Yılmaz Hoca Yeni Aymış
Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen'in yerine daha önce belediyede hukuk müşavirliğinin yanı sıra seçim sürecine kadar genel sekreter olarak görev yapan Ayşe Ünlüce aday gösterildi.
Aday tanıtım toplantısından sonra partililere konuşan Büyükerşen, ilginç ve çarpıcı bir değerlendirme yapmış. "Gençliğimde, gazeteciliğim sırasında her gün CHP’de vaktimizin büyük bir kısmı geçerdi. Rahmetli Yaşar Eğitim vardı, avukattı, il başkanı. Niyazi Önal genç avukat. Tahsin Atakan diye çok genç bir avukatımı vardı. Oraya gelirler siyasi tartışmalar olurdu. Fakat gördüğüm bir şey olurdu, şeyi görmeye başladım. Hep bir araya geldikleri zaman hepsi çok iyi ahbap, hepsi Atatürk idealleri, partinin seçimlerde kazanması için yapılacak işleri konuşurlar. Fakat bir kısmı çekip gittikten sonra iki kişi yan yana gelince, diğer gidenlerin dedikodusunu yaparlar. Derken gördüm ki; geçimsizlik, anlaşmazlık, kıskançlıklar, iftiralar, ters yorumlar, herkes birbirinin ayağının altına karpuz kabuğu koyma gibi eğilimler içerisinde. Nasıl bu parti adam olacak diye düşünüp durmuşumdur. Kafamın bir köşesinde bu kalmıştır. Uzun gençlik yıllarımda da üniversite yıllarımda da aynı şeyleri gördüm. Ve hala da bugünkü siyasette de biraz daha bozulmuş vaziyette. CHP’nin büyük hastalıklarından biri, adeta bir virüs, mikrop gibi siyasetle uğraşan insanlar arasında ne yazık ki var. Bunu cesaretle hiç çekinmeden söylüyorum, hocalık vasfıma sığınarak söylüyorum. İster inanırsınız, ister inanmazsınız. Gözlemlerimle bu olaylar hep ön plana çıktı.”
Yılmaz hoca ne yazık ki tüm hayatını verdiği CHP’nin gerçek yüzünü, hizipçiliğini, Bizans oyunlarını ve tüm ayak kaydırma girişimi gerçeğini 25 yıllık Belediye başkanlığına aday gösterilmediği için görmüş ve bu cesaretle partisinin siyaset anlayışını resmen gömmüş.
Genelde böyle olur siyasetçilerin sonu. Menfaatleri bittiği, artık yeter denilip bir köşeye itildiklerinde akılları başına gelir nedense. Yılmaz hoca bunu bir ay önce bile söyleseydi bir değeri ve anlamı olurdu. Ama bugün CHP için ne söylerse söylesin hislerinin ve şahsi görüşlerinin ötesine geçmez bu değerlendirmeler.
Siyasetçi odur ki görevde iken bile partisindeki yanlışları dile getiren ve ilkeleriyle siyaset yapandır. Ama siyaset kurumu bu tip adamları bünyesine almaz. Yanlışları görüp dile getiren kişileri hiçbir siyasi parti kabul etmez, değer vermez. Böyle olunca da siyaset kurumu sürekli itibar kaybeder ve milletvekillerinin halkta çok karşılığı olmaz.