saptırmak, nutuk çekmek, yargılamak, suçlamak, alay etmek…”
“Ailede Kurulan İletişim, Çocuğun Sosyal Hayatını Etkiliyor”
Gürgün, “Yetişkinlerin yaşadığı iletişim problemleri bu şekilde ortaya çıkarken, çocuklar ve yetişkinler arasında da bir takım iletişim problemleri ortaya çıkıyor. Çocuk, daha anne karnındayken iletişim kurmaya başlıyor. Anne karnında başlayan bu iletişim süreci. Bebeklerin görmeyip, duymayacağı düşünülür. Bebek, duyarak, koklayarak ve hissederek bir iletişim sürecine başlamış olur. Çocuklar büyüdükçe de onlarla bir çocuk gibi değil bir birey olarak iletişim kurmaya devam etmeliyiz. Çocuklar ailede nasıl bir iletişim kuruyorsa ileride sosyal çevresinde de bu iletişim şekliyle hayatına devam ediyor.”
“Çocukları Birey Olarak Düşünmeli ve Öyle Yaklaşmalı”
Çocuklar ve yetişkinler arasındaki iletişim kopukluğuna değinen Gürgün, “Çocuklar anne ve babalarıyla konuşmak istediğinde ya ebeveynleri tarafından dinlenmiyor ya da eksik ve kopuk diyaloglar kuruluyor. Eğer anne ve babalar çocuklarını dinleyemeyecek kadar yorgun ve meşguller ise bunu çocuğa açıklayıcı bir şekilde anlatmaları gerekiyor. Ve her zaman çocuklarla göz göze gelecek şekilde iletişim kurmaya dikkat edilmeli. Çocuklar konuşmayı ve dünyayı keşfetmeye başladıkları zaman çok fazla soru sorma ihtiyacı hissederler. Bu sorular bazen ailenin cevaplayabileceği sorular bazen de nasıl anlatacağını ve nereden başlayacağını bilemediği sorular olabiliyor. Ebeveyn cevabı bilmiyorsa çocuktan öğrenebilmek için süre istemeli, fikir sahibi olduktan sonra da çocuğa bunu atmalı. Özellikle cinsellikle ve doğumla ilgili sorularda aileler konuya nereden başlayacağını bilemiyor. Bu noktada çocuğa genel ve özetleyici bir şekilde anlatmak çocuk açısından yeterli olacaktır.”
“Çocuklar Doyumsuz Olarak Yetişiyor”
“Günümüzde çocuklar tablet, telefon ve televizyonla büyüyor. Çocuk durmadığında annesi eline telefonu veriyor ya da babası tablet alıyor. Bu durum çocuğu ileride doyumsuz bir hale getiriyor. Hazır olarak çocuğun karşısına sunulan şeyler, çocuğu yaratıcı olmaktan uzak, tüketici bir birey haline getiriyor. Çocuklarımıza hazırı sunmak yerine, çocuğumuzla ilgilenmeli, gerekirse oynadığı oyuncağı var olan imkanlarla birlikte yapmak, vakit geçirmek çok daha faydalı olacak.”
“Sorumluluk Bilinci Kazandırılmalı”
Gürgün, “Çocukların sorumluluk bilincinde yetişmemesi, her ihtiyacının anne ve baba tarafından karşılanması da çocuğun sorumluluk bilincinden uzaklaşmasına neden oluyor. Çocuğun kendi yemeğini yemesine, hazırlamasına, ihtiyaçlarını karşılamasına izin vermek sorumluluk bilincini kazanmasına katkıda bulunuyor.”