YİNE O ARAZİ…
KORONAVİRÜS DOLAYISIYLA TARIMSAL ÜRETİMİN SIKINTIYA GİRDİĞİ BU GÜNLERDE BAŞTA CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN OLMAK ÜZERE BİRÇOK ÇEVREDEN GELEN ÜRETİM SEFERBERLİĞİ ÇAĞRILARI KARŞILIK BULUYOR MU? CHP MİLLETVEKİLİ EROL'UN FIRAT ÜNİVERSİTESİNE TEKLİFİ YİNE O ARAZİYİ GÜNDEME GETİRDİ
Koronavirüs salgını ile stratejik önemi bir kez daha ortaya çıkan tarımsal üretim konusunda birçok çevreden uyarıcı ve yönlendirici açıklamalar geliyor.
Konu hükümet yetkilileri kadar sivil siyasilerin ve sivil toplum örgütlerinin de gündemini işgal etmeye devam ediyor.
ERDOĞAN: “BİR KARIŞ YER KALMASIN”
Tarımsal üretiminin önemine vurgu yapan ve Tarım Bakanı Pakdemirli’ye bu konularda talimatlar veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, hazine arazilerinin üretime tahsis edilmesi ve ekilmedik bir karış toprağın bile kalmaması gerektiği açıklamasının ardından hazine arazileri köylülere tahsis edildi.
BAKANLIKTAN ALIM GARANTİSİ
Tarımsal üretimi teşvik etmek amacıyla Tarım Bakanlığı da çiftçilerimize yönelik adımlar attı ve üretilen her bir ürüne alım garantisi verildi. Çiftçiler üretip de satamadığı her ürün için devletin bu garantisini duyunca ekmeyi düşünmedikleri arazilerini de ekmeye başladılar.
EROL’DAN ÇAĞRI
Tarımsal üretim, CHP Elazığ milletvekili Gürsel Erol’un da gündemine geldi ve tarım bakanlığına çağrıda bulunarak “Bitkisel Üretimin Geliştirilmesi Programı” projesi kapsamında belirlenen 21 ilde üreticilere sertifikalı tohumların yüzde 75'ini hibe edilmesi kapsamına Elazığ’ın da alınmamasını eleştirdi.
Bilindiği gibi sertifikalı tohum dağıtılarak ekimi yapılacak ürünler buğday, arpa, kuru fasulye, mercimek, mısır, ayçiçeği ve çeltik olarak belirlenmiş olup; Bakanlık açıklamasında proje kapsamına giren illerin Adıyaman, Afyonkarahisar, Ağrı, Aksaray, Bingöl, Çanakkale, Erzincan, Erzurum, Kars, Kayseri, Kırıkkale, Kırşehir, Konya, Muş, Nevşehir, Niğde, Samsun, Sivas, Tokat, Uşak ve Yozgat olduğu açıklanmıştı.
KARAR ELAZIĞ’I ÜZMÜŞTÜR
2020 üretim yılı için belirlenen ve aynı zamanda Tarım ve Orman Bakanlığı’nın Bitkisel Üretimin Geliştirilmesi Programı kapsamına alınan buğday, arpa, kuru fasulye, mercimek gibi ürünler için proje kapsamında sertifikalı tohum dağıtımı yapılacak iller arasında Elazığ’ın olmamasının Elazığ çiftçisi özelinde tüm Elazığ halkını üzdüğünü ifade eden CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol, bu yanlışlık yetmemiş gibi hazineye ait atıl tarım arazilerinin çiftçilerin kullanımına açılan iller kapsamında da Elazığ’ın olmamasının yanlışlığına dikkat çekti.
FIRAT ÜNİVERSİTESİNE ÖNERİ
Tarımsal üretim yapılacak önemli bir alan olan Fırat Üniversitesi’ne ait Malatya yolu üzerinde bulunan 8 bin dönüm arazinin Tarım İl Müdürlüğü ile protokol yapılmak suretiyle sertifikalı tohum dağıtılıp buğday, arpa, kuru fasulye, mercimek, mısır, ayçiçeği ve çeltik gibi ürünlerin ekiminin yapılmasını öneren CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol, bu konuda üniversitenin aktif rol almasını istedi.
YİNE O ARAZİ
Bu tartışmaların gölgesinde CHP Milletvekili Gürsel Erol’un da dikkat çektiği gibi gündem, yine Fırat Üniversitesine ait olan Malatya yolu Kesikköprü mevkiindeki 8 bin dönümlük arazi oldu.
Bilindiği gibi bu arazi her defasında farklı amaçlar için gündeme gelmiş, Fırat üniversitesi de kendileri için hayati derecede ola bu araziyi her defasında sahiplenmeyi ve elde tutmayı başarmıştı.
Ancak 8 bin dönümlük bu arazi üzerinde söylenildiği gibi ne yeni fakülte binaları ya da ek binalar ne de ciddi anlamda ve profesyonel bir tarım üretimi yapılmıştı.
ŞEHRİN ÇUKUROVASI
Verimli ve dümdüz arazileri dolayısıyla şehrin Çukurova’sı konumunda olan 8 bin dönümlük bereketli topraklar bu güne kadar ilkel ve sıradan metotlarla belirli yerleri göstermelik olarak ekilmiş ve buradan ne kadar üretim yapıldığı dahi kamuoyuna açıklanmamıştı.
8 bin dönüm gibi devasa büyüklükte ve her türlü tarımsal üretime, özellikle de sulu tarıma uygun bu alanın, klasik ve ilkel yöntemlerle ve kısmen ekilmesine karşılık, endüstriyel ürünler yanında özellikle son yıllarda ekonomik değeri artan ve büyük bir bölümü yurt dışından ithal edilen badem ve ceviz üretimine ayrılması gerektiğini ifade eden uzmanlar bu konuda üniversitenin bir komisyon oluşturarak alanı üretim merkezi haline getirebileceğini ifade ettiler.
ÜRETİM ÇİFTLİKLERİ
Bu alanda tarımsal üretim yanında modern çiftlikler kurularak organik hayvancılık üretimi de yapılabileceğini ifade eden uzmanlar, bununla birlikte yapılacak doğal ve botanik parklarla evcil hayvanların gezebildiği ortamlar oluşturulabileceğini, insanların bu alanlara aileleriyle giderek hem doğa ile baş başa kalıp hem de hayvanları daha yakından görüp sevebileceğini hem de dönüşte et, süt, tereyağı, yumurta ve diğer hayvansal ve tarımsal ürünleri satın alabileceğini belirtiyorlar.
PROJE DESTEĞİ ALINABİLİR
8 bin dönüm arazinin her bir karışı hem üretim, hem de şehrin ekonomisine katkı olarak değerlendirilebileceğini ifade eden uzmanlar, bu konuda özellikle tarımsal üretimin tüm dünyada önemli bir stratejik alan olması sebebiyle başta Avrupa Birliği fonları olmak üzere, Tarım ve Orman Bakanlığı, Fırat Kalkınma Ajansı gibi birçok kurum tarafından sağlanan desteklerle projelendirilip örnek bir yatırım olarak da hayata geçirilebileceğini ifade ediyorlar.
İşin uzmanı olan ve gerekirse özel sektörden de tecrübeli isimlerden teşkil edilecek bir proje ekibiyle ve dev bütçeli olarak hazırlanacak projeye birçok uluslararası kurum gibi yerli kurumlarımızın da destek olacağı ve söz konusu organik tarım olunca talep edilen tüm hibeleri vereceğine dikkat çeken uzmanlar, bu konunun özel bir ofis tarafından takip edilip sonuçlandırılması gerektiğini ifade ediyorlar.
DİJİTAL PAZAR DA HAZIR
Üniversitemizin koordinesinde oluşturulacak dev üretim çiftliklerinde üretilen ürünlerin Pazar sorununun da olmadığını ifade eden uzmanlar, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin müjdesini verdiği Dijital Tarım Pazarı ile üreticilerimiz internet ortamında ürünlerine pazar bulabilecek, tüketicimiz ve esnafımız da aradığı kalitede ürünü tedarik edebilecek.
Dijital Tarım Pazarı, alıcı ve satıcıyı online bir araya getirerek, tarımsal üretim ve ticarete önemli bir ivme kazandıracak.
DERT ETMEDEN OLMUYOR
Şehrimizin birçok imkânı ve fırsatı elinde bulundurduğunu ancak bu fırsat ve imkânların da genellikle atıl bir vaziyette bırakıldığına dikkat çeken uzmanlar, yöneticilerin; yönetmek ve idare etmek görevleri dışında, başında bulunduğu kurum imkânlarını şehir ve ülke ekonomisine katkı sunma noktasında da kafa yormalarını ve bu konuları kendilerine dert edinmeleri gerektiğini ifade ediyorlar.