BU TAKSİMİ KURT YAPMAZ!..
GEÇTİĞİMİZ GÜNLERDE AÇIKLANAN KENTSEL DÖNÜŞÜM KONUTLARININ FİYATLARI HAYAL KIRIKLIĞI YARATTI. FİYATLARIN İŞYERİ VE KONUTLARIN KONUMU VE GÜNCEL EMLAK DEĞERİ YERİNE SADECE METREKARESİNİN BAZ ALINMASI, 'BİR KİŞİYE DOKUZ, DOKUZ KİŞİYE BİR PUL, BU TAKSİMİ KURT YAPMAZ KUZULARA ŞAH OLSA' DİZELERİNİ AKILLARA GETİRDİ
24 Ocak tarihinde meydana gelen 6.8'lik deprem sonrasında riskli alan olarak belirlenen ve kentsel dönüşüm planına alınan mahallelerde inşa edilen konutların fiyatları geçtiğimiz gün belli olmuştu.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın kararıyla bu mahallelerde belirlenen alanlar riskli alan olarak değerlendirilmiş ve bu bölgelerdeki evler yıkılıp yeni deprem konutları yerinde yapılmaya başlanmıştı.
Geçtiğimiz aylarda ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, revize alanlarda yapılan TOKİ’nin deprem konutlarının fiyatlarını açıklamıştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamasının ardından gözler kentsel dönüşüm kapsamında yapılan bu konutların fiyatlarına çevrilmişti.
YENİ YASAKLARA RAĞMEN
Pandemi sürecinde ortaya konan ve geçtiğimiz gün bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanan sınırlandırmalara rağmen kamu kurumlarının vatandaşları mahallerinde bulunan irtibat bürolarına davet ederek konut ve işyeri bedellerini öğrenebileceklerini ifade edilmişti.
Her türlü riskleri göze alarak çaresiz bu çağrıya uyarak irtibat bürolarına giden vatandaşlar asıl şoku ev ve işyerleri için belirlenen fiyatları görünce yaşadılar.
DÜZ MANTIKLA
Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü’nün mahalle irtibat bürolarına giderek gayrimenkullerinin bedellerini öğrenen vatandaşlar, yapılan çalışmanın reel ve güncel emlak değeri ve piyasa araştırmasına göre değil, düz mantıkla ve sadece metrekare baz alınarak fiyat belirlendiğini gördüler.
1 MİLYON YERİNE 270 BİN
Gayrimenkullerinin değerlerinin konumuna ve ticari cazibesine göre yapılmamasının büyük bir haksızlık ve adaletsizlik getirdiğini ifade eden vatandaşlar, yapılacak itirazlarla da çok az bir bedel artırımına gidileceği endişesini taşıyorlar.
Çarşı Mahallesi, Rüstempaşa ve Mustafapaşa mahallelerinin birleşme noktası olan ve Orduevi kavşağı olarak bilinen ve önemli bir ticari merkez konumunda bulunan işyerlerinin bedellerinin belirlenmesinde; işyerinin konumu, güncel emlak değerleri, deprem öncesi geçerli olan fiyatlarının durumu gibi birçok önemli kriterleri dikkate alınmadığı belirtildi.
Deprem öncesinde 1 milyon TL bedel verildiği halde satılmayan bir işyeri için 270 bin TL bir bedel biçildiğini ifade eden vatandaşlar, gerçek değerinin dörtte biri kadar bir bedel takdir edilmesinin büyük bir haksızlık oluşturduğunu ifade ettiler.
METREKARE TEK KRİTER Mİ?
Kentsel dönüşüm kapsamında yıkılan konut ve işyerlerinin bedel belirlenmesinde mülk sahiplerinin hak kaybı yaşamaması ve gerçek değerinin verilmesi gerektiğini ifade eden vatandaşlar, fiyat belirlemekte görevli, kurum olan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı çalışanlarının konut ve işyerlerinin reel fiyatlarını ortaya koyan; cephe, hangi kat oluşu, ticari merkezlere yakınlığı, durak veya başka cazibe merkezlerine yakınlığı, yaya yoğunluğu, alışveriş yoğunluğu gibi kriterlerden haberleri yokmuşçasına sadece metrekare hesabıyla fiyat belirlemesinin yanlışlığını ortaya koydular.
TEPKİ ÇIĞ GİBİ
Mahallelerde oluşturulan irtibat bürolarına giderek gayrimenkullerine biçilen değeri gören vatandaşlar, soluğu avukat bürolarında aldılar. Konut ve işyerlerinin gerçek bedelinin çok altında bir fiyatla karşılaşmalarının kendilerini hayal kırıklığına düşürdüğünü belirten vatandaşlar bu konuda yetkililerin daha duyarlı ve adil davranmaları gerektiğini ifade ettiler.
MAHKEME YOLU GÖRÜNDÜ
Devletin belirlediği bedelin kendi konut ve işyerlerinin değerinin çok altında olmasını yargıya taşıyacaklarını belirten vatandaşlar, bu konuda önce itiraz haklarını kullanacaklarını, reel bir bedel belirlenmediği takdirde yargıya başvuracaklarını ifade ettiler.
YARGIDAN DÖNER
Kentsel dönüşüm kapsamında yıkılan işyeri ve konutların bedellerinin reel ve güncel bedellerden çok uzak olarak açıklanmasının vatandaşı hak arama mücadelesine iteceğini ifade eden hukukçular ise, bu tür davalarda yargının genelde vatandaş lehine karar verdiğini ve olası hak kayıplarının geçen süre içerisindeki yasal faizleriyle birlikte vatandaşa ödeneceğini belirtiyorlar.
KAMU ZARARININ SORUMLUSU KİM?
Belirlenen fiyatların gerçek değerden çok uzak olması dolayısıyla oluşan hak kaybı sebebiyle vatandaşlar tarafından açılacak mahkeme sonucunda haklı bulunduğu için hem konut ve işyerinin gerçek bedelini hem de oluşacak yasal faizi ve mahkeme masraflarını da devlet ödeyeceği için oluşan bu kamu zararının sorumlusunun kim olduğunu soran vatandaşlar, bu adaletsizlik karşısında vicdanların da yaralandığını ve hiç kimsenin devleti bu konuma düşürme hakkının olmadığını ifade ediyorlar.