Yıkımlar, Güveni Yıkmasın
Şehir merkezinin harpten yeni çıkmış harabe görüntüsü vermesi ve bunun sıklıkla dile getirilmesi sonucu il yöneticilerimiz ve milletvekillerimizin geçtiğimiz haftalarda yaptıkları toplantıda alınan kararlar sonucu yıkımlara başlandı.
Öncelikle vatandalar kendilerine ait binaların yıkımını anlaştıkları ve yıkım için tüm yasal ve ekip-ekipmanları yeterli, iş bitirmesi olan yıkım firmalarına verecekler. Bunu yapmayan mülk sahipleri durumu Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğüne bildirip Özel İdare aracılığı ile yıkımını talep edecekler.
İmalatlarında demir kullanılmayan eski kerpiç ya da tek katlı tuğla yapılı binaların yıkımları için de davetiye usulü ihaleler yapılacak ve bir an önce yılması sağlanacak.
İl Valisi Ömer Toraman’ın açıklamalarına göre Elazığ’daki ağır hasarlı binaların yıkımı sonbahar mevsiminde tamamlanacak.
Yıkım denince ister istemez eski tartışmalar, usulsüzlük iddiaları, Ak Parti İl başkanı Şerafettin Yıldırım’ın “benim de içime sinmiyor” diyerek yaşananları tasvip etmemesi ve sonu dönemin valisinin merkeze alınmasıyla sonuçlanan tenzil-i rütbe ve tecziye olaylarını akla getiriyor.
Böylesi bir tecrübesi olan ve şehrin hafızasında yer eden bu olayın ardından yıkım süreçlerinin alabildiğince şeffaf, alabildiğince açık ve bu mesleği bizzat yapan kişilere verilmesi gibi bir hassasiyet gösterilmesi gerekiyor.
Asıl işi yıkım olmayan ancak idareciler ve siyasiler nezdindeki nüfuzunu kullanıp yıkım işi verilen, ancak komisyonunu alıp başkalarına devreden kişilerin bir valiyi koltuğundan ettiği gerçeği göz ardı edilmeden sürecin sonuçlandırılması ve bu konuda herhangi bir şaibeye mahal verilmemesi en büyük temennimiz. Umarız bu sefer bir yol kazası yaşanmaz, kimsenin huzuru bozulmaz, her şeyden de önemlisi vatandaşın kamuya ve devlete güven duygularını yıkmaz…