Zenginliklerimizi Tanıtamıyoruz…
Kadim bir geçmişe sahip ve bölgesinde birçok tarihi yapıyı barındıran Elazığ, kültür varlığı olarak tescillenmiş yapı sayısında istenilen düzeye gelemedi. Komşu iller Malatya ve Diyarbakır'a kıyasla tescilli yapıların az olması, Elazığ'ın değerlerinin ardından şehrin köklü tarihinin tanıtımı noktasında da başarısız olduğunu gözler önüne seriyor.
Elazığ ve çevresinde Artuklu, Akkoyunlu, Selçuklu ve Osmanlı dönemine ait dini, askeri ve sivil yapıların ilginç mimari örnekleri bulunuyor. Bugün hala dimdik ayakta duran ve Akkoyunlu mimarisinin özelliklerini yansıtan çok sayıda eserlerimiz var.
UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesine giren 4 bin yıllık tarihi geçmişe sahip olan Elazığ’ın simgesi medeniyetler beşiği olan Harput, Palu, Keban, Sivrice, Baskil, Alacakaya, Arıcak, Karakoçan, Kovancılar, Maden, Ağın ilçelerimizde çok sayıda eserler mimari özellikleri ile dikkat çekiyor ve tarihe ışık tutuyor.
İlimiz merkezinde ve Hüseynik Mahallesindeki konaklar da bu yönüyle turizme kazandırılmayı bekliyor. İl merkezinde bulunan yerleşim yerlerindeki tarihi yapılar dikkat çekiyor.
TARİHİMİZ VAR TANITIM YOK
Elazığlıların dışında, yerli ve yabancı turist yoğunluğu yaşanan UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesinde yer alan Harput Mahallesi, bu özellikleri ile tüm Dünya’da bilinmesine rağmen henüz tanıtım noktasında istenilen seviyeye gelemedi.
Çok sayıda tarihi camileriyle birlikte Pisa kulesinden bile fazla eğikliği tescillenen Ulu Cami eğri minaresinden, Harput Kalesi'ne kadar, cami, türbe, kale ile tarihi birçok yapının yanı sıra meydan ve mesire yerleri tüm dünyanın dikkatini çekerken, henüz istenilen ziyaretçi sayısına ulaşılamadı.
HARPUT GEÇİCİ LİSTEDE
2018 yılında Elazığ Belediyesi ile Ankara Elazığ Kültür ve Tanıtma Vakfı'nın projesiyle Harput'un UNESCO Dünya Miras Listesine girmesi ile ilgili başlatılan süreç kapsamında önemli bir gelişme yaşanmış, Pisa kulesinden daha fazla eğik Ulucami minaresi ve kalesi başta olmak üzere birçok tarihi içerisinde barındıran Harput, UNESCO'nun Dünya Geçici Miras Listesine alınmıştı.
4 bin yıllık Harput’un UNESCO'nun Dünya Geçici Miras Listesine alınmasının ardından, UNESCO Dünya Miras Listesine girmesi için ilgili kurumların nasıl bir çalışma takvimi belirledikleri ve bu konuda hangi adımları attıkları bilinmiyor.
MALATYA BAŞARDI
Birleşmiş Milletler Eğitim Bilim ve Kültür Örgütü'nün (UNESCO) 44'ncü Dünya Miras Komitesi toplantısında, Anadolu'nun bilinen en eski şehir devletinin kurulduğu Malatya Arslantepe Höyüğü'nün UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne kaydedilmesine karar verilmişti.
Fırat Nehri'nin 12 kilometre güneybatısında, Malatya'nın Battalgazi ilçesinde bulunan Arslantepe, 30 metre yüksekliğinde bir höyük olması özelliği ile dikkat çekiyor. UNESCO'nun açıklamasına göre, alanda yapılan çalışmalar bölgenin MÖ 6'ncı binyıldan geç Roma dönemine kadar insan yerleşimi bulunduğunu doğruluyor.
Arslantepe Höyüğü'nün en belirgin dönemiyse, kerpiçten saray kompleksinin inşa edildiği Geç Kalkolitik dönem olarak gösteriliyor. Arslantepe Höyüğü'nün bulunduğu bölgede aralarında dünyada şimdiye kadar bilinen en eski kılıçların da bulunduğu, çok sayıda metal nesne ve silaha da rastlanmıştı.
TÜRKİYE'DE 19'UNCU
Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada ise Arslantepe Höyüğü'nün Türkiye'nin 19'uncu varlığı olarak UNESCO Dünya Miras Listesi'ne kaydedildiği duyurulmuştu. Türkiye’de 19 kültür varlığının UNESCO Dünya Miras Listesi'ne alınması ile birlikte henüz kadim bir kültüre sahip Harput’un geçici liste de yer alması kafaları karıştırıyor.
MALATYA VE DİYARBAKIR’IN GERİSİNDEYİZ
Elazığ’ın Kültür Varlığı olarak tescilli yapı konusunda da komşu illerin gerisinde olduğunu belirtiliyor. Komşu şehrimiz Malatya’da Tescilli Kültürel Yapı sayısı 112 iken Diyarbakır’da bu sayı 246’ya ulaşıyor. Elazığ’da ise tescilli kültürel yapı sayısı sadece 74. Komşu illere göre Elazığ’da tescilli yapıların az olması, eserlerin azlığından değil, ilgili kurumların tarihi yapıları keşfetme ve tescilleme yönündeki gayretlerinin az olmasından kaynaklandığı iddia ediliyor.
TANITIM ATAĞINA GEÇİLMELİ
Tarihi geçmişi ile geleceğe ışık tutan Elazığ’ın tarihi yapılarının tanıtılması için bütün kurum ve kuruluşların, STK’ların ve ilgili birimlerin acilen çalışma yapması gerekiyor. Elazığ Valiliği bünyesinde oluşturularak bir birimin sadece Elazığ’ın tarihi yapılarının ve UNESCO sürecini takibini yaparak, her ay toplantı düzenlemesi ve kamuoyunu bilgilendirmesi gerekiyor.
KANYONLAR GİBİ OLMASIN
Ulusal medyada yapılan tanıtımlar ve doğaseverlerin talebi ile tur güzergâhına alınan Baskil Karaleylek ve Saklıkapı kanyonlarına gelen turist kafilesi, yol olmadığı için belli noktaya kadar gidebilmişti. Tanıtım reklamlarına inanarak kanyonları görmeye gelen kafile, saklı güzellik olarak bilinen Karaleylek ve Saklıkapı kanyonlarına ulaşmak için yaya olarak yürümeye başlayınca yöre halkı turistlerin imdadına yetişmişti. Turistlerin buraya kadar gelip kanyonları görememe ihtimaline kayıtsız kalmayan köylüler, traktörlerini seferber ederek turistleri römorkla kanyonlara taşımışlardı.
PALU KÖPRÜSÜ İÇİN GİRİŞİMLER OLMALI
Türkiye’nin en prestijli köprüleri arasında gösterilen tarihi Palu Köprüsü, yüz yıllara meydan okuyarak ilk günkü ihtişamı ile ayakta durmaya devam ediyor. Bazalt taşıyla yapılan ve eskiden İstanbul’u Bağdat’a bağlayan köprü olarak da bilinen tarihi Palu Köprüsü, taş yapı mimarisiyle dikkat çekiyor.
ELAZIĞ BELEDİYESİ ÖRNEK ALINMALI
Yüz yıllar önce Romalılar tarafından yapıldığı düşünülen köprü, Elazığ’ın Palu ilçesinde yer alıyor. Palu Köprüsü'nde, 193 metre uzunluğunda 4 buçuk metre genişliğinde 8 farklı göz bulunuyor. Yapımı ile ilgili kesin bilgilerin bulunmadığı Palu Köprüsü, İpek Yolu güzergahında bulunduğundan dolayı ‘İstanbul'u Bağdat'a bağlayan köprü’ olarak da biliniyor.
Palu ilçemizde bulunan tarihi köprünün tanıtımı için de yetkili kurumların en kısa zaman girişimlerde bulunması ve turizme kazandırılması için çalışmaların başlatılması gerekiyor.
Elazığ Belediyesi’nin tarihi mahallemiz Harput’ta önemli çalışmalar yaparken, ilçelerimizde bulunan tarihi mekânların da hem belediyeler hem de ilgili kurumların girişimleri ile tanıtımları hazırlanmalı ve UNESCO’ya müracaatları yapılmalı.