YILDIRIM,''TİYATRO BENİM HAYATIM''

BAŞAK MERAL GÜNDÜZ/Elazığ Bahçeşehir Koleji Drama öğretmeni Mahmut YILDIRIM  tiyatro ile ilgili önemli bilgiler verdi.

YILDIRIM,''TİYATRO BENİM HAYATIM''
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Mahmut Yıldırım,’’2008’de farklı bir ekipte oyunculuk deneyimlerimden sonra 2009 yılında Giresun Üniversitesini kazandım. Tirebolu ilçesinde çeşitli sahne deneyimlerim oldu. Şiir geceleri,Tiyatro oyunları, animasyonlar derken çeşitli tiyatro kitapları okudum.Bertolch Brecht, Kostantine Stanilavski, Ferdi Merter vs. 2011 yılında tekrar memlekete geri döndüm. Tabi oyunculuk merakımdan ötürü devlet tiyatrolarından aldığım oyunları okur ve sürekli incelemek gibi bir huyum vardır. Tarihe inanılmaz şekilde düşkün biri olarak Orhan Asena’nın ‘’YA DEVLET BAŞA YA KUZGUN LEŞE’’ adlı oyununa tabiri caizse aşık oldum diyebilirim. O dönemde Elazığ’da kurulu bir tiyatro ekibi olmadığından dolayı kendimi gösterecek bir mecranın yokluğu farklı arayışlara sürükledi beni. Elimde oyun metnim ve inancımla yola çıktım. Bir ekip kurmaya karar verdim ve Türkiye’nin en zor oyunlarından biriyle başlamaya karar verdim. Oyuncu yok , mekan yok, kostüm yok , para yok derken sadece inancım vardı. Bir arkadaşımla ön çalışmaları yaptık ve 3 iken 5 olduk, 5 iken 10 olduk ve en son 40 kişilik bir ekip kurup 700 kişilik Atatürk Kültür Merkezinde 3 gün kapalı gişe sahne alarak rekor bir seyirciyle ilk adımımızı attık.’’dedi.

 

İDOL ALDIĞIM BİR KİŞİLİK VAR

Yıldırım,’’Daha önce belirttiğim gibi tarih düşkünü bir fert olarak genelde sahnelediğimiz oyunlar dönem oyunları oldu hep. Bunların içinde onlarca karaktere hayat verdim, yaşatırken yaşadım diyebilirim. Teker teker seçim yapmak zor fakat örnek ve idol aldığım bir kişilik var tabi ki hep hayalini kurmuştum bir gün canlandırır mıyım diye. Ben buyum dediğim ve oynarken yaşadığım karakter FATİH SULTAN MEHMED HAN olmuştur.’’diye konuştu.

 

BEN KENDİ KARAKTERİMLE KARŞILIKLI OTURUR ONUNLA KONUŞURUM

Yönetmenliği hakkında da bilgiler veren Yıldırım,’’Yönetmen olarak oyuncularıma en ince detayına kadar nasıl hazırlanmaları gerektiğini anlatıyorum tabi ki. Kendi karakterlerime gelince belki deli diyeceksiniz ama akıllı olan biri zaten olmaz diyorum bende. Ben kendi karakterimle karşılıklı oturur onunla konuşurum. Tarihi ve yaşamış bir karakter ise iş biraz daha ciddiye biner. Neler yaşadın, ailenle sorunların var mı, çevrende seviliyor musun, psikolojik olarak ne durumdasın, yaşadığın olaylar seni ne kadar etkiledi vs. bu soruları 500’e kadar çıkarabiliriz. Sonunda onun verdiği cevaplarla bu kez tekniklere geçilir. Bu da Ses tonu, jest – mimik ve cümleyi anlama olarak maddelenir. Bu kriterleri doğru şekilde uygulayan bir oyuncu adayı sahnede o karakteri emin olun yaşar. En çok uyguladığım tekniklerden biri gece uyumadan önce oyunu bir kez olsun zihninde oynayıp ve bitirmek.’’diye ifade etti.

 

KARAKTERİ BULMAK YAKLAŞIK BİR OYUNCUNUN RAHAT 4 AYINI ALIR

Yıldırım,’’Karakteri bulmak yaklaşık bir oyuncunun rahat 4 ayını alır. Son oyunumda Şems Tebriz – i karakterini canlandırdım. Zor bir karakterdi benim için ve ağır bir roldü. Yaklaşık 1 yıl hazırlandım diyebilirim. Ses tonu, hareketler, bilgiçlik sergileyen davranışlar, yüz ifadeleri, İran ağzı ve kaba mı değil mi onu tespit etmek gibi aşamaları uyguladım kendime ve sonuna güzel bir performans sergilemek nasip oldu.’’dedi.

 

ÖRNEK ALDIĞIM SANATÇILAR VAR

Mahmut Yıldırım,’’Sahnelere bakıldığında geçmişte Modern Türk Tiyatrosunun kurucusu ve oyunculuğuna Necip Fazıl Kısakürek bir üstadın oyun yazdığı bir oyuncu olan Muhsin Ertuğrul.Kendileriyle tanışma fırsatı bulduğum ve feyz aldığım, oyunlarını izlediğim büyük ustalar Nejat Uygur, Ferdi Merter, Haluk Bilginer ve hem oyununu izleyip hemde beni seyirci koltuğunda izleyen usta Haldun Dormen.Türk sineması ve yabancı sinema da ise Cüneyt Arkın, Kemal Sunal, Sadri Alışık,Şener Şen gibi yabancı sinema ise Mel Gıbson, Nıcoles Cage, Leonardo Dı Caprio, Brad Pitt ve Amır Khan diyebilirim.’’dedi.

 

 İŞİMİ YAPMAKTAN ZEVK ALIYORUM

Bahçeşehir Koleji hakkında da açıklamalarda bulunan Yıldırım,’’Benim yuvam diyebilirim. Orada ki yönetim kadrosu, öğretmen arkadaşlarım , personellerimiz, öğrencilerimiz bir ağacın gövdesi ve dalları gibiyiz. Gün geçtikçe daha da büyüyoruz. İşimi yapmaktan, onlarla birlikte çalışmaktan gerçekten zevk alıyorum. Bütün enerjim ve gücümle ilk ders saatinden son ders saatine kadar ben bu kuruma neler katabilirim düşüncesinde çalışmalarıma devam ediyorum. Değerli velilerimizin gönül rahatlığıyla çocuklarına verebilecekleri en büyük hediye Elazığ Bahçeşehir Koleji’dir.’’diye konuştu.