YENİ YILDA İLK YASAK
Bugün 5 Ocak 2016
Bugün 5 Ocak 2016.
Günlerden SALI
Geceden kar yağmaya başlamış.
Yerde bir parmak boyu kar. Evler, arabalar kar altında.
Hanım “Bugün çıkamazsın” diye komut veriyor.
Eh, hanımların komutları da dinlenir.
Acı günde, tatlı günde yanınızda hep onlar vardır.
Onların isteklerini dinlemek zorundasınız.
Bir de 64 yıllık bir evlilik süresini düşününüz.
Evet, tamı tamına 64 yıl. Şimdi 65. yıla girmiş bulunuyoruz.
Bizim sevgili Şener Bulut da telefon açıp henüz bizi MANAS’a çağırmamış.
Ondan evvel hanım devreye giriyor ve “Bak, hava hiç de iyi değil. Üstelik, soğuk algınlığın da geçmiş değil. Bugün evde kalacaksın” diyor.
Bu, bir tür ev hapsi.
Şu paşaların bile hapsedildiği hapis türü de değil.
Paşalar bırakıldı. Şimdi, sıra tazminatları ödeyecek kadar paramız da var.
Bizim Engin Paşa da tazminat davasını kazanmış bulunuyor. Bize çok yakın olsa da bu değerli paşaya boşuna, “Bizim Engin Paşa” demiyorum. Gerçekten sevecen yapılı bir paşaydı Engin Paşa. Öyle dış görünüşüne bakıp da karar vermeyin hemen.
Elazığ’da Kolordu Komutanı iken tayini çıkmıştı. O sırada ben de köyde tatildeydim. Bir telefon, “Ben Korgeneral Engin. Tayinim çıktı Hocam. Yarınki törene Ordu Komutanımız da gelecekler. Sizi de yanımda görmek istiyorum…” demez mi? Hem üzülüyor, hem de bu davetinden büyük sevinç duyuyorum. Bugüne kadar hiç kimseden böyle bir davet gelmemişti. Epeyce zaman sonra bir de bir değerli Valimiz Doğan Ünlüsoy Beyden böyle bir haber gelecekti. Engin Paşa, her gün yazılarımı okuyan, sık sık arayıp hatırımı soran bir generaldi. Cezaevine girmesine de bir o kadar üzülmüştüm. Ne yapalım, kaderde bu da varmış. Bölücübaşını 1999’da uçakla ülkeye getiren bu Engin Paşa idi. Yürek vardı, vatan sevgisi vardı, insanı sevmek vardı bu değerli insanda. Asker gibi askerdi.
Bir o kadar da Atatürkçüydü.
Böyle değerli paşalar nasıl hapse atılırdı?
Necdet Doğanlar, Hurşit Tolonlar da öyle değerli paşalarımızdı.
Ne ise, gelelim esas konumuza.
Dün pazardı, evdeydik.
Bugün de pazartesi. İki gün üst üste evde kalmak da çok ağır geliyor bana.
Ne yapalım, hanımefendinin hatırı ve buyruğu üzerine yerine getireceğiz bu isteği.
Hem, benim için faydalı da olacak bu ev hapsi.
Bir başka günde buluşmak üzere haydi hoşça kalınız, sevgili okuyucularım.