13 Yıl ve Sonuç
13 yıldan beri düzenlenen ve şehrimize 13 gram katkısı olmayan, Çaydaçıra Film ve Sanat Festivali başladı ve bitti.
Geriye kalan oldukça zengin menülü ve hiçbir masraftan kaçınılmadan yapılan görkemli bir açılış, açılışta verilen birkaç plaket ve Elazığlıların ruhunu okşayan birkaç cümle.
Ülkemizde geçmişte iyi işler başarmış fakat şimdilerde kendi sektörlerinde fazla görünmeyen Serdar Akar ve Mesut Uçakan’ın bir iki toplantıda yer alması ve Kredi Yurtlar Kurumunda kalan gençlerimizle bazı oyuncuların buluşturulması ve sonunda havada uçuşan plaketler ve kapanış.
Bunların hepsi sıradan bir törenin ve etkinliğin ritüelleri. Asıl sorulması gereken şudur ki bu festival ile Elazığ ne kazandı?
Adında film kelimesi geçen bir festivalde film gösterimi dışında Elazığ’a, Elazığ’ın tanıtımına ve Elazığ’ın bir adım daha öne çıkılması yönünde nasıl bir fayda temin edildi?
Bu tür etkinliklerin dünden bugüne bir sonuç çıkaramayacağını da biliyoruz elbet. Ancak geçen 13 senenin ardından şehrin hala bir filmi yoksa, şehirde çekilen bir film ya da dizi halen konuşulmuyorsa bunun adı günü kurtarmak ve boş zamanı değerlendirme faaliyetidir.
Bir emeğin dışında birçok kurumun desteği ile oldukça yüklü bir meblağ harcanarak yapılan bu etkinlik, yine şaşırtmadı ve birkaç gün ekranları süslemekten öteye gidemeyen ve kendini tekrar eden bir faaliyet olarak kayıtlara geçti.
Seneye 14’ncüsü yapılacak, diğer yıl 15’ncisi. Değişen bir şey olmayacak bu cenahta.
Bu konuda umut Elazığ dışından geliyor. Ege Elazığ Dernekler Federasyonu ile Elazığ Kültür ve Tanıtma Vakfı işbirliğinde hayata geçirilecek Ahçik türküsünün öyküsü beyaz perdeye taşınması projesi, ünlü yönetmen Osman Sınav’ın da elinin değmesiyle start aldı.
Bu proje ile bugüne kadar sinema ve film adına yapılanları unutun ve bunun somut ve görülen faydalarını şehrin her alanında izleyin.
Şehir yöneticilerinin de sırf etkinlik diye her projeye destek vermemeleri, bu konularda daha çok seçkinci olmaları, hele hele geçmişten bugüne şehre hiçbir katkısı olmadığı herkes tarafından bilinen ve söylenen etkinliklere prim vermemeleri, süreç değil, sonuç ve şehir odaklı projelere daha ciddi bakmaları gerekmekte.
Şehrin zamanı da imkânları da kısıtlı. İyi kullanmak lazım.