ZAVALLI ANAYASA
Konumuza girmeden önce anayasanın Türk Dil kurumundaki tarifine bakalım
Konumuza girmeden önce anayasanın Türk Dil kurumundaki tarifine bakalım. Türk dil kurumu anayasayı “Bir devletin yönetim biçimini belirten, yasama, yürütme, yargılama güçlerinin nasıl kullanılacağını gösteren, yurttaşların kamu haklarını bildiren temel yasa” olarak tarif eder.
***
Bu tarif doğrultusunda ülkemizde yaşayan her insan, her kurum, her kuruluş yasaların ve anayasamızın teminatı altındadır. Yasalar ve anayasamız herkesim için eşit mesafededir.
Yasalarımızın ve anayasamızın teminatı altında olan her birey, her kurum ve her kuruluşta yasalara ve anayasanın temel kurdigerarına uygun hareket etmek, yasalara saygılı olmak zorundadır.
Çünkü bu onun vatandaşlık görevidir. Vatandaş olmanın özelliğidir.
***
Anayasamızın ilk dört maddesinin değiştirilemeyeceğini,
Bırakınız değiştirmesini, değiştirilmesinin teklif dahi edilemeyeceği ise siyasi partiler kanununun 78. Maddesinde sarahaten belirtilmiştir.
İsterseniz ilk dört maddeye bir göz atalım ne diyor anayasamızın ilk dört maddesi…
Madde 1- Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.
Madde 2- Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.
Madde 3- Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir.
Bayrağı yıldızlı al bayraktır.
Milli marşı İstiklal Marşı' dır.
Başkenti Ankara'dır.
Madde 4- Anayasanın 1'inci maddesindeki devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile 2'nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3'üncü maddesindeki hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.
***
Demek ki Anayasamızın ilk dört maddesinin değiştirilmesi veya değiştirilmesinin teklif dahi edilmesi yasalarımız tarafından men edilmiştir.
Yani yasaklanmıştır.
Bu yasağa riayet etmeyen kişi kurum ve kuruluşlar anayasal bir suç işlemiş sayılır ve cezalandırılırlar.
Peki, bizde durum nasıl?
Bizde durum farklıdır.
Bizde bazı kişilerin adeta suç işleme özgürlüğü vardır.
Bunlar birisi devrin Cumhurbaşkanı merhum Turgut Özal’dır.
ANAYASAYI BİR KERE DELMEKLE BİR ŞEY OLMAZ
Turgut Özal’ın körfez Savaşı sırasındaki “Anayasayı bir kere delmekle bir şey olmaz” sözü tarihimizde her zaman güncelliğini korumaktadır. Oysa Anayasa bir ulusun yönetiminde uyulması gereken, bireylerin yaşam biçimini değerlendiren bir özelliktir.
Anayasayı sürekli ihlal etmekle anayasayı bir kere delmek arasında hiçbir fark yoktur.
Kusur kusurdur.
Kusurun sayısal özelliği önemli değildir.
Mevkii, makamı ne olursa olsun canı isteyen her kişinin anayasayı biri kere delmesi anayasanın kevgire dönmesine sebep olmaz mı?..
KARARI TANIMIYORUM VE SAYGIDA DUYMUYORUM
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın Anayasa Mahkemesi’nin verdiği bir kararla ilgili “Kararı tanımıyorum ve saygıda duymuyorum” sözleri de tıpkı Turgut Özal’ın söylediği sözler kadar manidardır.
Anayasa yaşantımızın kurdigerarını belirleyen bir temel yapıdır.
Herkesin ve her kesimin Anaya mahkemesi kararlarını beğenelim, beğenmeyelim kabullenmesi gerekir.
Hele hele devlet yönetimindeki kişilerin anayasaya ve yasalara daha sıkı sıkıya bağlı kalmaları topluma örnek olmaları bir zarurettir.
Sayın Cumhurbaşkanımızın üç övün beş vakit ülkemizin yönetim şeklinin değiştirilmesine yönelik sözleri de anayasamızın ilk dört maddesine ve siyasi partiler kanununun 78. Maddesine aykırılık teşkil etmiyor mu?
Oysa yasalarımız her kese hava gibi su gibi ekmek gibi lazım olan bir gereksinimdir.
Bu kural her kes ve her kesim için geçerlidir.
Anayasa kişilere göre değil, topluma göre var olan bir değerdir.
ZAVALLI ANAYASA
Kevgire dönen yasalarımızı anladık.
Yasalarımızın kişilere göre dizayn edildiğini de anladık.
Bir seferle bir şey olunamayacağını da anladık.
Ama yasalarımızın özelikle de anayasamızın bu kadar zavdigerı bir duruma düşürülme çabasını anlayamadık.
Anayasa kişilerin fikir ve düşüncelerine göre değil toplumun huzur ve refahına göre dizayn edilmelidir.
Elbette ki bunu hukukçularımız ve yöneticilerimiz bizden çok daha iyi bilirler. Biz bilemeyiz.
Bizim bildiğimiz tek şey şiir.
Kafamızı bir konuya takarız, uykumuz kaçar, huzurumuz kaçar.
Bakarız ki elimizden başka bir şey gelmiyor, alırız kalemi kâğıdı elimize gecenin bir saatinde şöyle bir dörtlük yazarız. “Ey Adalet” deriz.
EY ADALET
Ey adalet sen bana ekmek gibi, su gibi
Hava gibi lazımsın.
Diz çökmek yakışmaz sana,
Ayağa kalkmalısın.
*
Sizlere sağlık ve huzur içerisinde yaşayabileceğiniz adaletle yönetileceğiniz bir dünya temenni ediyorum.
Kalın sağlıcakla…