Yeni Bir Akşener Klasiği
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in GİK toplantısında partililerden tüm şehirlerde belirlenecek adaylar için tam yetki istediği ve seçimde yüzde 11 oy oranına ulaşılamadığı takdirde görevini bırakacağı öne sürüldü ancak parti kanadı bunu hemen yalanladı ve şu açıklamayı yaptı:
“Bazı haber sitelerinde 8 Ocak tarihli Genel İdare Kurulu toplantımızda, Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener’in, 'Eğer 14 Mayıs’taki oyumuzun altında kalırsak ben yokum, giderim' şeklinde bir ifade kullandığı iddiası yer aldı.
Bu iddia, gerçek dışı olup Genel Başkanımızın böyle bir ifadesi kesinlikle olmamıştır. Bununla birlikte daha önce farklı il ziyaretlerinde kamuoyuna açıkça ifade ettiği üzere seçimdeki sorumluluğunun kendisine ait olduğu yönündeki ilkesel tutumu dışında ortaya konulan bu iddialar, partimize yönelik yeni bir manipülasyon aracı olarak kullanılmaktadır. Kamuoyunu doğru yönlendirebilmek adına gerçek dışı bu iddialara karşı hassas olunması gerektiğini hatırlatmak isteriz.”
İyi Parti Lideri Akşener’in ilk olayı değil elbette bu durum. Daha önce masadan kalkıp bir gün sonra yeniden oturan, konuştuklarını bir süre sonra yalanlayan ve bunun getirdiği güvensizlikle sürekli oy ve irtifa kaybeden Akşener’in böyle bir çıkışı yapma potansiyeli de bunu inkâr etme potansiyeli de var.
Akşener’in en büyük sorunu da bu. Kadın hassasiyeti ve duygusallığıyla bir adım atıyor ya da bir şeyler söylüyor ardından da gerçeklerle yüzleşip geri adım atıyor.
Akşener’in söylediği sözden çark etmesi bir yana, koltuğa yapışıp kalması ayrı bir problem parti için. İyi Parti’nin kitlesel bir partiye dönüşüp güven veren bir konuma yükselmesi için Akşener’in çekilmesinin ve torun sevmeye gitmesinin zamanı geldi.
Bu konuda fazla direniş ve koltuktan kalkmama gibi bir inada düşerse korkarız sonu Kılıçdaroğlu gibi olur. Yani siz gitmekte direnir ve ayak sürerseniz, birileri sizi kongrede yener ve tarih olursunuz. Ve böyle gitmek de çok şık olmaz sizin için…