YUKARI ŞEHİR
Bir koca tarihi saklar içinde
Gidenler gelenler onu anlatır
Yaşanmış her çağda başka biçimde
Gezenler görenler onu anlatır
Bir koca tarihi saklar içinde
Gidenler gelenler onu anlatır
Yaşanmış her çağda başka biçimde
Gezenler görenler onu anlatır.
Aradan o kadar çok yıllar geçmiş
Gün gelmiş kültüre tohumlar ekmiş
Kalede göndere bayraklar çekmiş
Erenler bilenler onu anlatır
Gün gelmiş eskimiş kale burçları
Gün gelmiş akmamış soğuk suları
Nazara uğramış buzluk buzları
Gidenleri gelenleri onu anlatır
Şarkılar söylenmez Kayabaşı’nda
Harput şimdiler de çocuk yaşında
Kimseler oturmaz yatır başında
Gönülden sevenler onu anlatır.
Ne Dabak Yusuf’lar, ne de Hermin’ler
Söz dinlemez oldu güzel Sermin’ler
Bir selâm gönderdi tutkun Pervin’ler
Yaşını silenler onu anlatır.
Bir çıkmaz yoldur uzayıp gider
Tütmeyen bacalar yasını siler
Emoş’lar, Fatoş’lar selamlar eder
Tarihi bilenler onu anlatır.
Ünlü’ler anlatır Yukarı Şehri
Coşkunca akmaz oldu Murat nehri
Kimseler aşamaz o koca dehri
Çileyi görenler onu anlatır.
Bir aşktır bizleri söyleten
Harput’tur herkese gönül dinleten
Eskiden yeniye haber ileten
Töreyi bilenler onu anlatır.
15 Ağustos 2000